• asia times internet sitesinde çıkan david goldman imzalı yazının başlığıdır.
    karakter sınırından dolayı başlığın tamamını yazamadım, aslında başlığın tamamı "türkiye, ortadoğu’nun çöken devletleri arasına katılmak üzere" şeklinde.

    ankara'da patlayan bomba özelinde yazılmış, ortadoğu'da yaşanan son gelişmeleri değerlendiren, okunması gereken bir analiz. ve ne yazık ki "bu ülkeye asla bir şey olmaz"cılarla aynı rahatlığı hissedemiyorum kendi adıma; yazıdaki öngörülerden endişe duymamak elde değil.

    türkiye'nin suriye ve ırak bölgesinde işid'i destekleyerek hedeflediği stratejinin rusya ve abd'nin son hamleleri sonrası nasıl tepetaklak olduğunu, rusya'nın tacizlerine gık çıkaramayışımız ve dış politikada rezil olmamız gibi değinmelerle devam eden yazı, finalde sevr'in yeniden gündeme gelmesi arzusu, yazarın dile getirmese de gayet içinden geçirdiği belli olan temennisi ve el ovuşturmasıyla son buluyor.

    buna sebep olan da milliyetçilerin o dilinden düşürmediği meşhur "dış güçler" değil sadece.
    bunun sebebi bu ülkedeki kardeşlik çimentosunu parçalayan sağ iktidarlar ve finalde akp'nin neofaşist politikaları.

    geç olmadan ülkede yaşanan şiddete dur denilmeli ve ayrışmaların önüne geçilmelidir. bu şiddet durmazsa ayrışmalar keskinleşecek; ülkede yaşayan her etnik kökenden, her mezhepten, her siyasi görüşten herkes büyük acılar çekecek ve bu ülke için çok geç olacaktır.

    yazının tamamı şu şekilde:

    “cumartesi günü ankara’da 95 kişinin ölümüne sebep olan iki bombayı kimin patlattığını bilmiyoruz ancak cumhurbaşkanı erdoğan’ın hükümetinin bu işte suçsuzluğu kabul edilemeyecek bir varsayım. bir türk milletvekilinin, lütfü türkkan’ın saldırı sonrası gönderdiği tvitde dediği gibi "bu ya istihbarat servisinin başarısızlığıdır ya da bunu yapan istihbarat servisinin kendisidir".

    hem amerika birleşik devletleri hem de rusya tarafından ihanete uğrayan ve sınırları üzerinde bir kürt devletinin ortaya çıkması, mecliste muhalif kürt partilerin yükselişi ile karşı karşıya kalan erdoğan köşeye sıkışmış durumda. kısa vadedeki risk, yaklaşan kasım seçimlerinden sonra akp’nin ülkeyi yönetme yeteneğinin kaybıdır. orta vadede risk altında olan ise, türk devletini bir arada tutan tutkalın çözülmesidir.

    başkan obama’nın 2010 röportajında türkiye'yi "büyük bir islam demokrasisi" olarak tanıtımını batılı liderler de kamuoyunda paylaştılar. obama’dan önce, erdoğan daha başbakan olmadan, kasım 2002’de’ onu beyaz saray’a davet eden george bush da aynı görüşte idi. bazı askeri ve istihbarat analistleri orta vadede türkiye’nin bugünkü sınırları içinde devamının mümkün olamayabileceği konusunda uyarılarda bulundular.

    sorun, toplam nüfusun %20’sini oluşturan kürt azınlığın, etnik türklerin iki katı kadar çocuk sahibi olması ve yirmi yıl geçmeden türkiye'de askerlik çağındaki nüfusun yarısından fazlasının birinci dil olarak kürtçe konuşacak olması.

    2011’de çıkan “medeniyetler nasıl ölür ve müslümanlık da neden ölüyor” başlıklı kitabımda türkiye’nin varoluş bunalımının yıllardır oluşmakta olduğunu anlatmıştım. geçen hafta bir araya gelen son derece uygun koşullar türk politikasını her şeyiyle kontrol altına aldı ve derin bir siyasi istikrarsızlığı kışkırtma tehlikesi yarattı. türkiye bölgenin bir sonraki çöken devleti haline gelebilir.

    ortadoğu'nun bu kara filminde suçu yüklenecek birisi lâzımdı ve bu tatsız rol da türkiye'ye düştü. modern türk tarihinin en büyük terör olayı bu bombalama öncesinde, erdoğan washington'un yanı sıra moskova tarafından da kamu önünde bir aşağılanma yaşadı. laura rozen’ın al-monitor’da 9 ekim’de yazdığı gibi, washington yürüttüğü suriye müdahale hareketinde 180 derecelik bir dönüş yaparak suriyeli kürtler lehine sünni muhalefeti terk ettiğini duyurdu.

    beyaz saray ve pentagon 9 ekim’de, abd’nin suriye'de ışid’le mücadele eden suriyeli arap ve kürt gruplara silah, teçhizat ve hava desteği vereceğini duyurdu. abd yetkilileri, başarısızlıkla sonuçlanan 500 milyon dolarlık pentagon “eğit-donat” programını gözden geçirdikten sonra suriye'de mücadele eden isyancı grupları “donat- etkinleştir" olarak yönlendirerek ışid’e karşı yeni bir güç oluşturma kararı aldılar.
    ...
    bu arada rusya, türk hava sahası içinde türk jetlerini taciz ederek türkiye'yi küçük düşürdü; yüksek sesle protesto etme işi nato'ya kaldı. bununla birlikte abd ve almanya, türklerin acil isteklerine rağmen rus uçaklarına karşı tek savunma sistemi olan patriot füze bataryalarını devre dışı bıraktı.
    ...
    tam da kasım’da yapılacak parlamento seçimleri öncesinde, erdoğan’ın dış politikası çökmekle kalmadı aynı zamanda bölgesel istikrar için onun rejimini destekleyen ülkeler tarafından da küçük düşürüldü.

    kürt destekli hdp geçtiğimiz haziran seçimlerinde toplam oyların %13'ünü aldı ve parlamentoda erdoğan'ın çoğunluğu kaybetmesine sebep oldu; erdoğan bir koalisyon hükümetine razı olacağına yeni seçim kararı aldı. üstelik, ana medyada da açıkça görülen bir şekilde, erdoğan, türk milliyetçilerinin desteğini almak için kürtlere karşı askeri operasyonlar yeniden başlattı.

    ankara’daki bombalama olayı için ister akp hükümeti emir vermiş olsun, isterse ışid bu işi yaparken görmemezlikten gelmiş olsun cumartesi günü ankara'daki korkunç olaylar hem türkiye’de hem de dünyada erdoğan rejiminin düştüğü umutsuzluğunu yansıtacak. bu tür vahşeti çare olarak gören rejimler çok fazla yaşamaz.
    türkiye’nin bu koşullarda yapabileceği en iyi şey, kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde birleşmiş milletler denetimde yapılacak plebisit sonunda ayrılmak isterlerse bunu kabul etmesidir. kürtlerin çoğunlukta olduğu türkiye'nin güneydoğusundaki dağlık alan stratejik bir önem taşımadığı gibi ulusal bütçe üzerinde ağır bir yüktür.

    ne erdoğan ne de milliyetçi muhalefet böyle bir şeyi düşünemez; erdoğan'ın yeni-osmanlıcılığı da eski laik milliyetçilik de bunu kaldıramaz. tektonik plakaların altında baskılar daha da kötüye gidecek.

    cumartesi günkü bombalama, birinci dünya savaşı sonunda ortaya çıkmış olan türk devletinin sonunun geldiğinin habercisi olabilir.”
  • özet geçiyorum: ver kurtul.

