• varol yaşaroğlu'nun işlerinden biri daha. kendi gibi güzel bir ekiple ürettikleri ve demosunda gördüğüm kadarıyla bir hayli eğlenceli ve türkiye'nin bu alanda yeni ürünler vermesi için iyi bir başlangıç. pek yakında ulusal televizyon kanallarımızdan birinde yayına başlamasını bekleniyor.
  • varol yaşaroğlu'nun bu işe* verdiği emeği görüp takdir etmeme rağmen genel komiklik anlayışını* beğenmediğim için başarısız olacağı hissi uyandıran dizi..

    ama tabii ki vardır bir kaç komedi dehası işin arkasında, düzgün bir espri anlayışı kurarlar, çizgi film ile komedi yapmanın avantajlarını kullanıp politik davranmadan bir farklı bir açıdan yaklaşım sergilerler, kimseden çekinmeden ve türkiye'ye özel yalakalıklar yağmadan eleştirilerini koyarlar o zaman bu lafı da yerim, çok da hoşuma gider..

    şimdilik şüphe ile başarılar diliyorum..

    edit: izledim..maalesef olmamış..
  • bannerındaki adamın mavi muammer'i anımsattığı proje.
  • müziklerinin az daha elimden çıkacağı türkiyenin ilk kaliteli animasyon çizgi dizisi.
  • -başarılı olması hepimizin yararına olacak bir çizgi film projesidir.*

    -çok sayıda insanın organize olup*, bir araya gelerek emek verdiği ter akıttığı suya yazılan yazı, göte çizilen kaş göz kıvamında, desteklenesi, yüreklendirilesi projedir.

    -bu ülkedeki nice şukela işler “ratingi yok kardeşim” gerekçesiyle zayi olurken (bkz: sessiz sedasız biten tv programları) elbette hedef kitle ve rating kaygısı sebebiyle espriler seyreltilmiş ve türk televizyon seyircisi’ne de hitap etmeye, tüketim çılgını televizyon çarkları (şov biziniz) arasında kendine has bir denge tutturmaya çalışılmıştır. projedir.

    -elimizin nuru, gözümüzün bebeği projedir.

    -proje ne be?
  • konusunu da yazalım:

    yalnız başına yaşayan mihriban banyo yaparken musluk arızalanınca tesisatçıyı çağırır. ancak, gelen tesisatçı numan efendi nin musluğu bir türlü tamir edememesinden, numan efendinin aslında araba tesisatları döşediği anlaşılır. mihriban’ın “o zaman bana da döşe be usta” ricası üzerine olaylar gelişecek geri dönülemeyecek bir hal alacaktır.
  • uğur özakıncı'nın siyah'ından hoşgörüyü ve karşılık beklelemeden sevmeyi anlatan iki önemli karakter.
    (bkz: #4980695)
  • gelen eleştiriler dikkate alınarak, eleştiri sahiplerine de hitap edebilmek için konusu şöyle değiştirilmiş çizgi dizidir:

    seymen, tüzmen ağayı içten içe sevmekte ama ona bir türlü açılamamaktadır, bu sırada özel olarak yetiştirilen polat; estetik bir ameliyatla sahip olduğu yeni yüzü ve yeni kimliğiyle alt basamakları tırmanarak mafya örgütünün içine sızdırılır. ama küçük ali adlı çocuğun gazına gelerek kınalı çemişkezek köyüne öğretmen olmaya karar veren ali’ye nazar değer. bir haziran gecesinde bir araya gelen mihriban ve tesisatçı numan efendi ise özvarlıklarını irdelerler, olaylar gelişir.

    not: tam da bu başlık için yazılmış duran (bkz: öküzce eleştirmek) bakınızına tıklamadan geçmeyiniz.
  • daha başlamadan hakkında atıp tutmalar ve yerden yere vurmalar başlamış çizgi dizi.
    bence bi zirve düzenleyip bu işi yapan ekibi budaklı meşe odunuyla dövelim. yani bunu yapsak daha iyi be. adamlar uğraşıp didinmiş bi iş yapmışlar, destek ve moral verip önlerini açacaımıza "böyle şey olmaz, bırakın bu işleri" diyoruz. bu kadar acımasız olmamak lazım. evet belki de olması gerektiği gibi değil veya beğenmediniz, hatta nefret ettiniz. bence yine de bu söylem kimseyi bir yere götürmez. en azından bir girişim olarak desteklenmelidir. biraz gözlerini açan her insan görecektir ki o ekip bu projeyi kabul ettirmek için paradan puldan daha öte değerlerle yola çıkmış. televizyon yöneticilerinin aha bakın daha şmdiden beğenilmedi, hadi kapatıyoruz dükkanı" mı demesini istiyoruz.
    "bu işi ben biliyorum abi" yollu sert eleştirilerin bir faydası olmaz. en azından üslup olarak daha yapıcı olmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap