*

  • samim kocagöz ün bir romanı.
  • istanbul üniversitesi hukuk'ta okuyan recep ile halit'in dostluklarıni, farklı
    fikirlerini ve ayrılan yollarını anlatan çok güzel bir samim kocagöz romanı.
  • atinalı ksenophon'un, iran kralı artakserkes'in kardeşi genç kyros'un topladığı ıspartalı kuvvetler, paralı askerler (bunların büyük bir kısmı yunanlılardır, diğerleri barbarlar olarak geçen yani yunan olmayanları ifade eder) ile katıldığı taht mücadelesi yolundaki seferi ve sonrasında yaşananları anlatır.

    kyros, burda savaşı kazanmayı neredeyse garantilemişken kardeşini öldürerek savaşı kısa sürede kazanmayı denemiş, o sırada talihsiz bir şekilde hayatını kaybedince büyük umut ve vaatlerle onun yanında sefere katılan yunan paralı askerler bilmedikleri bir coğrafyada müttefiksiz ortada kalmışlar, sonrasında büyük mücadelelerle, geldikleri yolu izleyip geri dönmüşlerdir.

    bu mücadeleler sırasında bu coğrafyadaki her çeşit uygarlıklarla savaşmak ve yer yer kendi içlerinde de savaşmak mücadele etmek zorunda kalmışlardır.

    batı anadolu'daki sardes'den başlayarak güney mezopotamya'daki kunaksa'ya kadar varan ve burada krala, yani artakserkes'e karşı verilen meydan savaşından sonra yunan ordusunun yani onbinlerin, tek başına, anadolu içinden geçip kuzeydoğu'ya yürüyerek yeniden karadeniz kıyılarından anayurtlarına dönerken geçirdikleri akıl almaz serüvenler dile getirilmiştir.

    sosyal yayınlar'ın dünya klasikleri kültür dizisi serisinin haziran 1984 basımında eserin sonunda anabasiste(onbinlerin dönüşü) ordunun izlediği yolu gösteren harita adıyla bir haritada bulunmaktadır, başka basımları bilmiyorum ama benim okuduğum bu basım ve bunda kitabın sonunda bu şekilde bir harita var.

    eserde, ayrıca kürtlerden tahminen karduklar diye söz etmesinin yanında kitapta kafamı karıştıran şöyle bir pasaj var:

    "ama bir kez aylakça bir ömür sürmeğe, bolluk içinde yaşayıp medlerin ve perslerin uzun boylu ve güzel kızlarıyla ilişki kurmağa alıştık mı, lotus yiyenler gibi dönüş yolunu unutmamızdan korkarım."

    yani bilindiği üzere kürtlerin atasının medler olduğu iddiası da var, bilmediğim için daha sonra okuyacak başka biri beni bilgilendirebilir karduklar medlerin bir kolu o zaman ya da akraba topluluklar, ya da kürtlerin esas ataları ya karduklar ya medler ikisinden biri o zaman.

    karduk coğrafyasını tarif eden kısım şöyle geçiyor :
    " tutsaklar güneydeki bölgelerin babil ülkesine ve media'ya (media ile ilgili not olarak şu geçmiş ksenephon asur ülkesine media diyor) giden yol üstünde olduğunu, doğuda yolun susa'ya ve kralın yazlarını geçirdiği söylenen ekbatana'ya (media'nın başkentidir ve hazar denizinin güneyinde yer alır.) ulaştığını ırmak aşılıp batıya doğru ilerlenince lydia ve ionia'ya ulaşıldığını ve kuzeyde dağlar aşılınca kardukh'lar ülkesine varıldığını bildirdiler."

    eğer kardukh'lar denilerek gerçekten kürtlerin atalarından bahsediliyorsa eserin (i. ö 401-400) arasında yazıldığı düşünülerek tarihte kürtlerin adının geçtiği, onlardan bahsedilen ilk eser olabilir.

    yine kardukh'lar hakkında şöyle bahsedilen kısımlar var : "bu halkların dağlarda oturduklarını, çok savaşçı olduklarını ve krala bağımlı bulunmadıklarını söylüyorlardı. hatta eskiden kralın gönderdiği yüz yirmi bin kişilik bir ordunun onların ülkesine gönderdiğini, ama geriye tek bir kişinin bile dönmediğini söylemekteydiler. bununla birlikte kardukh'lar ovayı yöneten satrapla barış halindeymişler ; iki ülke arasında ilişkiler varmış. ") syf 108-109

    ...
    " çünkü kardukh ülkesini aştıkları yedi gün boyunca tek bir gün bile savaşsız geçmemişti ve başlarına gelen felaketler, kral ile tissaphernes'in yüzünden gelenlerin tümünden fazlaydı. artık bunlardan kurtulduklarını düşünmeleri rahat bir uyku uyumalarını sağladı. " syf 119

    eserde aşırı derecede geçen olaylardan biri de yunan ordusunun bağırsak falı olarak geçen ritüeli. her önemli olayla ilgili karar almadan önce kesilen hayvanın bağırsağını yorumlayarak iyi ya da kötü şeklinde çıkan sonuca göre savaşmak ya da beklemek gibi kararlar almışlardır, her ne kadar çoğu karar istişare ile fikir alınarak verilmişse de en kritik yerlerde belirleyici olan bağırsak falı olmuştur.

    onbinlerce yunan'ın kendi coğrafyalarından binlerce km uzakta savaşmasının nedeni yunanlılarda tarih boyunca oluşan paralı askerlik geleneğidir bu gelenek etkisiyle savaşa savaşa devrin bütün uygarlıklarının ordularından çok daha güçlü taktik ve fiziksel bilgiyle donanan profesyonel askerlerden oluşan yunan ordusunun kendilerinin 5 10 katı olan persler ya da diğer uygarlıklar karşısındaki zaferlerin sebebi bu işi aynı zamanda meslek olarak da profesyonel bir biçimde yapmalarında aranabilir.

    bu sayede onbinlerce yunan paralı askeri tanımadıkları kendi coğrafyalarından binlerce km uzakta olan bir coğrafyadan kendi vatanlarına dönerken geriye onbinlerden gene de 2000e yakın asker kalması başarısı aynı zamanda bu geleneğin de başarısıdır.
  • on binlerin ricadı.

    (bkz: anabasis)
hesabın var mı? giriş yap