• ekşisözlük yazarlarinin çoğunda başlığa yazılan açıklama ne kadar uzun surerse sursun evirip cevirip devirip cumleleri devrik eyleyip de en sonu haric hicbiryerine nokta koymama zorunluluğu hissetmeleri durumunun kisaca tarifi.

    yukaridaki paragraf gibi yani.
  • bütün davayı tek cümlede anlatmayan çalışan mahkeme kararlarında ve yargıtay kararlarında rastlanır.
    "aman bir şeyi eksik yazmayalım, hakkımız yenmesin" kaygısıyla yazılmış sözleşmelerde de kendini belli eden sendromdur.
    bir cümle 3 sayfa sürer mi? işte bu sendromda sürer.
    hayatını tek cümlede anlatmak için kasmak da bu sendroma dahildir.
  • vardır.
    (bkz: tek kelime sendromu)
  • anlam niceligi bakımindan zengin olabilecek uzunca bir tanimlamayi bolca edat ve baglac kullanarak tek bir cumleye hapsetme takintisi. oyle ki yaziya dokunce bu bahsedilen tek cumle bazen bi paragraf ya da yarim sayfa bile tutabilir. dolayisiyla bu sendromu yasayan, anlam karmasasina ya da daha kotusu anlasilamamaya sebebiyet verebilir. ayrica bu kisi icin zihinsel duzlemde daha cok kafa karisikliginin hukum surdugunu de soyleyebiliriz sanki...
  • 5020 sayılı kanunun cem uzan maddesi (m.27) buna örnek gösterilebilir:

    1211 sayılı türkiye cumhuriyet merkez bankası kanunu ile bu kanun uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen sigortaya tâbi tasarruf mevduatı tutarı ile fon tarafından tespit edilen tasarruf mevduatı tutarı arasında bir fark bulunması halinde, bu fark nispetinde bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait bankalar ve banka dışı malî kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve alacakları, döviz tevdiat hesapları ve limitli ve limitsiz kredi kartı ve atm kartları hesapları dahil tüm banka hesaplarının dondurulmasına, kara, hava ve deniz taşıtları dahil her türlü taşınır ve taşınmaz mal, kıymetli evrak ve yurt içi veya yurt dışı hazine bonosu, devlet tahvili, hisse senedi, yatırım fonları katılım belgeleri gibi diğer menkul değerlerle, bağımsız ticarî işletme, fabrika ve tesisler, bu tesislerin işletilmesine yönelik marka ve lisans hakları, kamu imtiyaz sözleşmelerinden doğan televizyon kanalı, elektrik santralı gibi bir tesisin kurulması ve işletilmesi yetkilerini veren lisans, ruhsat ve işletme hakları ile bu tesisleri lisans hakkı ile veya lisans hakkı bulunmadan işleten ve kuran şirketlere ait hisse senetleri, hak ve alacakların üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, belirtilen tüm mal, kıymetli evrak, nakit ve diğer değerlerin zaptına ve/veya resmî sicillerdeki kayıtları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına, bunların bir tevdi mahalline yatırılmasına ve hak ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin konulmasına, bunlardan elde edinilmiş her türlü taşınır ve taşınmaz mal, hak ve alacaklar ile kıymetli evrak, nakit, bir tesisi işletme ve kurma hakkı veren marka ve lisans hakları, bu tesisleri lisans hakkı ile veya lisans hakkı bulunmadan işleten, kuran ve hak sahibi niteliğini haiz şirketlere ait hisse senetleri hakkında belirtilen tedbirlerin alınmasına, fon avukatının veya bu kanuna göre hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin olarak fon avukatının ve/veya fonda görevlendirilen hazine avukatının talebi üzerine ilgili bankanın merkezinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi, yargılama sırasında ise mahkeme tarafından karar verilir. ayrıca, yukarıda belirtilen farkın 14 ve 15 inci maddelerde yer alan hükümler dahilinde takip ve tahsiline fon tarafından karar verilebilir. bu hükümler, yukarıda sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanır.
  • bugünlerde başımdan eksik olmayan bir durum. sorular sormak istediğim, olaylara durumlara bakış açısını merak ettiğim zekice biriyle konuşuyorum. tabii konuşmak sayılırsa tek cümlecikler aracılığıyla, çevirimdışı iletiler yardımıyla. istiyorum ki anlatayım ona ama o daha çok anlatsın o anlatırken ben ya öyle mi, gerçekten mi gibi hayret edici cümleler kurayım. işte olmuyor, her seferinde elim boş dönüyorum. sormuşsun bir şey o da cevap vermiş olsana iletişime müsait yok illa saklanacaksın ekranın karşında. o çevirim dışı olsunda bir cümleyle tepki ver sen anca. oysa konu tek cümlelik mi? ne güzel konuşucaksınız işte. yok ama korkak. duyorum beceriksiz karı bir boku beceremedi cümlelerinizi. kolaydı sanki. kolay tabii düşününce kolay ama eylem boyutunda zor. neden zorlanıyorum bilmiyorum. zaten hiç bok bilmiyorum. her şeye bilmiyorum.

    bıktım ben kendimden, ne eğlenceli olabilirdi insan kendi kendini terketseydi. kendinden sıkılınca başka bir kendi olsaydı. naber kendim bir süre görüşmeyelim. o zaman da olmayabilirdi diğer kendimin sevdiğim özellikleri ya bu kendimde olmazsa. o zaman yeni kendimden de skılabilirdim. ah diyalektik, ah.
hesabın var mı? giriş yap