uzmanlaşmak ^*

• verimliliğe giden yol olarakta bilinir.
  (bkz: kapitalizm)
• bir yandan maliyetleri düşürür bir yandanda üretimi arttırır. bu yüzdende çok sevilir kapital sahipleri tarafından.
• herhangi bir ilim irfan kolunda uzman seviyesine gelmek.
• konuya vakıf olmak
• ingilizce specialist tarafından ele alınmış.
• insanın tek bir alana hapsolması. disiplinler arasılığın uzağında olmak veya disipliner olmak.
  
  bu konuda herhalde en dikkate değer öneri marks'tan gelmiştir. bakınız üstad 1844 el yazmalarında ne diyor: "gerçekten de, iş paylaştırılmaya başlar başlamaz herkesin kendisine dayatılan onun dışına çıkamadığı, yalnızca kendine ait belirli bir faaliyet alanı olur; o kişi avcıdır, balıkçıdır ya da çobandır ya da eleştirici eleştirmendir, ve eğer geçim araçlarını yitirmek istemiyorsa bunu sürdürmek zorundadır.
  
  -oysa herkesin bir başka işe meydan vermeyen bir faaliyet alanının içine hapsolmadığı, herkesin hoşuna giden faaliyet dalında kendini geliştirebildiği komünist toplumda, toplum genel üretimi düzenler, bu da, benim için, bugün bu işi, yarın başka bir işi yapmak, canımın istediğince, hiçbir zaman avcı, balıkçı ya da eleştirici olmak durumunda kalmadan sabahleyin avlanmak, öğleden sonra balık tutmak, akşam hayvan yetiştiriciliği yapmak, yemekten sonra eleştiri yapmak olanağını yaratır."
• gittikçe daha az konuda, daha çok şey bilir olmak...
• fordizm paralelinde gelisen uzmanlasma konu edilmistir: genel ve buyuk resmi gorememeye yol acan, tehlikeli bir "cabuk uretim" ve "robotlasma" araci veya sureci. bu tip elestirinin bir ornegi "cube" filmlerinden birinde islenmisti- o tehlikeli kapana kisilan bir grup insan, herbiri oranin teknolojisini veya ancak bir ozelligini anlayabilme ozelligi ile donanmis, hatta gruptan bir kisi de bu labirenti "gercekte ne icin kullanilacagini bilmeden" insa eden bir muhendis eleman oldugu icin diger insanlar tarafindan topa tutulmustu.
  ikinci ornegini ise engin gectan'in seyyar isimli kitabinda buldum. yazar, soylesi sirasinda eski bir anisini anlatiyor. (sayfa 71) 1976'de new york'ta eski bir arkadasini, alaninda ilerlemis ve hararetle arastirma yapan bir insan olarak buluyor. odullu bir arastirmaci, bir "bas bilimci" secilmis hatta bu arkadasi. gerisini alinti olarak vereyim:
  "spesifik bir konuya derinligine dalmis, ama butunden kopmustu. hatta uzerinde calistigi konunun o alanin butunu icindeki yerinin bile farkinda degildi. sohbetimizin sosyal icerikli kisminda ise soylediklerimiz birbirine degmeden ucup gidiyordu, dunyanin geri kalanindan pek haberdar degil gibiydi.. ust-sistemlerin bireyi kendi amaclari dogrultusunda nasil acimasizca kullanabilecegine ilk kez tanik oluyordum, saskinlik ve huzunle.."
• bağımlılı arttıran yagane şeydir. insanın kendi yaşamına yabancılaşmasının yoludur.
• uzmanlaşmanın iki negatif etkisi vardır. birisi meslekteki diğer alanlara yabancılaşma, diğeri ise mesleki deformasyondur.