• eğer bu doğruysa, ben pes ediyorum.

    trump & erdoğan görüşmesinde tercüme skandalı!

    ***

    ılhan tanir, washington dc

    cumhurbaşkanı tayyip erdoğan ile abd başkanı donald trump’ın beyaz saray’da basına yaptığı açıklamanın tercümesinde büyük bir skandal yaşandı.

    erdoğan’ın okuduğu açıklama ile çevirinin taban tabana zıt olarak yapıldığı görüldü.

    erdoğan konuşmasında ”teror örgütleri ile ilkeli ve kararlı mücadele konusunda geçmişte yaşanan hataları telafi edecek adımlarin devamının gelecegini ümit ediyoruz.” dediği görüldü. erdoğan bununla açıkça abd’ye mesaj verdi ve abd’nin ypg gibi örgütlerle çalışmasına dolaylı olarak atıf yaparak, bunun yanlış olduğunu ve abd’den bu yanlıştan dönmesini beklediği yolunda ikaz eder göründü.

    buna karşılık tercüman ise şöyle çevirdi: ”and we know that, in terms of keeping up with the principled and committed fight against the terrorists organizations all around the world, we will not repeat the mistakes of the past, and we will continue down this path together.”

    ingilizceye çevrilen metinde ise ”prensip dahilinde terörist örgütlere karşı bütün dünyada yapılan mücadelede, biz geçmişte yaptığımız hataları tekrarlayamayacağız, bu yolda beraberce çalışmaya devam edeceğiz” dendi.

    10.50’de yapılan bu tercümeden ve türk tarafının ‘hatasını kabul eder’ şekildeki çeviriyi trump’ın duyduktan sonra başını salladığı ve söylenenden memnun olduğunu görüyoruz.

    erdoğan’ın yine 8. dakikadan hemen sonra, ”ypg ve pyd terör örgütlerinin hangi ülke olursa olsun muhatap alınması bu konuda küresel düzeyde olan mutabakata kesinlikle uygun değildir:” diyerek, pyd ve ypg’ye açıkça terör örgütü dediği görülüyor.

    çeviri ise şöyle:

    ”taking ypg and pyd in the region — taking them into consideration in the region, it will never be accepted, and it is going to be against a global agreement that we have reached.”

    burada öncelikle ypg ve pyd’ye terör örgütü derken, çeviride terör örgütü kullanılmıyor. ayrıca erdoğan ‘muhatap alınması’ derken, tercüme ‘düşünülmesi’ anlamına gelen ‘consideration’ kelimesini kullanıyor.

    abd’nin ypg ve pyd ile doğrudan çalışmasından hareketle, bu örgütlere ‘terör örgütü’ sıfatının çeviride yer almadığı yine abd tarafının tepkisini çekebilecekken, bunun söylenmediği görülüyor.

    neden?

    bilindiği gibi türkiye, batı’da suriye’de esad rejimine karşı mücadele etmiş olan yabancı cihadçılara ‘göz yumması’ suçlamasına uzun yıllardır muhatap ve erdoğan’ın ingilizceye çevrilen sözleri sanki türkiye’nin bu hatasını anlamış ve bu hatadan döneceği mesajını verdi.

    erdoğan’ın açıklamasını yazılı kağıttan okumuş olması ve tercümanda da bu yazılı kağıdın olduğundan hareketle, böyle bir yanlışın nasıl olduğu anlaşılır değil. erdoğan sözlerini aniden ve hazırlanmamış şekilde yapmış olsa, tercümenin yanlışı anlaşılacakken, görüşmeden önce hazırlanmış ve tercümanda da bir kopyasının olması gereken konuşmanın yanlış çevrilmesi dikkatleri çekti.

    damatlar karşıya karşıya oturdu

    22 dakika sürdüğü söylenen ikili görüşmeden sonra heyetler arası görüşmelere geçildi.

    heyetler arası görüşmede trump’ın damadı ve başdanışmanı jared kushner ile erdoğan’ın damadı ve enerji bakanı berat albayrak’ın karşı karşıya oturduğu gözlendi.

    ***

    *karakter sınırlamasından dolayı tam açılamadı, açılabilseydi
    "16 mayıs 2017 trump erdoğan görüşmesindeki tercüme skandalı" olarak açılacaktı.
  • eğer doğruysa son zamanlarda yaşadığımız en büyük skandallardan biridir.

    adam düşmanımız terör örtügüne ağır silah veriyor, gelmezsen gelme önemli değil diye açıklama yapıyor, sana 20 dakika ayırıyor ve üstüne tercümanın söylediği ve senin dediğin farklı.

    bu millet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar aşağılanmamıştı.
  • (bkz: buralar karışacak vaziyet alın)
    keşke link olsa da biz de dinlesek. tercümana ayrı bir metin verildiğini tahmin ediyorum.
  • eğer doğruysa skandal abd'nindir.
  • tercüman skandalı değildir o.açıkgözler, türk kamuoyunun beklentilerini türkçe, amerikan devletinin beklentilerini de ingilizce okumuş olmalılar.skandal arıyorsan tc'nin bir manda hükümeti tarafından yönetiliyor olduğu gerçeğidir.makyajlar,danışıklı dövüşler,şoven atıp tutmalar hep bu gerçeği göz önünden uzaklaştırmayı hedefleyen teatral parçaçıklardır.çomar,sana bir şey demedim.her şey yolunda.biz kendi aramızda zırvalıyoruz işte....
  • tercüme kim tarafından yapıldı, bilen varsa yeşillendirse de sağlıklı yorum yapsak.