    .
  • saçma bir yazının içeriğindeki tezdir.

    yazı ile ilgili eyyorlamam şu şekilde bölüm bölüm yaptım,

    1. (hem amerika birleşik devletleri hem de rusya tarafından ihanete uğrayan ve sınırları üzerinde bir kürt devletinin ortaya çıkması, mecliste muhalif kürt partilerin yükselişi ile karşı karşıya kalan erdoğan köşeye sıkışmış durumda. kısa vadedeki risk, yaklaşan kasım seçimlerinden sonra akp’nin ülkeyi yönetme yeteneğinin kaybıdır. orta vadede risk altında olan ise, türk devletini bir arada tutan tutkalın çözülmesidir.)

    antitez: ortada bir ihanet yoktur. süreç başından beri kontrol edildiği ve istenildiği şekilde devam etmektedir. bop sürecinin geldiği noktadan bağımsız olarak akp'nin ülkeyi yönetme yeteneği kasım seçimlerinden çok önce, 2014 yılında akp'nin bütün kaynaklarını cemaat'i yok etmeye yönlendirmeye başlamasıyla kaybolmuştur. iş bilen kadroların büyük bir kısmı tasfiye edilmiş, sadece ekonomik açıdan değil güvenlik açısından da zaafiyetler baş göstermeye bu dönemde başlamıştır. ekonomik açıdan örnek olarak; yapılan ovp planlar günü kurtarmaya yöneliktir ve açıklandıktan sonra herhangi bir takip mekanizması oluşturulmaya bile gerek görülmemiştir. mesela geçen gün basın açıklamasında bakan sn. mehmet şimşek'in yürülükte diye açıklama yaptığı taşeron yasasının 2016'ya ertelenmiş olmasından haberi bile olmaması bunun örneklerinden biridir. rusya'nın suriye konusundaki tutumu ve türkiyeye tavrı da başından beri aynıdır ve değişiklik göstermemiştir, yani bu kısımda da herhangi bir ihanet sözkonusu değildir. kaldı ki – varsa - bu köşeye sıkışma durumu akp'nin politikalarından kaynaklanmaktadır, ülkenin tutkalının bu durumla bir alakası bulunmamaktadır.

    2. (başkan obama’nın 2010 röportajında türkiye'yi "büyük bir islam demokrasisi" olarak tanıtımını batılı liderler de kamuoyunda paylaştılar. obama’dan önce, erdoğan daha başbakan olmadan, kasım 2002’de’ onu beyaz saray’a davet eden george bush da aynı görüşte idi. bazı askeri ve istihbarat analistleri orta vadede türkiye’nin bugünkü sınırları içinde devamının mümkün olamayabileceği konusunda uyarılarda bulundular.)

    eleştiri: yazar bu kısımda bir üstteki paragrafı yalanlamıştır. eğer abd yönetimi bu konu hakkında önceden uyarıyı yaptıysa bir paragraf önce bunu ihanet olarak nitelendirmek ya balık hafızalılıktır ya da açık seçik saçmalamaktır.

    3. (sorun, toplam nüfusun %20’sini oluşturan kürt azınlığın, etnik türklerin iki katı kadar çocuk sahibi olması ve yirmi yıl geçmeden türkiye'de askerlik çağındaki nüfusun yarısından fazlasının birinci dil olarak kürtçe konuşacak olması.)

    eleştiri: kürt azınlığın doğum hızının yüksek olmasının sorun olarak gösterilmesi, her güneydoğu vatandaşının otomatik olarak terörist olarak nitelendirilmesinin bir uzantısı olan faşist bir yaklaşımdır. bir vatandaşın etnik kökeni ve doğum hızının yüksekliği otomatik olarak o vatandaşı pkk işbirlikçisi ve ayrılık yanlısı yapmayacağı gibi, batıda yaşayan ve nispeten doğum hızı düşük bir vatandaşın da terörist olma ihtimalini sıfırlamaz. bu varsayım nereden bakarsanız bakın el ile tutlamayacak kadar saçma bir varsayımdır.

    4. (2011’de çıkan “medeniyetler nasıl ölür ve müslümanlık da neden ölüyor” başlıklı kitabımda türkiye’nin varoluş bunalımının yıllardır oluşmakta olduğunu anlatmıştım. geçen hafta bir araya gelen son derece uygun koşullar türk politikasını her şeyiyle kontrol altına aldı ve derin bir siyasi istikrarsızlığı kışkırtma tehlikesi yarattı. türkiye bölgenin bir sonraki çöken devleti haline gelebilir.)

    eleştiri: türkiye'nin herhangi bir varoluş bunalımı bulunmamaktadır, modern türkiye'nin temelleri 1923 yılında atılmış ve bu temeller üzerinde yükselmiştir. darbelerle dolu geçen çok sıkıntılı dönemlerden sonra demokrasimiz her seferinde ayağa kalkmıştır. darbe bir sıkıyönetim biçimidir. günümüz koşulları da darbe yötimiyle (hatta zaman zaman fazlası) benzer koşullara sahip olsa da geçici bir dönemdir. her siyasal oluşumun – dünyada ve türkiyede – uygun koşullar oluştuğunda bir oluşma, büyüme, zirveye ulaşma ve düşüş dönemi vardır. akp'ye uygun koşullar oluşturan ortam da yıllar süren ekonomik istikrarsızlık dönemi olmuştur. bu dönem de dış koşulların da (sıcak para) müsait olması ekstra bir güç katmış ve zirve döneminin uzun sürmesinde etkili olmuştur. ekonomik koşulların biraz sallanmasına (sadece bu dönem değil ekonomik koşulların nispeten kötüleştiği 2009; %42), yurt dışı kaynaklı gelmesi muhtemel olumsuz hava da eklenince zirve dönemini bitişi kesinleşmiş ve düşüş dönemine geçilmiştir. siyasi istikrarsızlık sonucu sistem çökmez, sadece iktidar el değiştirir.

    5. (ortadoğu'nun bu kara filminde suçu yüklenecek birisi lâzımdı ve bu tatsız rol da türkiye'ye düştü. modern türk tarihinin en büyük terör olayı bu bombalama öncesinde, erdoğan washington'un yanı sıra moskova tarafından da kamu önünde bir aşağılanma yaşadı. laura rozen’ın al-monitor’da 9 ekim’de yazdığı gibi, washington yürüttüğü suriye müdahale hareketinde 180 derecelik bir dönüş yaparak suriyeli kürtler lehine sünni muhalefeti terk ettiğini duyurdu.)

    eleştiri: abd, eğit donat faaliyetinin silahlanan militanların büyük kısmının ışid'e geçmesiyle sonuçlanmasının ardından, sünni muhalefet yerine suriyeli araplara mühimmat dağıtmanın daha akıllıca olduğunu görmüş ve bu yönde haraket etmiştir. abd'nin başından beri yalandan sürdürdüğü bir yandan ışid'e bir yandan esad'a vurma politikası değişmemiştir. esad'ın düşmesi halinde yerine koyacak herhangi bir alternatif bulunmamaktadır. ışid'in düşmesi halinde de planlan katar-ürdün-suriye-türkiye boru hattına karşı olan esad'ı razı etmek mümkün olmayacaktır ve bunun yerini rusya'nın desteklediği ve suriye'yi bir enerji dağıtım merkezi yapan iran – ırak – suriye boru hattının alması muhtemeldir. bütün planları bu minvalde olan abd dönüş yapmamıştır sadece sırası geldikçe tüm aktörleri kullanmaktadır.

    6. (beyaz saray ve pentagon 9 ekim’de, abd’nin suriye'de ışid’le mücadele eden suriyeli arap ve kürt gruplara silah, teçhizat ve hava desteği vereceğini duyurdu. abd yetkilileri, başarısızlıkla sonuçlanan 500 milyon dolarlık pentagon “eğit-donat” programını gözden geçirdikten sonra suriye'de mücadele eden isyancı grupları “donat- etkinleştir" olarak yönlendirerek ışid’e karşı yeni bir güç oluşturma kararı aldılar.
    ...
    bu arada rusya, türk hava sahası içinde türk jetlerini taciz ederek türkiye'yi küçük düşürdü; yüksek sesle protesto etme işi nato'ya kaldı. bununla birlikte abd ve almanya, türklerin acil isteklerine rağmen rus uçaklarına karşı tek savunma sistemi olan patriot füze bataryalarını devre dışı bıraktı.)

    eleştiri: 2013'te türkiyenin talebi üzerine koyulan, görev süresi geçen yıl dolan hollanda füzelerinin yerini ispanyollar almıştır. bu arada teknoloji transferi yapmak istemeyen batılı firmalar yüzünden çinli firmanın kazandığı uzun menzilli hava savunma sitemimiz de nato'ya entegre edilmeyecektir. (bu konu abd'nin oyuncaklarımı aldım gidiyorum demesinden çok daha kompleks ve çok yönlü bir konudur, - aselsan honeywell teknolojik işbirliği anlaşması - daha fazla zaman harcamayacağım.)

    7. (tam da kasım’da yapılacak parlamento seçimleri öncesinde, erdoğan’ın dış politikası çökmekle kalmadı aynı zamanda bölgesel istikrar için onun rejimini destekleyen ülkeler tarafından da küçük düşürüldü.)

    eleştiri: yukarıda belirttiğim gibi akp'nin iç ve dış politikasının zayıflamaya başlaması dikkatlerin başka yöne kaydırılmasıyla alakalı bir süreçtir ve yeni bir gelişme değildir.

    8. (kürt destekli hdp geçtiğimiz haziran seçimlerinde toplam oyların %13'ünü aldı ve parlamentoda erdoğan'ın çoğunluğu kaybetmesine sebep oldu; erdoğan bir koalisyon hükümetine razı olacağına yeni seçim kararı aldı. üstelik, ana medyada da açıkça görülen bir şekilde, erdoğan, türk milliyetçilerinin desteğini almak için kürtlere karşı askeri operasyonlar yeniden başlattı.)

    bu paragrafta bir sıkıntı yok zaten yorum da yok, yorum yapmasa düzgün bir yazı olabilirmiş.

    9. (ankara’daki bombalama olayı için ister akp hükümeti emir vermiş olsun, isterse ışid bu işi yaparken görmemezlikten gelmiş olsun cumartesi günü ankara'daki korkunç olaylar hem türkiye’de hem de dünyada erdoğan rejiminin düştüğü umutsuzluğunu yansıtacak. bu tür vahşeti çare olarak gören rejimler çok fazla yaşamaz.)

    bu paragrafta da bir sıkıntı yok, genel görüş bildirmiş.

    10. (türkiye’nin bu koşullarda yapabileceği en iyi şey, kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde birleşmiş milletler denetimde yapılacak plebisit sonunda ayrılmak isterlerse bunu kabul etmesidir. kürtlerin çoğunlukta olduğu türkiye'nin güneydoğusundaki dağlık alan stratejik bir önem taşımadığı gibi ulusal bütçe üzerinde ağır bir yüktür.)

    bu paragraf için ne desem boş, zaten ilk yazıda istiklal marşı'nı koyup geçmemin sebebi bu saçma paragraftır, ayrıca yorum yapmaya gerek görmüyorum.

    11. (ne erdoğan ne de milliyetçi muhalefet böyle bir şeyi düşünemez; erdoğan'ın yeni-osmanlıcılığı da eski laik milliyetçilik de bunu kaldıramaz. tektonik plakaların altında baskılar daha da kötüye gidecek.

    cumartesi günkü bombalama, birinci dünya savaşı sonunda ortaya çıkmış olan türk devletinin sonunun geldiğinin habercisi olabilir.)

    sonuç kısmına da eyyorlamam şu şekilde;

    hükümetler gelir, hükümetler gider, enseyi bu kadar karartmayın, her komplo teorisine de mal bulmuş mağribi gibi atlamayın, türkiye cumhuriyeti elbet bu karanlık günleri de geride bırakacaktır. bu arada ne bileyim siz de patrick cockburn okuyun biraz mesela, biraz daha sert isterseniz tim arango'yu takip edin. bu adamlar ne kadar sert yazsalar da temeli vardır saçma sapan varsayımlar ileri sürmezler.

