*

  • eski diyarbakır baro başkanı tahir elçi'nin öldürülmesiyle ilgili olarak ingiltere'nin londra üniversitesi adli mimarlık bölümü (forensic architecture), tahir elçi cinayeti ile ilgili çok iyi bir video analizden oluşan rapor hazırlamış. rapora göre kuvvetli suç şüphesi bulunan 3 polis tespit edilmiş.

    iki noktaya değinmek istiyorum. birincisi ülkede onca üniversite, eğitim kurumu, teknoloji kuruluşu varken, bu kalitede bir video analiz yapamayacak kadar yeteneksiz oluşumuz. belki de o yetenek mevcuttur ama o "cesaretten" yoksunuzdur. ne demişti aristo "cesaret, korkaklık ve atılganlık arasındaki doğru ortadır." erdem sahibi olmadığımız sürece failimiz hep meçhul olacak bu ayrı.

    ikincisi dönemin başbakanı ahmet davutoğlu bu cinayeti çözeceğine dair söz vermişti. fakat dosya diğer tüm "faili meçhul" cinayetlerde olduğu gibi, hasır altı edilmiş ve cinayet mahallinde yer alan polislerle ilgili herhangi bir dava "açılamamıştı." o zaman bir "doğru orta" da benden gelsin. "dürüstlük, yalancılık ile patavatsızlık arasındaki doğru ortadır."

    bizim ne yazık ki "doğru ortalarımız" yok. kodlarımız hep faili meçhul cinayetler, katliamlar, kitlesel yok oluşlar ve ölümlerle dolu. daha dün "durup dururken" bina çökmüş 15 can daha gitmişti. sizce bu bir cinayet mi, kader mi, yoksa "tahir elçi'nin öldürülmesi hakkında konuşan bir avuç densizin belirttiği gibi "şanssızlık" mı?

    analiz için buyrun

    edit: link düzeltildi.
  • 1- orospu çocuğu pkk yandaşları tarafından finanse edilmiştir.
    2- çok güzel bir göz boyamadır, bilgisayar destekli animasyonla desteklenen her çalışma başucu eseri olamaz.
    3- mevzuyu polisin üzerine yıkmaya çalışmak, orospu evladı olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor.
    4- otopsi raporuna göre ölüm nedeni uzak mesafeden atış.
    5- şimdi gelelim en can alıcı ve en çok şerefsizlik kokan olaya. olaydan hemen sonra yapışan açıklamalarda, tbb başkanı feyzioğlu’nun bir tv kanalıyla yaptığı canlı bağlantıda, çatışmanın “tahir elçi öldükten sonra” çıktığını söylüyor. bir paralı kuruluş da çatışma anında öldüğü senaryosuyla çalışma yapıyor. gerisi takdir meselesi.
    6- pkk, orospu çocuğu ordusudur. sempati duyanı da, içinde olanı da aynıdır. hepinin leşleri teker teker serilene kadar bize rahat yoktur.
  • "pekeke"den sonra sonucunu net olarak öğrendiğiniz analizimsi videodur.
  • daha önce ne demişiz? (bkz: #86815649)
  • amacın ne orospu çocuğu, terör örgütünü cicileştirmeye mi çalışıyosun
  • taraflı ya da tarafsız olması bir kenara, “uzak mesafe atışı” ihtimali söz konusu değilse (ki farklı bir ses yok ve merminin giriş açısı öyle bir mesafeyi reddediyor) zaten tahir elçi’nin arkasında kalanlar tarafından açılan ateşle vurulduğunu anlayabilmek için bu kadar artislik analize ne gerek vardı onu anlamadım. görüntüleri izleyince zaten bu sonuç ortaya çıkıyordu.

    tahir elçi, çatışmanın ortasında kalan her talihsiz gibi o veya bunun kurşunu ile hayatını kaybetmiş ise devlet neden şeffaf olmayı tercih etmez nasıl böyle bir yanlışa düşer anlamak güç.
  • terörist sevici bir şahsın, yanlışlıkla vurulması olayının, teknik analizidir. neye hizmet ettiği açıkça belli oluyor. “pekeke” “militan” sözcükleri özellikle seçilmiş.
  • daha ''pe ke ke'' derken bile finalinin gayet belli olduğu analizdir. video'nun altındaki contente adlı kullanıcının şu yorumu durumu özetlemiş, aynen yapıştırıyorum;

    bu çalışma tamamıyla bir "sugar coating" örneğidir. al üniversitede ders diye okut. şöyle ki, "sugar coating" yani bir diğer adıyla "gri propaganda", %99 doğru sözler söyleyip %100 güven sağladıktan sonra, %1 yıkıcı bir yalanı (veya fikri) sinsi bir şekilde şırınga etmektir kısaca. bu case study (vak'a çalışması) de tam olarak sugar coating yöntemiyle hazırlanmış bir gri propaganda eseridir. neden böyle düşündüğüme gelince:

    1) öncelikle çalışma az önce 2 polis memuruna sokak ortasında, kameraların önünde suikast düzenleyip memurları katleden 2 silahlı teröriste, terörist tanımını dahi yakıştıramamaktadır, bu çalışmayı yapanların bakış açılarına dair bir fikir veriyor. savunmaları belki "biz yargı kurumu değiliz." olacaktır ama mermilerinin isabet edip etmediğini bile bilmedikleri memurları "suç şüphesi altındalar..." diye tanımlarken neden yargı görevi üstleniyorlar?

