• yol sormak için yanaştıkları üniversite öğrencisini ankara'nın göbeğinde hem de saat 20:00 sularında kaçırarak tecavüz edenleri ve bir kadının hayatını karartanları "tutukluluk halinin uzun olması nedeniyle mağdur olmaları" gerekçe göstererek bir yargılama rezaletiyle salıvermektir.

    araca bindirilen sanığın, kadın hakkı savunucularına tehdit yağdırması nasıl bir karara imza atıldığını tokat gibi çarpmaktadır bu adaletin suratına.

    yazıklar olsun.

    http://www.haberturk.com/…kluluk-halleri-kaldirildi
  • unutturulmaması gereken bir olaydır.

    odtü yerleşkesinin dibindeki 100.yıl mahallesinden kaçırılan odtü öğrencisine tecavüz edilmiş, darp var, ankara numune hastanesi “ruhsal sağlığı bozulmuştur” raporu vermiş, muayenede sanıklardan birisine ait sperm örneği bulunmuş, ankara ve gazi üniversiteleri “post travmatik stres bozukluğu” yaşadığına dair rapor vermiş ve fakat mahkeme ısrarla istanbul adli tıp kurumunun raporunu istiyor, o rapor da ancak 18 ay sonra verilebileceğinden sanıklar mağdur edilmemek için tahliye ediliyor.

    çok yazık çok.

    konuyla ilgili bir diğer haber:
    http://www.taraf.com.tr/…imdi-rapor-18-ay-sonra.htm
  • elde tecavüzün olduğuna dair yeterli kanıt olduğu halde böyle karar vermek... vicdanı olanların kabul edemeyeceği bir şeydir, diyelim. hayır, insan bunu yapan mahkemeyi eleştirmeye bile çekinir, kitabına uydurup hakaretten cezaya çarptıracaklar diye. canını zor kurtarmış bir mağduru bu hale düşürenler elini kolunu sallayarak dolaşacak, tehditler savunacak, sebep olanlar da uyuyacak, he mi? unutturmamak vicdanı olanların boynunun borcudur.

    devlet dediğin şey toplumda yağma ve zor kullanma tekelini elinde bulunduran bir kurumdur zaten. bu kadar açık bir şekilde mağdur edilmiş bir insan için bile adaleti sağlayamıyorsa bütün meşruiyetini kaybetmelidir insanların gözünde.
  • mahkemenin tahliye kararı doğrudur, burada duygu sömürüsü yapmaya gerek yok. tahliye kararı sonrası sanıklar beraat etmiyor, yargılamanın sonunda hak ettikleri cezalara çarptırılırlar ve hak ettikleri kadar da içeride yatarlar. rızayla yapılan bir cinsel ilişkiden sonra bir anda tecavüze dönüşen bir sürü örnek olay var ki biri benim çok yakın bir tanıdığımın başına geldi. paralı pullu, zengin bir ukalanın teki. zaten kızlar da bu tiplere vermeye çok meraklı. kızın biri bir gün veriyor, verdikten sonra da aralarında bir tartışma başlıyor. bizim züppe kızı aşağılıyor. hukukta "siktikten sonra kızı aşağılamak" diye bi suç var mı bilmiyorum ama kız bir anda kendini odaya kilitliyor, zıvanadan çıkıyor, kolunu bacağını kafasını dolaplara vuruyor, bir yandan da bağırıyor. sesi duyan komşular polise haber veriyor. polis geliyor, tecavüzden şikayetçi oluyor. kızın kendi kendine verdiği zararlar ve bulunan sperm örnekleri delil kabul ediliyor, tecavüzden dava açılıp hapse atılıyor. bizim züppe orospu çocuğu, eyvallah, ama orospu çocuğu da olsa tecavüzden yargılanmayı hak etmiyor. kız 30 bin tl'ye fit oldu, parayı aldı şikayetini geri çekti. ilk mahkemede tahliye edildi, yargılama devam ediyor. muhtemelen de ilk mahkemede beraat edecek.

    her tecavüz iddiasında sanıklar için idam isterseniz, bir gün sizler de kendinizi darağacında bulursunuz. biraz sabredin, adil bir muhakeme sonucu sanıklar %100 suçlu bulunursa o zaman idam ederiz, sonuna kadar da hak ettiler deriz.
  • http://feministbiz.blogspot.com/…adalet-nerede.html

    feministbiz 'in açıklaması şöyle:

    tecavüzcüler dışarıda, adalet nerede?
    biz feminist kadınlar yıllardır taciz ve tecavüz davalarının yakın takipçisiyiz. taciz ve tecavüz davalarında tacizi ve tecavüzü ispatlamada yaşanan zorluklara, bu davalarda verilen erkek egemen zihniyetten kaynaklı adaletsizliklere direniyor ve bunları deşifre ediyoruz. daha önce de söyledik, yine söylüyoruz. yargıtay 5. ceza dairesi tecavüz davalarında, adli tıp kurumu’ndan alınan “ruh sağlığı bozulmuştur” raporunu zorunlu kılıyor. adli tıp kurumu ise randevu tarihini en erken 1 yıl sonraya veriyor.

