• vaktiyle, bundan epey bir yıl evvel alpin bir şair tarafından aladağlar'da bir dağevinin duvarına asılmış şu dizeler de herhalde artık bu sınıfa girer:

    ".... kadir kıymet bilelim. birbirimizi sevelim, kırmayalım. fani dünya, bugün varız, yarın yokuz. özellikle bayan arkadaşlara yazdım bunu; nedir bu nazlar, kaprisler kardeşim. size de yazık, bize de. zaten dağ bayır dolaşmaktan derviş gibi olmuşuz, ilgiye sevgiye hasret kalmışız. siz hala çiçektesiniz, böcektesiniz. yok "ay şu küçük ayı mı? orion hangisi?" "aman böceğe bak", geçelim bunları bacım. boşa vakit kaybetmeyelim fani şeylerle. bakın vakit geçiyor, sonra çok ararsınız bu gençlik yıllarını. son olarak ta diyorum ki: ver kurtul!"

    edit: başlığın başa kalması olayı...
  • kendine otuzluk abi diyen kimseyi dinlemeyin.
  • söyle bir genç bir sözlük kızının düşünce kronolojisi olusturacak ögütlerdir:

    yaş 15: ya bu 30'luk abiler her şeyi biliyorlar, adamlar çözmüş hayatı
    yaş 17: ya aslında o kadar da çok şey bilmiyorlar bu 32'likler
    yaş 21: sikeyim sizin hayatı cözdüm triplerinizi.
    yaş 25: ya aslında bazı konularda haklı olabilir 40'lik abiler
    yaş 28+: ya bu 45'likler her şeyi biliyorlar, adamlar çözmüş hayatı.

    (bkz: demografi), (bkz: diferansiyel denklemler).
  • "hayatımın erkeği", "işte bu o kişi" denilebilecek biri çıkacak diye mutluluklarınızı ötelemeyin, çünkü erkek kısmısının alayı aynıdır o çok idealize edilen modellerin hepisi birer balon olduğu için kişilere takılıp hayatınızı zindan etmeyin.

    daima verici olun 30 devirdikten sonra bu bekareti(bekaret uç bir örnek ama anladınız siz onu) bir adamın üçüncü evliliği için mi sakladım diye depresyona girmeyin.

    evlenecekseniz muhakkak erken evlenin, kariyerdi hayatı garantiye almaktı bunlara sardınız mı sarmaldan çıkışınız 35 yaşı bulur ki ondan sonra çocuk bile doğuramayacağınız için dişiliğinizin de bir kıymetı kalmaz.

    herşeye godoslama atlamayın, bakarken görmeyi bilin, başkalarının tecrubelerini başınıza gelmez sanarak küçümsemeyin.

    yediden yetmişe tüm yaş gurubu erkeklerin size bakışlarının her zaman aynı olacağını düşünecek kadar saf olmayın, 24 yaşını geçmeden adamakıllı birini muhakkak kapaklayın. sonra allame olsanız bile akşam pazarlık olmuşsunuzdur bir kere.

    ......

    biz ne diyersek diyelim bizi sallayacağınız yok. ama sonra demedi demeyin diye....

    sonra hepinizin gözlerinden öpüyorum.
  • videosu çekilsin bunun. abilerimiz geçsin kameranın karşısına , dobra dobra konuşsun. nice koç hanımkızceğizlerin başına şunlar bunlar geldi desin. ve ardından ben çıkıp şu vurucu repliği söyleyeyim.
    "gelin otuzluk abilerimizi dinleyelim, zira; 30' luk ağabey, 70' lik rakıdan evladır."
    ardından yaprak dökümü soundtrack' ten "yine ay doğuyor, bana herşey uzak" adlı eser çalsın. öğretici bir eser olsun. lise öğrencilerine arada izletilsin, üzerine kompozisyon yazdırılsın. "lan'a giriş, ileri eyvallah teknikleri" kasmasın gencecik bünyeler boşuna.
  • (bkz: kelin ilacı olsa başına sürerdi)
    imza: otuzluk bi abi
  • yaşıtınız olan erkeklerden uzak durun. ne o öyle, çoluk çocuk hepsi. ne varsa otuzluklarda var unutmayın. tecrübe, bilgelik, olgunluk*

    ha bir de, abi demeyin lütfen...
  • büyük bir bataklıkta yaşayan bilge bir kaplumbağa ve bir sürü de kurbağa varmış. kurbağalar her gece neşe içinde şarkılarını söyleyip mutluluk içinde yaşıyorlarmış. bir gün bataklığa bir kartal musallat olmuş her gün gelip 8 - 10 kurbağa avlıyormuş. kurbağalar artık dışarı çıkamaz hale gelmişler. korku içinde kayaların altında bekleşmek dayanılmaz hale gelince bilge kaplumbağaya danışmak akıllarına gelmiş. 100 yaşından büyük olan kaplumbağanın öğütlerinin işlerine yarayacağına inanarak yanına gitmişler. durumu bilge kaplumbağaya anlatmışlar ve kaplumbağa bu konu hakkında biraz düşünmesi gerektiğini söyleyerek bir gün müsade istemiş. bir gün sonra geldiklerinde gayet bilgece bir öğüt vermiş:

    - bundan sonra kol kola şarkı söyleyin küçük kurbağalar, demiş. her gece kol kola girin ve şarkınızı söylemeye başlayın. unutmayın biri yutmak kolaydır ama bütün olursanız kimse karşınızda duramaz.

    bu öğüt kurbağaların çok hoşuna gitmiş ve ertesi akşam kol kola girerek en güzel şarkılarını söylemeye başlamışlar bir ağızdan. beklenen vakitte kartal yine gözükmüş. kurbağalardan birini sırtından yakalamış, kaldırmaya çalışmış ama olmamış. bu sefer daha güçlü bir kanat darbesiyle denemiş. kurbağalar kol kola girmiş bir zincir halinde kartalın pençesinde gökyüzüne yükselmeye başlamışlar. şaşkınlık içindeyken en alttakilerden biri bilge kaplumbağayı su kenarında mojitosunu yudumlarken görmüş ve bağırmaya başlamış:

    - bilge kaplumbağa, bilge kaplumbağa bize verdiğin öğüdü tuttuk, bir olduk, bütün durduk ama bak hepimizi birden götürüyor, şimdi ne önereceksin! demiş

    bilge kaplumbağa mojitosundan bi yudum almış, derin bir iç çekmiş:

    - siktirin gidin lan 100 yıldır kafamı sikiyordunuz her gece. biraz da ben keyif süreyim! demiş
    ...
    özetle:

    "öğüt alandan çok verenin işine yarar". birileri size öğüt verdiğinde daima bunu anımsayın, bit yeniği arayın, dolmuşa binmeyin.

    akıllı olun.
hesabın var mı? giriş yap