• bir tecavüz sonucu dünyaya gelmiş alman şair ve filozof. felsefesini oluştururken schopenhauer'dan büyük ölçüde etkilenmiş hatta istenç ve tasarım olarak dünya'yı keşfettiği günü yaşamının en anlamlı günü olarak not etmiştir. pesimizme dair radikal bir felsefe oluşturarak nihilizmin ötesine geçmiş ve birçok düşünür/edebiyatçının aksine yazdıklarıyla tutarlı bir şekilde, hayatını başyapıtı olan die philosophie der erlösung'un yayımlanmasından 1 gün sonra intiharla sonlandırmıştır. schopenhauer gibi o da olmamanın olmaktan daha iyi olduğunu ve ölünce doğmadan önce ne ise o olacağını düşünen bir ateistti. ruhu şad olsun...
  • intiharın apolojisini yazmış adam.

    --- spoiler ---

    evet. bakıyorum hiç’e. hiç. hiç hiç. her özne, her nesne hiç’e gider ve bir daha aynı özne ve aynı nesne olarak doğamaz. insan bir kez doğar ve doğa gereği bir kez ölür ancak her gün ölmek de var, her gün biraz daha ölmek; bir kez ölmektense çoğunluğumuz her gün yavaş yavaş ölmeyi deneyliyoruz, sanki bir mucize bekleyecek bizi, ölümsüz bir mucize, oysa ölmek de istiyoruz, ölümsüz bir yaşamı kim sürdürebilir ki? fakat insanlar gördüm ki basit bir hafta sonunu yaşayamazken, ölümsüz bir ömür arz etmekteler.

    evet. bakıyorum hiç’e. ah, mutlak boşluğun bakışı, sen ey mutlak boşluk, hiç bir ad seni betimleyemiyor.
    nihil. ve sadece nihil. stirner’in nihilinde bir negativum, bir yaratma dürtüsü vardır, kırarak yaratma. hiçbir karamsarlığa yer vermeyen, her yıkımdan ve her yaratımdan haz alan bir nihil. mainländer'de buna dair en ufak bir kıvılcım yok. haz yok. tek haz ölüm istencidir. onun ateizmi sıradan, isyankâr ve karşı gelen bir ateizm değildir, bizzat bilimsel bir ateizmdir; der ki: dünya öncesi olmadığı gibi, sonrası da yoktur, dünya muhteşem bir süreçtir -kendini tekrarlamayan ve tekrarlamayacak olan. olmak, olmamak’ta sonuçlanacaktır. dinsel insan, “kader”i kişileştirmeye ve mutlak hiç’i bir mistik dünya, gizemli bir varlık, “herşeye” muktedir bir tanrı olarak algılamaya meyillidir. ebedi barış ve ebedi mutluluktur ona göre hiç, bir “city of peace”. oysa hiç, her mezarın dibinden ona bakıyor, onu seyrediyor ve onu bekliyor. kaçınılmaz olarak onun da gideceği yer orasıdır. insan, bilgiyle insandır ve bilgi tanrı’yı da öldürdü, dünyayı da, insanı da. âmin.
    --- spoiler ---
  • mainländer, insan varoluşunun hiçbir değeri olmadığını ve “var olmamanın varlığından daha iyi olduğu bilgisiyle ateşlenen iradenin tüm ahlakın yüce ilkesi olduğunu” beyan eder.

    kaynakça: philipp mainländer: kurtuluş felsefesi. alıntı: ulrich horstmann dünyanın ve diğer kalan parçaların ayrışmasından. el yazması, warendorf 2003, s.85
    şuradan
  • ölümsüzlüğün çifte yüzü tarafından ölümcül bir şekilde yaralanırız: ölümle ilgili belirli farkındalığımız (ve dolayısıyla bireysel fenomuzun sonu bize ilham veren korkudan dolayı), ama aynı zamanda, varolmaya karşı karanlık eğilim. böylelikle insan, yok olma korkusundan geçen tek hayvandır, sonunda bulacağı umuduyla barışı özlemez. ve "aciliyet ve sürtünme", her zaman "acı verici bir ihtiyaç" ve "en acımasız bencillik" ile çevrelenmiş olan insan eylemlerinin evrenindeki ortak notalar olduğu göz önüne alındığında hiç de şaşırtıcı değildir, mainländer sözü edilen ve ölümcül ontolojik hastalık, insan ırkının tekil belası için otantik ve sadece bir çözüm olarak ölüme gitmeyi öneriyoruz. - carlos javier gonzález serrano diario de un poeta
  • "schopenhauer, bir insan olarak, intihara önyargısız yaklaşır ki bunu çok takdir ederim. sadece duygusuz, akılsız veya dogmanın tuzağına düşmüş insanlar kendini katledeni kınayabilir. ne şanslıyız ki hayatın boğucu salonu dayanılmaz hale geldiğinde ölümün sessiz gecesine girebileceğimiz bir kapı açıldı kibar bir el tarafından."

    edit: devamını eklemeyi unutmuşum. #115390199
  • "yani, her şeyden önce, dünyadaki her şeyin bilinçsiz bir ölme iradesi olduğunu gösterdim. bu ölme iradesi, insanlarda yaşama iradesiyle tamamen gizlenmiştir. çünkü hayat, en aptalların bile açıkça görebileceği gibi, bir ölme metodudur. sürekli olarak ölürüz, hayatımız yavaş bir ölüm mücadelesidir ve bu mücadeleyi ölüm kazanır her gün, her insana karşı; ta ki herkesin hayat ışığını söndürene kadar.
    insan, özünde, varlığının ilksel çekirdeğinde, ölümü istemeseydi eğer, şeylerin böyle bir organizasyonu mümkün olabilir miydi? haydut, hoş bir ölme yöntemi olarak hayatı seçer; bilge ise direkt ölmeyi ister."
  • max stirner'dan etkilenmiş epey karanlık bir tip. filozof.
  • nietzsche'yı schopenhauer'dan koparan adam.
hesabın var mı? giriş yap