• insan hayatının pazarlık unsuru olduğu boktan bir dünyada yaşadığımızı yeniden gösteriyor şu cümle.
  • mültecileri insan değil, bir varlık yerine dahi koymayan bir beyanat. kısaca hakettiğimiz gibi yönetiliyoruz.
  • mültecileri ya baştan hiç vatan toprağına almayacaktın. (bence çok büyük insanlık ayıbı olurdu.)
    aldıysan insan gibi yaşayabilecekleri düzeni kuracaktın. (kurmadın.)
    kurduktan sonra hiç pazarlık malzemesi yapmayacaktın. (yaptın.)
    yaptıysan ve avrupa üzerine düşeni yapmadıysa alın paranızı götünüze sokun biz komşularımızın zor gününde gerekeni yaparız diyecektin. (demedin.)
    onları çöp gibi alırım atarım size salarım diye aşağılamayacaktın. (aşağıladın.)

    konu bu.

    haklı değil, haklı olamaz.

    bize dayatılanlar dışında seçenek yokmuş gibi davranmayın. insanlık onurunu hiçe sayan bir pazarlık varsa bunu yapan tarafların tamamı haysiyetsizdir. avrupa yapıyorsa biz de yapalım diye bir savunma şekli mi olur. birileri posta arabasını yağmalarken "zaten yağmalanıyor biz de aralarına karışalım" gibi bir saçmalık bu. pratikte saçmalıyorsanız bile ilkesel olarak bir duruşunuz olsun.

    insanı ne para için, ne vize serbestisi için, ne de politik çıkarlar uğruna kullanamazsın. en azından gelecek güzel günlerin ideali uğruna böyle çıkıp ipe sapa gelmez açıklama yapamazsın. sizin geleceğe bırakmak istediğiniz fikirsel miras bu mu anasını satayım.

    ortadoğu karıştığından beri tüm dünyanın yüzündeki güzel maske düştü altındaki çirkin suratlar göründü. vahşetimizden arınamıyorsak bari utanalım.

    o da olmuyorsa en azından bu kabusu normalleştirmeyelim.
    bak bu sonuncusu zor değil.
  • iyi ki "üzerinize mültecileri salarız" dememiş. nasıl göndereceklerini de ayrıca merak ediyorum. adamlar nereden baksanız 2 senedir burada. ülkenin hemen her yerine dağıldılar. bu plansız programsız yerleştirilen insanlar sigortasız işlerde çalıştırıldılar. bu şekilde hem işçiler işlerinden oldu hemde sigortasız işçi çalıştırmak yaygınlaştı. bu insanlar gittikleri yerlerde yaşayabilmek için(bazılarının mesleği de bu olabilir.) dilendi, fuhuş yaptı,hırsızlık yaptı. bunların hepsi birer sorun. hızla ürediler bu da başlı başına bir sorun. ülkemizin sağlık standartları düştü.(zaten düşüktü ama daha da düştü.) hasta sayısı hemen hemen ikiye katlandı. bunun dışında çalışmak için gittikleri yerlerde fahiş fiyatlara ev tutmaları bizim çomarların işine gelse de ev kiralarının ve fiyatlarının fırlamasına sebep oldu. bu sorunların çözülmesi bizim en az 20 senemizi alır. zaten plansız programsız 3 milyon insanı hiç bir ülke kabul etmez.
    tanım: bir burhan kuzu blöfü elinde patlaması muhtemeldir.
  • insan hayatını ucuz bir politikaya bağlayan, insanlar üzerinden çirkin pazarlıklar yapan zihniyetin ürünü söz. bu adam anayasa profesörü(!) oturacak insan hakları temelli bir anayasa yazacak falan... gel de akp'liye anlat bunu.
  • ab'ye açık bir tehdittir. genelde ab işlerinde tehdidin pek sökmediğini önceki tecrübelerimizden biliyoruz. umarız yine ters tepmez.

    o değil de bu adam anayasa profesörü yahu.
  • neden herkes mültecileri suriyelilerden ibaret sanıyor anlamadığım uygulama. avrupa birliğinin bize itelediği mülteciler pakistan afrika vb. somali gibi ülkelerden gelenler. suriyeliler her türlü bizde kalacak zaten.

    bizimle avrupa birliği suç veritabını da paylaşmıyorlar. yani bize kimi gönderdiklerini allah biliyor. bu çok büyük pazarlık konusu idi ama kaybettik. umarım vizeler kalkmaz da yollarız geri ne olduğu belirsiz suçluları. dediğim gibi suriyeliler zaten bizde kalıyor.
  • sanırım bu duruma mülteciler oldukça sevineceklerdir. neden mi?

    bu sorunun cevabı çok basit fakat biraz uzun. suriye'deki iç savaş yüzünden ilk mülteciler türkiye'ye girmeye başladığında türk yetkililer savaşın çok kısa süre içinde biteceğini tahmin ediyorlardı. bu yüzden sınırlardan geçişlere göz yumdular. fakat savaş türk yetkililerin tahmini yönünde ilerlemeyince mülteci sorunu ülke içerisinde ki önemli bir sorun haline gelmeye başladı. şu an türkiye sınırları içerisinde yaklaşık 2 milyon suriyeli mülteci mevcut ve bunları %80 kayıtsız. yıkık dökük evlerde üç dört aile birlikte yaşamak zorunda. herhangi bir sağlık güvenceleri mevcut değil. türk iş verenler mültecileri ucuz iş gücü olarak görüyor ve komik ücretlere insan dışı koşullarda çalıştırıyorlar. basına yansımayan taciz, tecavüz olaylarının çokça yaşandığını düşünüyorum çünkü bu insanların yaşadıkları evler korunmasız hatta bazıları dışarıda yaşamak zorunda bırakılıyor. aklınıza gelebilecek, elinizin altında var olan herşeye muhtaç bu insanlar ve tek kurtuluş çaresini avrupa'ya kaçmak olarak görüyorlar. bu yüzden mülteciler bu anlaşmanın yapılmamasına oldukça sevineceklerdir. size garip gelebilir değil mi? milyonlarca insanın kaçmak uğruna ölümü bile göze alması... garip gelecektir çünkü siz ülkenizde daha herhangi bir savaş yaşamadınız.

    tüm bunları bir yana bırakırsak bu lafın içerisinde derin bir anlam yüklü. 'vizesiz avrupa olmazsa mültecileri göndeririz' cümlesi mültecilerin, insan kaçakçılarının eline bırakıldığının devletin kendi ağzıyla itirafıdır. ölen binlerce insanında katilinin aslında kim olduğunun göstergesidir.

    (bkz: http://www.cnnturk.com/…-kagit-toplayarak-geciniyor)
  • işin garibi sınırı açtık gidebilirsiniz dense mültecilerimiz nereye gidiyoruz demeden akın edecek. daha da garibi 3-5 milyon da bizden bu mültecilerin arasına karışıp avrupa ya akın etmek isteyecek.

    bir allah ın kulu da kalkıp nereye gidiyoruz lan biz demeyecek.
hesabın var mı? giriş yap