the ship
-
salvador dalinin en guzel eserlerinden biri.
-
gemide geçen ilginç bir fps/sims karışımı oyun. oyunda 6 farklı harita (gemi) bulunuyor ve bu haritalarda oyuncular (multiplayer) simsdeki gibi bir yandan ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken, bir yandan da (tava, şemsiye, işaret fişeği, balta gibi geleneksel silahlarla) öldürmesi gereken kişinin peşinde koşuyor. oyunda normalde her oyuncu için bir hedef kişi belirleniyor. dolayısıyla her oyuncunun bir hedefi varken, aynı oyuncu aslında bir başka oyuncu için de hedef teşkil etmiş oluyor. yanılmıyorsam (denemedim) bunun dışında isteyenler için herkesin birbirine daldığı bir deathmatch modu da var.
oyunu anlatabilmenin en iyi yolu oyunun mekaniğine kısa bir göz atmak sanırım:
oyuna herkes kamarasında silahsız olarak başlıyor ve dolayısıyla oyunun ilk amacı çantaları, çekmeceleri karıştırarak silah bulmak. arada kılık değiştirmeye yarayan eşyalar da bulunuyor. silah bulduktan sonra sağ altta adı, son görüldüğü yer gibi bilgiler bulunan hedefimizin peşine düşüyoruz. bu arada ihtiyaçlarımızla ilgilenmezsek karakterimiz oyunda cinayet dışındaki diğer ölüm sebebi olan intihar'a başvuruyor. ayrıca cinayetleri görevlilerin bulunduğu veya kamerayla izlenen bir yerde yapmanın cezası da kısa bir süre hapis ve hayli yüklü bir para cezası. aynı şekilde hedefiniz olan kişi dışında birisini öldürmenin de hiç bir getirisi olmadığı gibi yine yüklü bir para cezası var. -
source motorunaukullanmasına rağmen gayet amatör ve fakat sempatik gözüken oyun. mmorpg değildir fakat multiplayer özelliği olan single player bir oyundur. lakin multiplayer kısmına daha çok önem verildiğinden, single player kısmının yapay zekası vasattır... fikir olarka piyasada var olan bir çok mmorpg den çok daha orjinaldir kanımca...
-
londra, wardour street'de (soho) bir pub. en sertinden rock dinleyebilir, çek budweiser'ı içebilirsiniz.
-
aynı zamanda bir the ravelled thread bölümü.
-
swallow the sun'ın ghosts of loss albümünün kapanış parçası. ayrıca kişisel favorilerimden biridir, salya sümük ağlatır. sözleri;
it came with the nightfall
the dark that swallowed the stars
one by one it painted them black
and brought horror to our hearts
it came down in the shape of rain
a wall of black waters
spreading the end to the earth below
and i ran and left them all
away from those dying voices
i escape the eye of the doom
the triumph of fear and ending lives
and i left them all and ran
until i reached the shore
the waves greeted me with majestic mourn
to the sea i shed my last hope
and the ocean carried me away
the sound of ending world was fading
until i only heard my heart in despair
closed my eyes and fell into a sleep
relieving dream of the distant sun
"awake" whispered the sea
and my tearful eyes were open
the crystal night sky shone like water
the roof of eternity, ballet of million stars
but as i turned my eyes down to the horizon
the stars were fading one by one... -
the velvet underground'dan i'm set free sarkisina ait bir coveri da barindiran, dumani ustunde brian eno albumu.
-
sürrealizmde en sevdiğim eserlerden biri. o kadar ki yatak odamın duvarını süslemektedir.
yakın zamanda hakkında düşündüklerimi, resmin bana cağrıştırdıklarını bu entry'e editleyeceğim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap