• "japonlar ilerledi de ne oldu?" deyip de 8.9 siddetindeki bir deprem -allah korusun- turkiye'ye olmus olsa kac yuzbin kisinin oleceginin farkinda olmayanlardir sebep. bir yandan araba surup, cep telefonu kullanip, hd televizyon izleyip, evdeki bilgisayarinda internete girerken bir yandan da bilim ve teknolojiye tu-kaka diyenlerdir.
  • 7.4 siddetinde 17 bin kisinin oldugu bir ulkede 7.4'un ~32 kati kadar enerjiye sahip 8.9 siddetindeki bir depremde yuzbinlerce (~560 bin) kisinin olmesinin cok da sasirtici olmayacagini bilmeyen insanlardir.
  • sorgulama ve supheci yapilarinin olmayisi, ustten geleni kabul edip itaat etmek bizim insanimizin en cok sevdigi seydir.

    ölümsüzlugu arastirirken kansere care bulan isvecli bilim adamlarina nazaran "herkes olcek amk ne gerek var" deyip diger dunya icin calisirlar.

    bu kisilerin annesi kanserden ölünce de takdir-i ilahi derler.
  • hemen her alandaki yöneticilerin bir şekilde yenilikleri (bu konu özelinde bilimi) önemsemeyen (hatta çoğu zaman istemeyen: #9452386), bunlara kaynak ayırmaya yanaşmayan bürokrat kafalılardan çıkmasıdır.
  • girişim, uğraşma var mı ki gelişsin!

    (bkz: dış mihraklar)
  • halkımızın değişimden korkuyor oluşudur. iyi yönde bile değişmek istemiyoruz. hep eskiyi, hep önceyi özlüyoruz. geleceğe bakmıyoruz, kafayı geçmişle bozmuşuz. geçmişe saplanıp kalmışız.

    bunun dışında emek vermeye korkuyoruz. tembeliz. hep kolay yoldan köşeyi dönmeye çalışıyoruz. emek vermeden ilerleme mümkün olamaz.

    benciliz. dünyaya ve insanlığa bir şey katmaya çalışmıyoruz. "herkes kendini kurtarır, olan sana olur." mantığı ile yetişiyoruz. kendi bekamız için dünyayı ateşe atmaya hazırız.

    otoriteye biat etmeye bayılıyoruz. kendi başımıza karar almak bize zor geliyor, bizi yönlendirecek çobanlar arıyoruz. o çobanlar da kendi dertlerini düşünmekle meşgul olduğundan bilime sıra gelmiyor bile.
  • bilimde ilerlemenin ilk koşullu sorgulamaktır
  • araplaşmalarıdır
  • 1) ilgisizlik, yeterli ilginin oluşmaması

    2) bilinçli olarak cahil bırakılma

    yoksa 1958 yılında “makine düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir?” konularında halk konferansları yapılmış. yani bir çaba, 1958 senesinde bile varmış, fakat ya ilerletilememiş, ya da ilerlemiş ama ilgi gösteren kitle sayısı az.

    https://twitter.com/…tatus/1257394792079785984?s=21
  • boş işlerle uğraşmak, tek bir alanda uzmanlaşmak yerine her konuda fikrinin olması için uğraşmak hatta uğraşmamak. hepimizde bu herşeyi bilme ve herşeye yorum yapma hastalığı doğuştan default olarak gelmektedir.

    en büyük sebebi ise almanların bizi kıskanması.
hesabın var mı? giriş yap