• kelime başına ücret mi alıyorlar nedir.. mesela:

    “ya rab! şu anda şu mekanda şu yerde şu mübarek camide seni anmak, seni zikr etmek için toplandık, bir araya geldik, evlerimizden işlerimizden ayrıldık, çocuklarımızdan ayrıldık, buraya geldik, huzurunda hazır nazır olduk, dua ediyoruz, sana el açıyoruz ya rab! ellerimizi şuna buna değil, sana kaldırıyoruz, sana yalvarıyoruz, içimizi sana döküyor ve senin için deşarj oluyoruz.”

    özet: “şimdi buradayız ve dua ediyoruz.”

    bir başka örnek: “demek ki neymiş efenim, maddi imkanı el veren, yeterince parası olan, ekonomik durumu iyi olan kimseler için hacca gitmek artık bir vecibedir, bir görevdir, boynunun borcudur ve bu borç ancak ve ancak bizzat ve bilfiil hacca giderek ödenir, yerine getirilmiş olur. eğer bu kişi, bu tuzu kuru şahıs hacca gitmezse (şimdi hepsini ters çevir) bu vecibeyi ifa etmemiş, görevini savsaklamış, boynunun borcunu ödememiş ve dolayısıyla ne yapmış olur, yapması gereken bir şeyi yapmamış olur (kişi hacdan geldi bu arada cümle bitene kadar).”

    özet: zenginsen hacca gitmen şart.

    biri buna dur diyecek mi, yoksa “dur yapma, etme eyleme” şeklinde eş anlamlı kelimeler mi kullanmamız gerekiyor?

    lâhika edit ilave ek: 500 yıl öncesinden gelen giri özetini de buraya koyalım:

    koyup tesbih-i mercânı* seni kim dinler ey vaiz
    mufassal kıssa başlarsın, garîb efsane söylersin
    bâkî

    ayrıca: bu ortak duygumuzun desteklerinizle gündeme gelmesinden mutlu mesut ve bahtiyar oldum. allah cümlenize sağlık, sıhhat ve afiyet (3in1) versin, bakın benim cümleme verdi bile!
  • konuşarak para kazanan adamların mesleki hilesi.

    ortaokulda kompozisyon yazarken de öyle yapardık, aynı lafı döndürüp dolaştırıp 5 satırlık bir paragraf yapardım ben.
  • bunları okurken kulaklarında şiveli* bir vaizin sesi yankılanmayan bizden değildir.
  • küsüratlı sayı vereyim ekolünün sözelci teolog bünyelerdeki yansımasıdır.

    özellikle cenazeler sonrası mezar başında defin sırasında ya da ev de yapılan dua organizasyonlarında sıklıkla daha abartısı görülen davranıştır.

    eş anlamlı kelimeleri geçtim aynı metni önce arapça olarak kendince ulvi bir konsantrasyon ile söyledikten sonra birebir türkçesini de peşinden söyleyerek üç büyüklere istanbul’da kazara gol atan lig sonuncusu takımın kalecisi gibi zamana oynanıp mevlüt ya da dua için alacağı parayı hakketiğine herkesi inandırma çabasıdır.
  • haklı ve yerinde bir tespittir.

    bununla birlikte vaizlerin süslü kelimeler kullanma takıntısı da vardır. durduk yere mevzuyu sıkıcı ve samimiyetsiz bir hale getirirler.

    bunun ve buna benzer birçok şeyin nedeni, diyanet işleri kurumunun getirdiği tek tipleşmedir. bütün vaizler vaazın böyle verilmesi gerektiğini düşünür çünkü şimdiye kadar hep böyle görmüşlerdir ve hutbeleri bile diyanetin gönderdiği süslü kelimeler ve gereksiz betimlemelerle dolu kağıttan okumuşlardır.
  • maalesef ki dinleyenlerin neredeyse isim isim sayılsa bile "ha bu beni kapsamıyormuş" diyebilecek tıynette adamlar olduğunu bildikleri için anlatmak istediklerini her şekilde söylemek istiyorlar vaizler. iyice açıklasınlar ki karşıdaki mümin kardeşimizin kaçacak yeri kalmasın.
  • 1400 yıldır 300 sayfalık kitabı anlattıklarından dolayı tekrara düşüp sıkıcı olmamak icin yapılan harekettir.

    hoş o kitabı okuyan da pek yok ya neyse.
  • iki sebebi var ;

    birincisi hitap ettikleri insanların zihinsel kapasitesine güvenmedikleri için iyice anlasınlar diye yapıyorlar.

    ikincisi ,

    dine dair söylenecek çok fazla şey yok, ama zaman da bol, insanlar boş kalmamalı ve düşünmemeli, o yüzden zamanı bu şekilde dolduruyorlar.
  • tespit gibi tespittir
hesabın var mı? giriş yap