• kitap okumakla ilgili başlıklarda kimi kere rast gelinen hödüktür. roman okuyup da ne olacak, bilgilenmek istesem de artık insanlar internetten bütün bilgiyi elde ediyor, der. kimisine göre de okunması gereken şeyler tarih ve psikolojiymiş. bir başkasına göreyse sadece siyaset kitaplarıymış. tamamen hayali şeyleri okumak boş işmiş. duyan da zanneder ki paşam her gün kant metafiziği okuyor. bu tipler romanı, öyküyü, edebiyatı "adamın biri bir maceraya atıldı. şuraya gitti, şunu yaptı. maceradan başarıyla çıktı. kitap bitti. the end." den ibaret zannediyor. edebiyatın hayata, varoluşa, insan olmanın ne demek olduğuna dair neler söyleyebileceğinden; bilim, tarih, felsefe, psikoloji kitaplarında bile eksik olan ummanları nasıl da edebiyatta bulabileceğimizden bihaber. kimisi de var ki edebiyat kitaplarının sadece imgelemi ve türkçe bilgisini geliştirdiğine inanır ama bunlara göre de bu sınırlı yararın ötesinde roman, öykü okumanın bir yararı yoktur. bunlar da muhtemelen salt olay örgüsüne ağırlık veren romanlar okuduklarından bu kanıya varmışlardır.
  • romanların içinde sadece "başka insanların aşk hayatları, entrikaları, abartılmış üstünlükleri" olduğunu zanneder. olm edebiyat deyince sizin aklınıza türk dizileri mi geliyor?
  • sugss
  • ''başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım. mürekkeple yazmışlar oysa. ben kurşunkalem silgisiyim, azaldığımla kaldım.'' (bkz: oğuz atay) (bkz: tutunamayanlar)

    bu tür bir cümleyi ve daha fazlasını ne kişisel gelişim kitaplarında ne konu mankeni bol aylık dergilerde bulabilirsiniz. o yüzden roman okumanın ruhunuza, hayal gücünüze ve düşünce yapınıza yapacağı katkıyı hafife almayınız. ara ara mutlaka roman okuyunuz. roman okumayı sevmiyorsanız, az da olsa sevebilme adına roman okumaya en azından kendinize uygun dünya klasiklerinden başlayınız.
  • kitabı yalnız bilgi almak için okunan bir şey sanan insandır.

    gerçek elbette bu değil. hatta belki çizmeyi aşarak, bilgi almak için kitap okumanın kendi başına çok bir şey ifade etmediğini öne sürerim.

    edebiyat, özellikle roman, gerek kurulumuyla, kurgusuyla, diliyle, işleyişiyle okura çok geniş bir düşünce ve duygu alanı açar. bu alanda nelere daha çok önem vereceği, neleri benimseyip yadsıyacağı, okurun o alanda, o dünyada var olmasını getirir. bu da insanın kendi dünyasının dışında dünyalarda, yaşamlarda, durumlarda barınması demektir. bu durumun her türlüsü insanı daha bilgili yapmayabilir, ama insanı, yaşamı daha iyi kavramak, değerlerini varsıllaştırmak, kendini bu dünyada bulamayacağı sınavlardan geçirmek yoluyla, derinleştirir.

    veri sağlayan kitaplar değerlidir. olmazsa olmazdır hatta. ama yalnızca somut veri sağlayan kitapları, yani araştırmaları, incelemeleri, denemeleri okuyan insan bu dünyayla veya içinde bulunduğumuz somut evrenle ilgili bilgi kazanır. türlü dünyaların getirdiği açıkgörüşlülükle, türlü yaşamların deneyimiyle, kendi değerlerini her öyküde gözden geçirmenin ve varsıllaştırmanın birikimiyle hareket eden insan, yalnız bilgiye dayanan insandan daha özgürdür, daha yaratıcıdır, değer yaratmayı daha iyi bilir.
  • dediklerine cevap vermek çok daha boş iştir.
  • sonia vefasını razumihin dostluğunu olrici selim ışığï falan ona anlatmaya çalışırken yüzünüze buzhane balığı gibi bakabilitesi oldukça yüksek olan tiptir.
  • satılan kitap sayısının her yıl yüzde 12 azaldığı ve böyle giderse üç nesil sonrasının dostoyevski'yi tanımayacağı dünyada, sokaktaki canlı bombadan bile daha tehlikeli tiptir.
  • saatleri ayarlama enstitüsü, martin eden, yabancı, dava, ne yapmalı, suç ve ceza vb. onlarca şaheseri okumamış, hiç okumayacak ve bunları okumanın hazzını almadan ölecek tiptir.

    yani boşa yaşayan tiptir.
  • analiz ve sentez yetenegi olmayan ilkel bir canli turudur. futbol onun icin hayatin anlamidir, iticilikte sinir tanimaz. tipik yurdum erkegi iste.
hesabın var mı? giriş yap