pulika

• 1. (isim) lazca civciv. (benim cocukken pulikam vardı ya da cefu'nun katkılarıyla: beronaşi oras, ma pulika miğuttu.)
  2. (nick) 6. nesil bir yazar. (sozlugun bir pulikası var.)
• "biz iki dost
  biz iki yanlış yan yana.."
  
  (yanlışlar hep doğru oldu ama, baki kaldı anısı şiirin, şarkının.. hoşgelmiş, geç de olsa güzel gelmiş cici..)
• bir bakarsin nasil oldugunu anlamadan, bir bakarsin yasaminin taaa icine girmis... daha dogru bir ifadeyle islemis... yasanmisliklar birikmis... öylesine herhangi biriyken o, gözden oluvermis...
  
  sizi ayiracagini dusundugun farkliliklar hayatiniza bir tarcın misali serpilmis...
  
  canimiz pulikamiz, sütlü tatlımız hosgelmis...
• pizzanın uzerindeki mısır taneleri kisisi...
  
  (bkz: b vitamini)
• bu gözde candır, bu pırıl parlak güzel kişizade..
• organizasyon sag kolu(onsuz bir organizasyonun nasil olabilecegini dusunmeyin bile), saat 10 u 10 gece pozisyonunda araba kullandigindan suphe etmekteyiz..
• deli paratoneri imis bu sevimli insan. zitlarin anlami olsa gerek. bunlar bir sey degil de, çok çaliskanmis. hem eli hem beyni yetenlerden. ender... o yüzden degerli ya.
• dogum günü çocugu!
  
  iyi ki dogmus, nice mutlu yillara...
• iki koç burcu insani olarak çoktan kafa atmamiz lazimdi birbirimize, ama o böyle munis, usul, sokulgan bir koç burcu kadini ki...
  
  siddetle özüne dönmesi gerektigini hatirlatiyor, ortaligi toza bulamasini istiyoruz.
  
  iyi ki dogmus, iyi ki gelmis aramiza.
• dogumgunu kizlarinin en simarigi; arkadaslarin en patiskasi.
  
  boyle serin serin, cicekli cicekli… soguk, gunessiz ve agaclarin ciplak oldugu bir mevsimde dogsa sasardim zaten. hanim teyzemiz dogurmamis, adeta acmis.