    ps: ilk yazımı ve altındaki ekleri silip kaçmadım, sadece gelen yorum ve sorulardan bunaldığım için ayrıntılı bir açıklama yazana kadar kaldırdım. sözlükte istiklal marşından bu kadar nefret eden olduğunu bilmiyordum bu da benim cahilliğim olsun. bu sayede ayrıca umutsuzluğun ne kadar had safhaya ulaştığını ve gerçeklerin ne kadar bulanıklaştığını ve ülke üzerinde siyasi görüşü ne olursa olsun tüm bireylerin manipülasyona ne kadar açık hale geldiğini farkettim. evet belki beni çizdiğim tablodan çok daha olumsuz günler geçiriyor olabiliriz, ben de yanılıyor olabilirim, son dönemde yaşadığımız travmanın etkilerini atlatmamız belki çok daha uzun bir zaman alacak. ama ne olursa olsun benim bu ülkeye güvenim değişmedi ve saçma sapan komplo teorileri de bu güvenimi sarsamayacak.

    herkese sevgiler.

    ps2: istiklal marşını beğenmeyen biri de senin yazar olarak bize ne katkın var diye sormuş.

    (ek2: entry olarak istiklal marşı yazacaksan niye yazar oldun ki sen? bize nasıl bi katkın olabilir senin?)

    bunu diyen arkadaşın entrylerine göz gezdireyim dedim ilk bu çıktı;

    başlık: güzel bir kızın yalnız olmasının nedenleri

    entry:elimde çekirdek entryler arasında yalnız ve güzel kız aramaktan kör oldum, tuz krizine girdim.

    osman, mahmut, hasan siz bi yazmayın aq.

    bi de burç başlıklarının birine göğüsleri büyük olur filan yazmış bunun gibi entryler işte...

    okumadım kardeş durumum yoktu desen şaşırmazdım zaten.
  • "türkiye’nin bu koşullarda yapabileceği en iyi şey, kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde birleşmiş milletler denetimde yapılacak plebisit sonunda ayrılmak isterlerse bunu kabul etmesidir. kürtlerin çoğunlukta olduğu türkiye'nin güneydoğusundaki dağlık alan stratejik bir önem taşımadığı gibi ulusal bütçe üzerinde ağır bir yüktür. ne erdoğan ne de milliyetçi muhalefet böyle bir şeyi düşünemez; erdoğan'ın yeni-osmanlıcılığı da eski laik milliyetçilik de bunu kaldıramaz. tektonik plakaların altında baskılar daha da kötüye gidecek"

    adam analizde noktayı koymuş. buna cevabı olan var mı?

    edit:

    marşlar okuyalım, rabia yapalım, oluk oluk kan akıtalım, hevallerle sevgi çemberi yapalım, türkü söyleyelim... ne yaparsak yapalım fikir tartışmayalım. adam ne demiş:

    1. "kürtlerin çoğunlukta olduğu türkiye'nin güneydoğusundaki dağlık alan stratejik bir önem taşımadığı gibi ulusal bütçe üzerinde ağır bir yüktür."

    burada bir tartışma var mı? güneydoğunun ulusal bütçeye yük olduğu ortada herhalde. ha stratejik önemi var mı, belki olup olmadığı tartışılabilir.

    2. "...kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde birleşmiş milletler denetimde yapılacak plebisit sonunda ayrılmak isterlerse..."

    yazar burada kürtler ayrılmayı istiyor mu diye bm denetiminde halk oylaması yapılmasından bahsediyor. kürtler kesin ister dememiş. madem isteyen bir kesim var, oylama yapılıp bakılıra getirmiş.

    3. "türkiye’nin bu koşullarda yapabileceği en iyi şey..."

    bu yazarın yargısı. en iyi şey diyor. niye diyor, çünkü en masrafsız ve barışçıl gözükeni bu. ayrılmak isteyenlerle bir kavgayı sürdürmek ve kazanmaktan daha kolay diyor.

    4. "ne erdoğan ne de milliyetçi muhalefet böyle bir şeyi düşünemez; erdoğan'ın yeni-osmanlıcılığı da eski laik milliyetçilik de bunu kaldıramaz."

    tartışmanın başında istiklal marşı okutan milliyetçiliğimiz yüzünden bu çözüm de yapılamaz diyor.

