• roma imparatorluğu'nun ve orta çağ medeniyetlerinin hamamından mezarına, kilisesinden manastırına, surundan kalesine, barajından köprüsüne kadar her türlü ayrıntısını gösteren atlastır. üzerinde vakit geçirmek oldukça zevkli. insan doğup büyüdüğü yerin eski çağlarda daha popüler olduğu gerçeğini görünce dumura uğramıyor değil.
  • soldaki lejanttan görülmek istenen obje ve eserler, üst menüden ise harita tipi seçilmektedir. ben şu anda evin güney batısında yaklaşık 50 km mesafede bir roma kalesi olduğunu öğrendim örneğin. şimdi olduğu gibi ne zaman bir harita görsem bir üniversite hocamın sözü aklıma gelir:

    "ne kudüs kudüs diyip duruyorsunuz, 400 sene elinde tutmuşsun 4 tane haritasını yapmamışsın, ingiliz 30 sene elinde tutmuş 600 tane haritasını yapmış, tabi bunlar hep burjuva adetleri değil mi!!!."
  • rumelideki ana yol güzergahının osmanlı'nın fetih güzergahı ile birebir örtüştüğünü gösteren atlas.
  • doğu roma imparatorluğu zamanında inşa edildiği düşünülen aydos kalesi'ni barındırmayan atlastır..
  • italya niye boş lan
  • aklımın ermeye başladığından beri erişemediğim bir bilgiye eriştirmiştir. aslında gökyüzündeki zibil gibi yıldızın atlasını yapıp bunu online verebilen insanoğlunun aynısını arkeoloji için de yapabileceğini düşünememem benim ayıbım.

    bizim köyün yakınında kalıntılar var. 1800 metredeki bu torosların yayla köyünde tarih öncesi kim yaşamış bir türlü bulamamıştım. hani pamfilyasıdır, likyasıdır gibi genel bilgilere eriştim ama "kim ulan bu kalıntılarda yaşayanlar?" sorum hep cevapsız kaldı. bizim köylüler oraya "asar" der. bir süre oradan yürüdüm ama meğerse asarın da kelime anlamı zaten kalıntı demekmiş. çok yardımcı olmadı.

    kapakları açılmış lahitler var. üzerlerinde de aslan ve deve figürleri var. oradan yürüyeyim demiştim. zaten sahip olduğum likya'dan daha ilerisine gidemedim. antalya karaoğlan(karalioğlu? karaalioğlan?) parkının girişinde aslan heykelleri de oradan gelmiş. teheeey.

    sonunda bu atlas yardımıma koştu. o kalıntılar bir kasaba kalıntısıymış. adı da eukereia imiş. hatta bazı atlaslarda da köyün adıyla birlikte "manay asarı" olarak geçiyormuş. asar diyen köylülerim çok da yanılmamışlar hatta.

    şimdi ikinci derdim de köyün adının anlamı. "manay". lan köydeki kimse köyünün adının anlamını bilmiyor. karşı köy "osmankalfalar" öteki köy "yeşilyayla" ne güzel lan bir manası var. manay ne canını yiyim? gittim facebooklardan soyadı manay olanları buldum sordum ama kimse yanıt vermedi. dedim herhalde ayıp bir şey pek zorlamamak lazım.

    zamanında demirel dsi müdürüyken kurutulup tarım arazisi yapılmış bir göl var köyün yanında. dedemin ufaklığında, 1800 metrede falan kayıklı durumlar olurmuş . o açıdan "ma" demek su demek. ve de "nay" demek "sazlık" demek gibi bir akıl yürüttüm zamanında. bir heyecan bir heyecan sevan nişanyan'a mail attım.

    o da ma ve nay'ın türkçe'de günlük kullanımda hiç bir zaman kullanılmamıştır dedi. senin dedi köylü ataların ne bilsin dedi. belki dedi rumca "manari" olabilir dedi. o da besili davar, tosun falan demek dedi. ama yazılı kaynak olmadan emin olamıyorum yanlış bilgilendirmeyeyim de dedi.

    öyle işte. atlası övecekken kendimi kaybettim. çok hayati dertlerimle boğdum sizleri.
  • güncel link.
hesabın var mı? giriş yap