• nankorce bir cumledir. vatanin birligi ve butunlugunu gectim, 1 karis toprak parcasi;
    ananizdan,
    bacinizdan,
    babanizdan,
    oglunuz ve kizinizdan,
    torununuz, torbanizdan,
    yarinizden, esinizden, gonul telinizi sizlatandan,
    ev kirasindan,
    ayda bilmem kac euro kazanmanizdan,
    her aksam et yiyememenizden,
    veremediginiz kilolarinizdan,
    bilmem kimin sunun-bununla evlenip bosanmasindan,
    cikmis ve cikmasi muhtemel olan sivilcelerinizden,
    tefeciye olan borcunuzdan,
    yillardir devam eden torenizden, kan davanizdan,
    kutsalinizdan,
    evlilik yuzugunuzden,
    ask acinizdan ve bir turlu kavusamamanizdan,
    her bi seyden,
    her seyden,
    benden degerlidir.

    ay orama burama bisey olmasinci, sozde bariscil, sozde demokrat ama ozde hain insanlar, ulkesi icin gerektigi halde, gozu acik bi sekilde, hucrelerine ayrilana kadar operasyon gecirmeyi kabul etmeyi, romantiklik, geri kalmislik, hatta fasistlik olarak nitelendirmeyi uygun bulurlar.

    ulkemin topragindan kmlerce uzakta olsam da, vatanimin cocuklari ve gencleri icin uykularimdan uyaniyorum. gittigim her eglence, yedigim her bi sey bana zehir zikkim olarak geri donuyor. vatan sagolsun lafini daha iyi idrak ediyorum.

    not: mesajlarla sahsimi taciz eden cok oldu. madem almanyada yasiyorsun o zan hayat sana guzel, uzaktan demesi kolay vs diyenler olmus. 1 yil evveline kadar, ulkesine vergisini veren, yeri geldiginde ucretsiz olarak kimsesiz kadinlara ve cocuklara yardim etmeye calisan bi avukat olarak gorev yaptim.

    meslegim geregi, elimden geldigi kadar, insanlara yardimci olmak icin ugrastim. isim buydu; dolayisiyla isimi en iyi sekilde yapmaya caba gosterdim. almanyaya da gule oynaya gelmedim. esim turk olmadigi icin buraya yerlesme mecburiyetinde kaldim. uzaktan davulun sesi hepinize hos geliyor. ama insanlara, bazen en ufak bi turk reklaminda bile heyecanlandiginizi anlattiginizda, kimseyi kendinize inandiramiyorsuniz. ulkenize ve dilinize dair duydugunuz ozlemi, turkiyede yasayanlara tarif edemiyorsunuz.

    neyse.. kendimi anlatma mecburiyetinde deilim. fakat sahip oldugumuz onyargilarimiz bazen karsi tarafin kalbini kirabiliyor. selametle..
  • işte bu düşünceye sahip insanlar, kurtuluş savaşını sığındıkları bir köşeden izlemiş veya etnik kökeni ne olursa olsun türk askerini-direnişçisini arkasından vurmuştur. şimdi düşünüyorum da; eğer dedelerimiz de bizler gibi "kimin için savaşacam, bu kanı bozuklar için mi?" demiş olsalardı şimdi türkiye diye bir vatanımız olur muydu?
  • vatan denen toprak parçası zaten, uğrunda ölen varsa vatanduıır. bu cümleyi edenlere vatan değil zaten gidebilirler
  • ulan yazmayım diyorum; duramıyorum.

    vatan uğrunda ölünecek bir varlıktır.

    çünkü vatanın dışında hiçbir yer seni tam olarak kabul etmez. hep yabancısındır. kendini kabul ettiremezsin.

    vatanın senin varlığının teminatıdır.

    bencil bir şerefsizsen, sktret abi der geçebilirsin.

    ama insanlık onuruna sahipsen, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsan, vatan uğrunda ölünecek kadar önemlidir.

    kimse ölmek istemez. yaşatmak esastır. ama gelecek kuşakların yaşaması için, kimse fedakarlık yapmazsa onlar da yaşamaz.