    5. "tektonik plakaların altında baskılar daha da kötüye gidecek."

    o yüzden bu sorun kötüleşecek diyor.

    efendim sen pkk'yı yenersin, yenmezsin, 7 düvele savaş açarsın, böyle bir tartışma yok. barışçıl bir şekilde bu sorunu çözmeye şartların, toplum yapın uygun değil diyor. o yüzden kavga sürer diyor. bu da istikrarsızlık, ve ekonomik yük demek, o yüzden türkiye'nin işi zor diyor.
  • ne zaman orta doğu ülkesi olduk yahu!
  • çılgın türkler'i ortadoğulu herhangi bir halkla karıştırmış zatın gündüz düşleridir.
  • bir ingiliz itinin tahmin değil temennisidir.
  • aradaki ince cizgiyi iyi gormek lazim. gidisatin kotulugu gun gibi ortada, buna artik kimsenin samimice karsit bir fikir uretebilecegini dusunmuyorum. ulkenin icine her gun daha fazla ediliyor yalniz, bu bizim firsattan istifade etmeye calisan diger akbabalara firsat verecegimiz anlamina gelmez.

    bu ince cizgiyi gozardi edenlere bu millet kurtulus savasinda cevabini vermisti, gerekirse yine verir. daha once de padisahi topuklayinca, kendini donup akbabalara karsi korumus bir millettir bu, ortadogu'daki herhangi bir milletle karistirmasinlar.
  • ya tamam sonu geldi devletin. tamam parçalandı. verip kurtulalım siz de rahatlayın yavşaklar.

    hiç bir sikim olmaz aslanım. burası o kokuşmuş arap coğrafyasına benzemez. lan emsal gösterip fikir yürüttüğünüz coğrafyalar yüzyıllarca bizim ilimiz eyaletimiz olmuş sikko yerler. türkiye cumhuriyeti ile mukayese etmek bile başlı başına sığırlık.

    ha olaylar mevcut iktidarın topallamasına vs. sebep olabilir. onun dışında da hiç bir bok olmaz. bu ülke ne iktidarlar gördü arkalarında anıları bile kalmadı... ama bak ülke halen yerinde.

    her bomba patladığında ülkeyi bölseydik şu an elimizde kalan son yer ankara olurdu. o da şüpheli.

    bu ülke, üstünde yaşayan son türk'e kadar bizim evimiz, son yurdumuz.
    hepimizi silip süpürmeden bu coğrafyaya gücünüz yetmez. o yüzden şimdi, siktir git.
  • belirli bir amaca yönelik söylenmiş tarih bilgisinden yoksun barış-umut tacirlerinin bile sarılmayacağı kadar saçma önerme.

    yeni bir düzen kurulur ve bu millet ve memleket o düzende yerini alır. bu milletin ve devletin öyle sonradan cetvelle kurulmuş bir suriye, ırak, libya olmayacağının analizini yapmak için biraz tarih bilmek yeter. o tarihe biraz bakılırsa bu memleketin üzerinde oynanan oyunların da hiç bir zaman bitmediği ve bundan sonra da bitmeyeceği apaçık görülür. ancak öyle birkaç bomba patlatıp birkaç ajan kullanarak türkiye'yi ölmüş bitmiş gibi göstermek psikolojik harp ortamı doğurmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.

    bu millet ne psikolojik harpler gördü, ne oyunlar oynandı ama sonunda olan hep aynı şeydi yeniden oluşan düzende kendini o düzenin şartlarına adapte edebilme becerisi.

    "düzeni de değiştirmeyelim" demek ise maalesef kendin dışındaki güçlerin gücünü hafife almaktır. işte bu süreç birtakım kayıpların olmasına nedendir. ancak bu bir mücadele işidir. bütün tarih aynı şeyi söyler savaşabilecek gücü varsa devletin ayakta kalır. bu gücü iyi kullanma becerisi ise bu millette tarihten bu yana hep vardır, var olmaya da devam edecektir.
hesabın var mı? giriş yap