• başrolünde tom hughes'u izlediğimiz, duyguların ağır bastığı bir bilimkurgu. isminden konusu anlaşılıyor zaten.

    --- spoiler ---

    tom hughes'un oynadığı marc karakteri güzel bir hayatı varken genç yaşında kanser olduğunu ve bir yıl ömrünün kaldığını öğreniyor. hiçliğe karışmak istemeyen marc vücudunu dondurmaya ve yeniden canlandırmanın bulunup hayata döndürüleceği günü beklemeye karar veriyor.

    2084 yılında hayata döndürülen marc vücudu, beyni ve duygularıyla bu yepyeni hayata alışmaya çalışıyor. film tamamen marc'ın yeni yaşamındaki arayışı ve çabası üzerine kurulmuş.
    --- spoiler ---

    filmde oona chaplin'i görmek de güzeldi.

    durgun bilimkurgu filmlerini sevenler bir göz atabilir. 6/10

    ayrıca (bkz: project lazarus)
  • çıkarılabilecek 2 net sonucu olan film:
    1) kocaman kocama efektler olmadan da gayet iyi bilim-kurgu yapılabiliyor.
    2) saç ve sakal erkekler için çok önemli kıl toplulukları.
    bunlar dışında ispanyol ve fransız yapımı bu filmi gördükten sonra avrupa sinamasının, bilim kurgu konusunda cidden hızlı ilerlediğini de söylemek lazım. duygusal tarafı ağır bassa da kurgusuyla filme oldukça güzel yedirilmiş. keyifle izledim. bütçesinin düşük olduğunu düşünmüştüm ama 7m pek de azımsanacak bir rakam değil.
    son olarak 80lerin sonunda ve 90ların başında yapılan gelecekle alakalı filmlerden cidden ders alındı sanırım. (bkz: 2015 oldu uçan arabalar nerede orospu çocukları) durumundan sonra insanlar 100 yıl sonrası için bile gayet temkinli bir tasvir oluşturuyor artık. google glassın yaygınlaşması dışında sadece abiye kıyafetlerde vücudu boyama güncellemesi gelmiş. geri kalanı 100 yıl öncesi gibi görünüyor.

    --- spoiler ---

    elemanın bu kadar başıboş kalması, öyle bir tesiste istediği yere girip çıkması biraz sıkıntı olsa da onu da hoş görüyoruz.

    --- spoiler ---
  • netflix filmi olan the discoveryden sonra bu sene içinde izlediğim en ilginç ve sakin bilim kurgu filmlerinden biriydi. böyle fütüristik filmlere insanı duyguları, değerleri bağladıklarında , az çok empati yaptığımdan mıdır nedir filme kaptırmak daha kolay oluyor. sonra alıyor beni düşünceler, ben olsam yapar mıydım, ne yapardım vs vs ...

    --- spoiler ---

    elizabeth aslında naomi çıkacak diye tüm film boyunca bekledim ama olmadı.
    ayrıca ölmene bile izin vermemeleri de ayrı bir eziyet senin için. adam tekrar yaşamak için ölmeyi seçti ama bir daha bu hakkı eline geçmiyor artık, pek bi değişik.

    --- spoiler ---
  • 2015 ile 2084 yıllarında geçen film.

    filmdeki ana karakter marc, genç bir sanatçı ve hayatının en güzel yıllarında -bu 2015 yılına takabül ediyor- kanser olduğunu öğreniyor.

    yaşama isteği olan bu genç arkadaşımız, madem öleceğim o zaman beni dondursunlar diyor. çözülme yılı 2084.

    film tam olarak, marc ve hissettikleri...
    2084 yılında hayata tekrar gözlerini açan insanın geçmişe dönme arzusu ve yeni yaşamına ayak uydurma çabası arasında sıkışan bir haliyle karşı karşıyayız.

    film düşük bütçeli bilim kurgu.
    gayet güzel.

    --- spoiler ---

    basit, yormayan bir film.
    marc'ın hayatına son vermesi ve dondurulmak istemesi tamemen kendi seçimi.
    ve ölmek istemesi de..

    filmde dr. west'in marc'tan önceki canlandırma çalışmalarının başarısızlığı kan donduran cinsten. insanlara tekrar yaşam vadediyorsun ama uyandıklarında yaşamdan soğuyorlar. herhalde 2084 yılına bir bebek gibi uyanmayı beklememeleri gerekiyor. bu tabi ki bir deney...

    naomi'nin de kendini dondurduğunu öğrendiğimizde bi heyecanlanıyoruz. ama allahtan onu da canlandırıp kavuşmalarını sağlamadılar. o zaman çok bayat bir film olurdu.

    ama marc ne yaptı? kapağı açarak buna engel mi oldu? kendi yaşadığı acıları naomi yaşamasın diye.. ya da diğerleri gibi uyum sağlayamayacak diye?

    her şekilde saçma. onu da döndürsünler ve yalnızlığınız azalsın.

    bir an için elizabeth'in naomi olmasını istemedim değil.

    peki 2015 yılında ölüp 2084'e uyanmak akabinde yine ölmek istemek? ama artık bir laboratuvar faresisin dr'lar ölmeni istemezse ölmezsin.
    tekrar tekrar tekrar...

    yine dünyaya gelmesi fikri güzeldi. bu kez gözlerini açtığında elizabeth yoktu. bu kez yaşaması için hayatı sevmesi için ekstra bir çaba sergilenecekti.

    tüm bunlar deneyerek öğreniliyordu, çünkü marc koca bir deneydi.

    --- spoiler ---
  • az önce izlediğim insan hayatını sorgulatan film.

    başınıza ne geleceği, yarın ne olacağı belli değil. ee hayatımızı da kontrol altında tutamayacağımıza göre anı yaşamanın ne kadar doğru bir yol olduğunu ispatlar nitelikte.

    insanlık ölümsüzlüğü bulsa dahi onu anlamlandıracak duygusal boşluğu tamamlayamıyor maalesef.

    çok spolier vermek istemiyorum, izleyin güzel film. 7/10
  • (bkz: forever young)
  • insan dondurma, zamanı gelince çözme, yaşlılığa çare gibi konulardaki söylemlerinin güzelliği haricinde bir numarası olmayan tırt film. aksiyon yok, gerilim yok. haliyle sıkıyor izlerken. ben trt radyosu gibi dingin bir film istiyorum diyenler izlesin tabi.
  • abre los ojosu yazıp yöneten alejandro amenabar'ın kıyısından yazar kredisi verdiği mateo gilin hem yazıp ve dahi yönettiği film.

    her ne kadar "diriliş" gibi bilimkurgu temeline sahip olsa da, bu yeniden doğuşun insana ne katıp ondan ne götüreceğine dair dram muhasebesi yapan bir yapım.

    --- spoiler ---

    herhalde "okuduğumuzu anladık mı?" sorusuna verilecek en kısa ve doğrudan "ben neylemişim hayatı sevdiğim 43 yıl mazide kalınca" cevabı ile, sadece hayatın değil bitmiş şeylerin diriltilmesinin pek de mümkün olmadığını olsa bile bir nevi zombi olabileceğini kararinda, fazla derinliklere inmeden irdeleyerek kotaran film.

    elbette diriliş projesinin pis ve ölmek istemeyen kara sermayedarlarca desteklenmesi klişesi mevcut. ancak hain bir şekilde kanser olduğunu öğrenince vücudunu geleceğe dondurmak adına ecelinden evvel intihar eden ve bu açıdan böylesi yaşama düşkün bir marc jarvis karşısında bir kırk elli yıl sonra, sorunlu ama derinli ilişkisinin yokluğunun altında kalıp yeni "kukla" rolünden ve haliyle hayattan soğuyanı arasındaki git-gelde çok da yeni bir şey söylemeyen, vasat bir dram filmindeki pişmanlığın yeniden dirilmiş vechesini önümüze koyan film.

    elbet yeniden dirilenlerin "kobay" olmasından kelli "intihar" iradesinin de artık elden çıkmış olması ile de hayat ve hayata geri dönme arasındaki gerilimi incelikle işlemesiyle bu pişmanlığın da kâr etmediğini göstermesi mesajıyla son bulan yapım.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "diriliş projesi", 2016 belçika-fransa-ispanya ortak yapımı bilimkurgu-drama filmi. ispanyol yönetmen mateo gil'in senaryosunu yazıp yönettiği filmin başrollerinde tom hughes, charlotte le bon ve oona chaplin gibi oyuncular rol almışlardır. kanarya adaları'nda çekilen film, ilginç konusuyla izlenmeyi hak etmektedir. ayrıca filmin başında gerçek bir doğal doğum sahnesi vardır. son olarak, filmin imdb.com puanı 5,9/10'dur.

    konusu
    bir doktor kontrolü sonrasında marc (tom hughes), hayatının son zamanlarında olduğunu öğrenecektir. doktor, ölümcül bir hastalığın pençesine düştüğünü ve sadece bir yıl yaşayabileceğini söylemiştir. bu durumda şok yaşayan ve bu yaşta ölmeyi kabullenmeyen marc, bir klinikte kendini dondurtup, ilerleyen yıllarda da teknolojinin gelişmesiyle hastalığı yeneceğini düşünerek uykuya dalacak ve uyandığında tanıştığı kızla aslında aynı macerayı yaşamış olacaklardır.

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt4074928/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/realive

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=ybygd7hwghm

    --- spoiler ---
  • rica ederim avrupalılar bilimkurgu falan çekmesin. bu ne ağlaklık ya. filmin dörtte üçü adamın eski anılarının hızlı şekilde gösterilmesinden ibaret. arka fonda devamlı ağır ton bir müzik. doğru düzgün diyalog bile yok. çoğu yerde adam tek başına konuşuyor güya hayata dair mükemmel tespitler yapıyor. sinema böyle bir şey değil ağalar. hele bilim kurgu hiç değil.
hesabın var mı? giriş yap