    gerçi ne kadar anlatsak da boş. bencil, egoist şerefsizlere işlemez.
  • en milliyetçi geçinenlerin akrabalarının askerliği doğu'ya çıktığında yaşadıkları hüzünden anladığım şey.
  • kısmen doğrudur, çünkü vatan değil, insanlık onurudur uğrunda ölünecek olan. ama vatanınıza saldıran kişi genellikle insanlık onurunuza da saldıracağından bu ikisi kesişir. tabi bu yazdıklarım çok genel teorik çerçeve, esasen de hava civa. asıl önemli olan birilerinin sizi vatan millet din diye uyutup kendi çıkarlarına alet etmesine müsaade etmemek, "gaza gelip" koyun gibi her propagandaya kanmamak.
  • %100 doğru laftır. aksi de beşerin beşeri palavralar için kendini harcamasının kutsanmasıdır. devleti organize edip ayakta tutan, kumaş parçalarını göndere çeken, haritaları çizip uygulayan sensin, bunlara kendi elinle kutsiyet yükleyip canını ortaya koyan gene sen. bunların her biri amaç değil, araçtır, doğru düzgün yaşamak için icat edilip işlevinden sapmış araçlar. bir de beşeri palavralar için ölümü savunanlar, buna dini mana yükleyip, bu uğurda ölümün onlara cennet vb. sınırsız mükafatlar sunacağına inanır, "şehadet" palavralarıyla ölüm sevgilerini taçlandırırlar. vatan ve devlet kavramlarına yaklaşımdaki hastalıklı obsesyon ve kutsiyet adletme komedisi zaten çoğu savaşın ve tarihsel düşmanlığın altında yatan acı gerçektir, bugün "savunma vatan namus bıdıbıdı" diyenler ülkenin ve dahi dünyanın tamamından silinse dünyada hiç sorun kalmazdı demiyorum ancak, en büyük sorunların bazıları çözülür, savaş ve çatışmalar da büyük oranda yok olurdu, çünkü bugün kendi kurup var ettiği vatan ve devletinin savunması için ölmeyi kendine görev bilen, aynı zamanda o devletin çıkarı için saldırıp öldürmeyi de kendine görev bilir, dogmaları içinde insanlığını unutur ve neticede tek gerçekliği insan kıyımı olan bu kısır döngü devam eder. bu kavramları çoktan aşmış güçler tepeden sırıtarak ölen gariplerle bizimki gibi zavallı 3. dünya ülkelerini izler, olan sana bana olur.

    buyur, ağzından köpükler klavyenden hakaretler saçarak biz vatansız hainlere saydırmaya devam et şimdi benim tatlı faşo ekşicim, ama bir ara bedelli beklemek için kaydolduğun kolpa yüksek lisansla yaptırdığın tecili boz da askere git, bak savaş da başladı. illa birileri savaşacaksa, bunların senin gibi insanlar olması, insanlık için daha hayırlı...
  • salt toprak sevicilik açısından düşünülürse doğrudur.
    toprak parçasının amacı üzerinde yaşayan insanlara bir hayat sunmasıdır.
    toprak üzerindeki yaşama hakkını savunmak ise uğrunda ölünebilecek bir şeydir.

    bizim faşolardaki vatan kavramı ise mülki idari sınırların korunmasından ibarettir. yani haritada görmeye alıştığı şeklin bozulmasından başka bir kutsallığı yok onun için.
    binlerce hektar toprağın şirketlere peşkeş çekilmesi toprak kaybı değil mi mesela?
    yüzlerce değerli yer altı zenginliğinin yine birilerine yakın şirketlerin kullanımına verilmesi vatanın bir karış toprağından daha fazla kayıp olmuyor mu?
    boğaz kıyısı dahil sahillerin büyük kısmının bir takım kodamanların, otellerin vs. işgali altında olması, anayasaya rağmen bunun böyle devam etmesi, düşman işgalinden farklı mıdır?
    ormanlarının kesilip, doğal hayatın bitirilmesi pahasına yandaşa rant alanları oluşturulması, gavurun zamanında sırf sömürmek için köleleştirdiği topraklara yaptıklarına benzemiyor mu?

    bütün bunlar kabak gibi ortada duruyorken, vatansever geçinenler ses çıkamıyor. vatanseverlikleri sadece kürt alerjisinden ibaret. kürt illeri sen ancak kürtleri eşit vatandaşların olarak tanımlarsan senin de vatanın olur. yoksa resmi olarak olmasa da gönüllerde işgalci olarak yer almaya devam edersin.
  • ha şunu bileydin diyerek desteklediğim durum.seçme şanslarının olmadığı şeyleri neden kutsal sayarlar,hiç anlamam.
    isveçli,norveçli olmayı kutsal saymayı anlayabilirim bak bir nebze ama bu sikik ortadoğu coğrafyasında türk,kürt olsan ne olur,ülken için ölsen ne olur.ne için öldüğün belli değil ki,şehitlik diye bir opsiyon ortaya atılmış,şirin görünmek istiyorsan yapıştır şehitliği.
    terörle,cinayetle,silahla çözüm arayan kim varsa,kim olursa,onların ve kutsallarının boyu devrilsin.
  • ağız dalaşına girmeye gerek yok... bu konu her iki taraftan da demagojiye açık.

    söylenecek tek şey allah vatansız bırakmasın.
hesabın var mı? giriş yap