    2) çalışma tahir elçi'yi kimin vurduğundan çok, teröristlerin tahir elçi'yi vurmadıklarını ispatlamaya yönelik hazırlanmış. sunumda da olay yerinde bulunan basın mensuplarının da belirttiğine göre az ileride "hendeklerden" söz edilmektedir. nedir bu hendekler? biraz hafıza tazeleyelim: o hendekler terör örgütünün (pkk-yps) kazdığı ve videoda polis memurlarını katleden teröristlerin de kaçtığı mahallelere girilmesini önlemek, orada "özerk yönetim" kurmak amaçlı kazılmış geniş çukurlardır. kimliği belirsiz atışların buradan gelme ihtimali nedense yok sayılmış. sebep?

    3) tahir elçi'nin videoda sırtını, sürekli sokağın cadde tarafından girişine doğru baktığını göstermişler. halbuki elçi kameralarda da görüldüğü üzere sokağın cadde girişine doğru bakıyor, yani yüzü oraya dönük. her ne kadar yanlış da olsa silah sesi bile olsa sesin geldiği yöne bakar insanlar doğal olarak. elçi de tam olarak bunu yapmış ve kameralarda da bu net olarak görünüyor. kanıt: 08:28

    4) yukarıda bahsedilen 3. madde neden önemli? çünkü dikkat ederseniz kurşunun 09:42'de otopsi raporuna göre kafatasına sol ense bölgesinden girerek sol kaş üzerinden çıktığını söylemektedir. bu durumda yüzü sokağın cadde tarafına dönük olan birisi, cadde tarafında olan ve forensic architecture'nin "olağan şüpheliler" diye suçladığı polisler tarafından ensesinden nasıl vurulabilir? kaldı ki aşağıda barış önaldı'nın da belirttiği üzere, "minare elçi'nin sağındayken mermi sol ense kökünden giriyor. mermi yolu ile kesişen bir noktada polis yok, koşan teröristler var. mermi enseden girmiş alından çıkmış yani mermi yolu aşağıdan yukarı doğru. koşan teröristin silahını bel hizasında tuttuğunu görüyoruz. ateş eden bütün polisler ise silahlarını göz hizasında tutarak ateş ediyorlar. dolasıyla polisin silahından çıkan merminin maktule isabet eden mermi yolunu takip etmesi mümkün görünmüyor. öte yandan silahını bel hizasında ateşleyen teröristin mermisinin bu yolu izlemesi çok olası."

    5) olayın siyasi-politik yönü bir "adli tıp" kurumunu neden ilgilendirir ki? eğer amaçları bu cinayeti polisin üstüne yıkmak değilse neden elçi'nin siyasi yaşamıyla ilgili aldığı tehditler vs. (ki bu tehditler siyasiler için çok olağandır. bugün twitter'da ölüm tehdidi de dahil olmak üzere tehdit almayan bir tane siyasetçi sayabilir misiniz? bunlar neden sadece bu olayla ilgiliymiş gibi sunuluyor?) sunuma eklenmiş? izleyenleri yönlendirme amacı taşımıyorsa elçi'nin röportajı bir cinayet vakasını olay yeri üzerinden inceleyen bir çalışmada neden bulunur ki?

    özet: çalışma tahir elçi'nin katilinin teröristler olmadığı üzerine kurgulanmış. zaten dikkat ettiyseniz, teröristleri "akladıktan" sonra olayın çok da üzerinde durmuyor ve bitiyor. ustaca kurgulanmış ama açıkları olan bir gri propaganda maalesef. keşke cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olsaydı ama bu haliyle, aydınlatmaktan ziyade karartmaya yaramış.?
  • görüntüler gayet açık, başarılı ve incelikli bir çalışma ama benim asıl takıldığım nokta tahir elçi'nin onlarca silah atışı arasında vurulabilmesi değil de üstlerine 5 polis tarafından ateş edilen 2 teröristin sek sek sekerek vurulamadan sokağı bitirip ateşten kaçabilmeleri oldu. polis içindeki kliklerin çatışması gibi geliyor bana. diyarbakır'da olmayacak da nerede olacak?
  • vurulan: "pkk terör örgütü değildir" diye yırtınan bir insan.

    anlatan: 10 saniye önce 2 iki polis memurunu şehit eden, bir polis memurunu da karnından vuran teröristlerden "pekeke'nin gençlik kanadına mensup 2 militan" olarak bahseden bir sempatizan.

    vurulma sebebi: terörist olarak tanımlayamadığı kişilerce çıkarılan bir çatışma.

    uzun bulduğum analizdir.
    ben daha kısasını yaptım: su testisi su yolunda kırılır*
hesabın var mı? giriş yap