• türkçeye gümüş küre olarak çevrilmiştir. zamanında yapılan sansürlerden ötürü filme gereken değer verilmemiştir.
  • bir grup astronot, yeni bir medeniyet kurmak amacıyla uzak bir gezegenin karanlık yüzüne iniş yaparlar. ancak aralarında en yaşlı ve bilge olanın ölümüyle birlikte, kurdukları yeni toplum giderek yozlaşmaya başlar. sayıları hızla artan yerleşimciler, yavaş yavaş iç çatışmalarla parçalanan bir kabileye dönüşür. hayatta kalan son yerleşimci, gündelik yaşamdan kareler kaydeden bir muhabir, sonraki nesil tarafından bir mesih olarak görülür, ancak adına işlenen suçlar karşısında dehşete düşer. aynı zamanda, denizin diğer kıyısını keşfetmek için yolculuğa çıkan savaşçılar, kuş şekilli canavarlardan oluşan yeni ve güçlü bir ırkla karşılaşırlar.gümüş küre, zulawski’nin görsel sanatının belki de en ihtişamlı ifadesi.
  • andrzej zulawski’nin imzasını taşıyan 1988 yapımı on the silver globe, bilimkurgu türünün en “garip”, en ilginç örneklerinden biridir. yeryüzünden ayrılan ve başka bir gezegende koloni kurmaya karar veren bir grup astronotun hikâyesine odaklanan filmin yapım aşaması da olaylı geçmiş, zulawski filmin çekimlerine siyasi iktidarın baskısıyla 1978’de ara vermek zorunda kalmış, ülkedeki politik değişimler neticesinde ancak 1988’de film tamamlanabilmiştir.
  • sartre "varoluş özden önce gelir" demişti. peki mevcut özleri bırakıp yeni "var oluşa" gitseydik insan neye yönelmiş olurdu? belki bu sorunun cevabını kısmi de olsa andrzej zulawski'nin uyarlama olan garip filmi on the silver globe'ta(1988) almaya çalıştım, ama yine de bilmiyorum.
  • bilim kurgu filmleri izlemek size keyif veriyor ancak birbirinin aynısı uzay-astronot temalı filmlerden sıkıldıysanız şiddetle tavsiye ederim. gerçekten film, bu türde çığır açacak seviyede yaratıcı olan bir insanlık eleştirisi adeta.

    açıkçası tam anlamıyla bana yönelik bir film değildi ama her saniyesindeki emeği, oyunculuklardaki kaliteyi, senaryodaki derinliği hissetikçe bir saniyesi için bile pişmanlık duymadım.

    şahane eser.
  • sol frame'de görüp şaşırdığım filmdir.

    film, ele aldığı olayları çok yaratıcı ve oldukça özgün bir şekilde aktarmaya çalışmış. daha önce böyle sinematografiyi, mizansenleri, yaratıcı kamera açılarını görmemiştim.

    tarkovsky'nin bilim kurgu filmi olan solaris'ten kat kat iyi olmasına rağmen hatta bilim kurgu türünün en ilginç ve başarılı örneklerinden birisi olmasına rağmen maalesef pek bilindik bir film olamadı. sansürden, kısıtlamalardan nasibini aldı. bu yüzden de çok bilinmiyor, türkçe çevirisi veya türkçe altyazısı bulunmuyor, hatta torrent'e arşivi bile yok (birkaç dosya var ancak seeder yok).

    ağır bir dil içerdiği için ingilizce altyazıyla bazı diyalogları anlayamadım. umarım gönlü geniş bir altyazı çevirmeni buraları okur da filmin altyazısını yayınlar.

    edit: iyi haber, türkçe altyazılı bir arşivini buldum: https://ugurfilm.com/na-srebrnym-globie/

    düdüt 2: stremio üzerinden de türkçe altyazılı bir şekilde izlenebiliyor.

    düttürüt 3: bu film iksv'de gösterilmeden önce türk altyazı sitelerinde yoktu. iksv'de çıkmasıyla birlikte 2 tane altyazı turkcealtyazi.com sitesine yüklenmiş.
  • stanislaw lem'in solaris'i gibi bir sci-fi bakış açısına sahip filmdir. açıkcası bana insanlığın farklı bir yere "medeniyet" götürmesi, oradaki asayişi sağlaması hiç de öyle hollywood filmlerindeki gibi mümkün gözükmüyor. hele de bunu wasp dediğimiz insanlar yapacaksa. burnumuzun ucundaki amerika bile nelerden geçti kolonileşme sürecinde. solaris daha çok "insanlar yeni bir gezegen keşfetmek değil kendi gökyüzlerinin sınırlarını genişletmek istiyorlar" derken bu filmse nereye gidersek gidelim "kendi kısıtlı gökyüzümüz" kadarını yaşayabileceğimizi söylüyor. hemen birkaç nesilde doğan tabular, ritueller, çılgınlık hali. düşünüyorum da ilk çağ falan çekilmezmiş ya ne varsa medeniyette var hiiç naturellik sevdasına düşmemek lazım aha da naturelimiz bizim bu. dönüp dolaşıp isa'yı çarmıha geriyoruz

    filmin yaşadığı sansür ve kayıplara rağmen olabilecek en iyi şekilde tamamlamış zulawski. ancak hem bu kopukluklar hem filmin teatrallığı hem de dile kolay 2 saat 44 dakika olduğundan takibi oldukça zorlayıcı. ama değmiyor mu değiyor.

    pek inceleme bulamadım hemen bir link iliştirelim buraya
  • zamanın öncesinde yapılan zamanının ötesinde her türlü film/kitaba bayılıyorum. mesela lotr'un 50'li yıllarda yazılması, poe'nun 1840'larda yazdığı her şey çok hayranlık uyandırıcı bence.

    bu film de tam olarak bu tanıma uygun, muhteşem bir bilim kurgu.
  • güzel bir remake'i en çok hak eden film.
hesabın var mı? giriş yap