    bazı yerel mahkemeler üniversite hastanelerinden alınan travma sonrası stres bozukluğu raporunu kabul ederken, yargıtay 5. ceza dairesi bu raporlara dayanılarak verilen mahkumiyet kararlarını bozuyor ve adli tıp kurumu’ndan rapor alınmasını zorunlu kılıyor. diğer yerel mahkemeler ise, yargıtay’ın kararlarını bozacağını gerekçe göstererek üniversitelerden alınan ruh sağlığı bozulmuştur raporlarına rağmen tecavüze uğrayan kadınları istanbul adli tıp kurumu’na gönderiyor. verdiği kararların güvenilirliği tartışmalı olan istanbul adli tıp kurumu’na gönderilen tecavüz davaları yıllarca uzuyor ve tecavüzcüler ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor.

    bu yıl mart ayında sincan’da bir toplu tecavüz daha gerçekleşti. tecavüze uğrayan kadın hemen hukuki süreci başlattı ve o günden itibaren biz ankara’da yaşayan kadınlar olarak bu tecavüz olayının yakın takipçisi olduk. olay sonrasında tecavüz nedeniyle tutuklanan tecavüzcüler, 7 ay boyunca tutuklu yargılanmalarına rağmen 19 ekim günü salıverildirler. gerekçe olarak, raporun adli tıp kurumundan gelmesinin uzun zaman alacağı gösterildi. sonuç olarak tecavüzcüler şu an dışarıdalar. rapor adli tıp'tan dönene ve cezaları kesinleşene kadar, mağduru tehdit etmeyeceklerinin, tanıklara baskı yapmayacaklarının ve başka kadın ve çocuklara tecavüz etmeyeceklerinin hiçbir garantisi yok!
    şu an iki tecavüzcü erkek ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyorlar. erkek egemen sistem bizi öldürülmediğimiz, hayatta kaldığımız ve yaşama inadımız için adeta cezalandırıyor. bu da bize adaletin gerçek bir adalet olmadığını en açık biçimde gösteriyor.

    buradan bir kez daha yargıtay'a sesleniyoruz: tecavüz davalarında adli tıp kurumundan rapor alınması zorlamasına son verilmelidir. tecavüz davalarında üniversite hastanelerinden alınmış raporlar yeterli ve geçerli kabul edilmelidir.

    buradan bir kez daha hükümete sesleniyoruz: bağımsız üniversite hastaneleri bilirkişi olarak kabul görmelidir. bu düzenleme derhal hayata geçirilmelidir. üniversite hastaneleri bünyesinde “derhal tecavüz kriz merkezleri” açılmalıdır.

    buradan bir kez daha mahkemelere sesleniyoruz: çocukları- kadınları adli tıp kurumu'na göndermeyin. adli tıp kurumunu gerekçe göstererek tecavüzcüleri serbest bırakmayın.

    bilinmelidir ki kadınlar olarak bedenimize istedikleri türden müdahale etmeyi kendilerine hak gören erkeklere ve taciz ve tecavüzü meşru kılan erkek egemen zihniyete karşı her zaman mücadele edeceğiz. bizler, evde, sokakta, işyerinde hiçbir kadın tecavüze uğramayana dek tecavüzcülerin ve suç ortaklarının peşini bırakmayacağız.

    erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!!!
    feministbiz

    destekleyenler:
    -sosyalist feminist kolektif
    -üniversiteli genç kadınlar
    -kozadan ipeğe kadın kooperatifi
    -kadın dayanışma vakfı
    -kaos gl lgbtt derneği
    -pembe hayat lgbtt derneği
    -türkiye insan hakları vakfı
    -yeşiller partisi
    -çankaya belediyesi sığınma evi çalışanları

    basindan:

    22 ekim 2010 sincan adliyesine tahliyeye itiraz dilekcesi verildi ve basin aciklamasi yapildi

    http://www.hurriyet.com.tr/…em/16107442.asp?gid=373

    http://www.dha.com.tr/n.php?n=f5f4c91f-2010_10_22

    http://www.stgm.org.tr/…adinlardan-tecavuzcu-isyani

    http://haber.gazetevatan.com/…ttiler/336059/7/yasam

    http://video.ntvmsnbc.com/#tahliye-skandali.html

    21 ekim 2010 avukat evren paydak ntv de tahliye uygulamasına ilişkin konustu.

    http://video.ntvmsnbc.com/#tahliye-skandali.html

    tahliye haberine ilişkin basında çıkanlar:

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25143823/

    http://www.cnnturk.com/…ze.7.ay/593828.0/index.html

    http://www.milliyet.com.tr/…010/1304243/default.htm

    http://taraf.com.tr/…uz-simdi-rapor-18-ay-sonra.htm

    http://www.ankahukuk.com/…1&id=6172&itemid=266#6173

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25143823/

    http://haber.gazetevatan.com/…-cikti/335938/7/yasam
  • böylece sistem göstermiştirki (ne yazık ki) tecavüz yasal bir haktır.
  • öncelikli olarak sistem sorunu. tamam, kabul ettik. baştan ayağa boka batmış bir hukuk sistemimiz var. neresine dokunsan yalnızca elinde kalmıyor, eline bok da bulaştırıyor. bir itirazım yok. sistemde bir düzelme ortaya çıkana kadar "allah düşmanımı hastaneye düşürmesin" temennisini adalet üzerine çalışan ve fakat adaletle uzaktan yakından ilişkisi olmayan hukuk kurumlarımız için genişleteceğiz.

    bütün bu önkabullere karşın bu karar yine de anlaşılamaz, yine de sineye çekilemez, "ya bu orospu çocuğu hakimler sürekli çifte standart uyguluyorlar" deyip geçiştirilemez ölçüde sancılı, sıkıntılı, can acıtıcı.

    ortada bir eylem var. bu eylem bir mahkeme tarafından ele alınmış ve suç unsuru taşıdığı tespit edilmiş, karar alınmış. bir üst mahkeme, o mahkemenin verdiği karar için dayanak gördüğü raporu yetersiz görmüş ve kararı bozmuş. olsa... buraya kadar bir sorun yok, hukuki süreç işlemiş, (elbette ki mahkemelerin adli tıp fetişizmini anlamıyorum. bu noktada değişiklik gerektiğini düşünüyorum ama yine de) buraya kadar en azından kitaba uygun davranılmış diyebiliriz. sorunun bütünüyle sistemden kaynaklandığını söyleyebiliriz.

    ama mahkeme heyeti, daha önce yukarıdaki sürecin gerçekleştiği bir davayı gerekçe göstererek sanıkları tahliye etme yoluna gidiyor. bir yanlışın teamül haline gelmesinin yolunu açıyor. bunu da sistemin boka battığının göstergesi olarak ele alalım.

    yine de bu kararı alan mahkeme heyetinin hukuk anlayışlarıyla hatta daha da ileri giderek insanlık anlayışlarıyla ilgili bir sorun olduğunu göz ardı edemeyiz. suçun sabit olmaması sebebiyle sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar vermek başka şey, suçu önemli oranda sabit ve fakat delil ile ilgili sıkıntılar sebebiyle açık bir kapı bulabilen sanıkların tahliyesi başka şey.

    hepimiz biliyoruz ki burada tecavüz mağduru sıradan bir genç kadın olmasa da, kamuoyunun tanıdığı, bildiği biri ya da onların akrabası olsaydı tahliye kararı çıkmayacak, sanıklar karga tulumba hapsi boylayacaktı.

    sistem düzelir, düzelmez. düzelirse türkiye düzlüğe çıkar, düzelmezse yıkılır. bunlar ayrı tartışma konuları. ben bu kararı veren mahkeme heyetini düşünüyorum daha çok. arada olur ya insanlıkla ilgili cümleler kurduklarında yüzleri hiç kızarıyor mudur acaba? bu yaptığım eşşeklik benim insanlığımdan neler aldı götürdü diye soruyorlar mıdır?

    bu soruların cevabı "evet" olsa ülkenin geleceği için biraz da olsa umudum olacak çünkü.
  • neresinden tutsan elinde kaliyor... "tutukluluk hali magduriyet yaratiyor" bahanesi ise super olmus. memleket memleket degil hayvanat bahcesi amk, tecavuzculer magdur oluyor...
  • durup düşündüğünde o masum kadının iki erkeğe karşı verdiği mücadele şimdi dışarı salınmalarıyla bir sürekliliğe kavuşacak.
    sabah hatırlayacak akşam hatırlayacak, dışarıda normal şekilde yaşamaye devam edemeyecek, geçmiş olsunlar kabul edecek, zorlama gülüşlere tanık olacak. hayatı artık telafi edilemez şekilde değişecek.
    bu kadar yük bir kadına, bir insana çok çok ağır gelir dostlar.
    vicdanı olan herkesi harekete geçirmeli... unutturmamalı...
  • insanı ülkesinden soğutan olaylardan sadece bir tanesi daha. yani şu ülkede her gün yaşananları gördükten sonra insan herhalde yavaşla acaba benim sıram ne zaman gelecek diye düşünmeye başlayacak. of ki ne of. sonrada neden ülkeden gitmek istiyorsun diye sormazlar mı?
hesabın var mı? giriş yap