    edit : bu sabah programında (bkz: nihat sırdar) değindi. bu çeviriyi yapan bizim görevlimizmiş. amerika'da ki hürriyet muhabirine dayandırdı bu bilgiyi. bu yaşıma kadar devlet katında gördüğüm en utandırıcı iştir. ortadoğu çakallığıdır. kırk yıl düşünse şeytanın aklına gelmez.

    edit 2: (bkz: emrah kale)
  • tayyip bey'i hiç sevmem, icraatlarını da desteklemem ama gerçekten bu çeviri skandalı büyük bir rezalettir ve sorumluları da en ağır şekilde müeyyideye maruz kalmalıdır.

    sevin ya da sevmeyin ama tayyip oraya türk devletini temsil yetkisiyle gidiyor. söylediği cümlelerde normalde abd ye ağır geçirme içeren cümleler. ama sen bunu pısırık bir şekilde çeviriyorsun. bu olamaz! hele ingilizce gibi tüm dünyada bilinen bir dilde asla olamaz. bu işin içinde bir bit yeniği var yine!

    şu devlet düşmanı yeni chp kafalılarda hala tayyib e ingilizce öğrenseydin vıdı vıdı yapıyorlar! anlamadığım şudur!

    madem bu kadar bu devletin kötü duruma düşmesini istiyorsunuz ve muhtemeldir ki doğuda bir amerikan sömürgesi kürt devleti kurulmasını istiyorsunuz, bu devlet kurulursa lüks içinde yaşadığınız izmir istanbul ankara ve diğer batı şehirlerinden götünüzü kaldırıp kurulan yeni devletinize gidecek misiniz? siktirin gidin vatandaşı olun, çıkın türk vatandaşlığından yüzsüz şerefsizler

    bu tip cahiller etrafta çok görülmeye başladı son 10 yılda yetişen genç nesilde! birileri bunlara devlet ve hükümetin ayrı şeyler olduğunu anlatmalı! devletin bekası denen şey her şeyin önünde gelir. bu ülkede bi sebepten savaş çıkarsa bunun sebebi tayyip bile olsa emin olun tayyibe bişey olmaz ama sen ben yanarız! ne para kalır elinde ne iş ne de yaşayacak bir kaşır toprak! ama cahilde akıl fikir ne arar
  • bir çevirmen olarak şunu söyleyebilirim, ingilizceye çevrilen metinde bir yanlışlık olduğunu düşünmüyorum çünkü bu tarz bir metnin önceden belli olduğu konuşmalarda, metin böylesi yerlere mevcut çevrili vaziyette gider ki zaten okuyan kişinin takilmadigindan da bunu anlayabilirsiniz, simultane çeviri böylesi akıcı olmaz.

    en akla yatkın açıklama, türkçe açıklama türk insanının algısını değiştirmek maksatlı hazırlandı, ingilizce metin ise abd'ye aslında söylemek istedikleri/söyleyebilecekleriydi.

    edit: genel çeşitli yanlış algılardan dolayı ekleme yapma ihtiyacı hissettim. bu çeviri, efektif olarak bir yazılı çeviridir ama görünüşte uygulanış itibarıyla insanlarda ardıl çeviri intibası bırakmaktadır. yani bu konuşma türkçe olarak hazırlandıktan sonra bir de çeviri sürecine giriyor ki devlet kademesinde bu önemde yapılan çeviriler genellikle çeviri yapıldıktan sonra başka biri tarafından tekrar kontrol edilir ki hata olmasın. bir de çeviri türleri hakkında sizleri aydınlatmak istiyorum. iki türü vardır, sözlü ve yazılı. sözlü çeviride de iki tür vardır ve bunun ilki ardıl çeviridir, konuşucu duraksadıktan sonra sözlü olarak yapılır ve hiçbir zaman rte trump görüşmesi esnasındaki gibi akıcı değildir. örnek olarak yabancı futbolcuların, basketçilerin yaptıkları basın toplantılarından görebilirsiniz. bir diğeri ise simultane çeviridir. bu türün ardıldan farkı, bekleme olmamasıdır. tümce geldikçe çevrilir ve gene bu derece akıcı değildir, zaman zaman doğal olarak teklenir çünkü tümceler farklı bir insana aittir ve arada çeviriyle ilgili düşünme süreci vardır. bu tarz aniden yapılan çevirilerde de kaynak metni bilerek ve isteyerek farklı aktarma durumu çok güçtür çünkü zamanınız kısıtlı. son bir bilgi daha vereyim, tercüman sözlü çeviri yapana, mütercim ise yazılı çeviri yapana denir. çevirmen ise her ikisini kapsamaktadır ve görece daha modern bir terimdir.

    velhasıl, ortada kesinlikle bir hata yoktur, bilerek ve istenerek yapılmıştır. ingilizce metin ya rte'den habersiz bir şekilde çeşitli kaygılar göz önünde bulundurularak yapıldı ya da rte'nin de bilgisi dâhilinde biz türk halkının algısını yönetmek için yapıldı. ancak şu noktadan sonra her iki şekilde de bok, çevirmene atılacaktır ve olayın üzeri kapatılacaktır.
hesabın var mı? giriş yap