*

  • 2010'un eylül ayında piyasaya çıkması beklenen saf rally oyunu. pc, ps3 ve xbox 360 platformları için çıkacak. siktirip gidebilirsin dirt serisi, şöyle adam gibi saf rally oyunu lazım bünyeye... oyunu milestone studios hazırlıyor.. önceki wrc oyunlarını hazırlayan evolution studios casual olayı bokuna motorstorm gibi uyduruk oyunlara daldığı için kendileri yeni bi wrc oyunu yapsa bile bi hayır beklenmez zaten..

    http://www.simracingworld.com/games/295-wrc-2010/

    edit: http://www.youtube.com/…ature=player_embedded#at=36
  • pc versiyonunun tam sürümü malum ortamlara düşmüştür... 3.11gb boyutu vardır, diyeceğim ama kimse siklemiyor. götüsikli dirt gibi oyunlar olsa siklersiniz değil mi lan. oynayın işte taş gibi saf rally oyunu..
  • tamamen şans eseri haberdar olduğum ralli oyunu. lakin iyi ki denk gelmişim diyorum. henüz çok fazla oynamadığım için öyle çok teknik analiz yapacak değilim, fakat yıllardır beklediğim saf ralli oyunu budur dedirtti. tam olması gerektiği gibi olan oyundur, ne eksik ne fazla.
  • bir hafta kadar oynadıktan şunu söyleyebilirim, eksikliklerine rağmen olmuş bu oyun. yalnız çok da büyük beklentilerle girmemek lazım, çok şahane grafikler (dirt serisi kadar iyi değil) beklememek lazım ama yine de günü kurtarıyor. oyunun en keyif veren yanı career modu, ya da oyundaki adıyla "the road to the wrc". bu modda 2 çeker zayıf araçlarla başlayıp wrc kategorisine kadar uzun bir yolunuz var. career modunda kendi takımınızı kurup yarışlara katılıyorsunuz. en güzel yanı da takımınızın adını, rengini, sponsorları ve araçların üzerindeki grafikleri seçebilmeniz. belirtmekte fayda var wrc kategorisine geldiğinizde sanıyorum kendi takımınız değil, wrc şampiyonasında mevcut takımlardan gelen tekliflerden birini seçerek katılıyorsunuz, gönül isterdiki wrc şampiyonasına da kendi takımımızla katılalım.

    oyunun diğer güzel yanı da etaplar. gerçekten güzel oluşturulmuş. bazen durup seyredesim geliyor çevreyi*, önümüzdeki senelerde grafikleri daha da geliştirebilirlerse mükemmel olacak bu etaplar. diğer güzel nokta ise arabaların farklı yol tipine verdikleri davranış farklılıkları, asfalt yada toprak farkı bence güzel yansıtılmış.

    eksilere gelecek olursak, öncelikle co-pilot'un gereksiz bağırmaları insanı geriyor. gereksiz derken, tabi durduk yere değil, kaza yaptığınızda bağırıyor. diğer bir nokta aracın hasar alma durumu. grafik olarak araç tamamen dağılmış olarak görünürken, sürüş olarak sanki sıfırmış gibi gidiyor, ne hız, ne yol tutuş ne de ivmelenme de bir eksilme yaşanmıyor. kaza sonrası yolda kalma ya da etabı bitirememe durumu yok, en azından ben beceremedim, evet özellikle aracı vurarak denedim ama olmuyor. aynı durum sanal yarışçılar için geçerli değil. bir kaç defa dnf olan sürücü gördüm. hasar tamir ekranı ne çok detaylı ne de çok basit, tam ideal olmuş. ayrıca eski oyunlarda varmıydı hatırlayamadım ama bu oyunda isterseniz size verilen tamir süresini ceza puanı almak kaydıyla geçebiliyorsunuz. bazen gerçekten lazım oluyor. etaplara başlamadan araç ayarlarını yaptığınız ekran ise ortalama kullanıcılar için ideal görünse de, araçlarla daha içli dışlı insanlar daha fazla detay görmek isteyebilir. gelelim en büyük eksikliğe, oyunda asla yağmur ya da kar yağan etap yok. şöyle ağız tadıyla yağmur altında yarışamıyorsunuz. umarım ilerleyen versiyonlara eklerler.

    özetlemek gerekirse, mükemmel değil ama ralli sevenler için iyi bir alternatif. en azından bir denenmeyi hak ediyor. ayrıca ufak iyileştirmelerle önümüzdeki sene mükemmele yakın bir oyun görebiliriz.
  • richard burns rally dinamiklerini andıran bi sürüşü var. ki bu oyunun similasyon tadında olmasını sağlıyor. grafikleri yeni nesil shader manyağı bebeleri tatmin etmeyebilir ama idare eder. bizi ilgilendiren kısmı zaten grafikleri değil sürüş dinamikleridir.

    oyun ekranı, etaplar, yol bilgileri, zaman ekranı gibi bir çok öğe bire bir richard burns'u andırıyor.
    bu tarz pek fazla oyun piyasaya sülmediği için öpüp başımıza konasıdır, oynanasıdır. lakin kaputa alev, yan kapıya mavi şerit gibi modifiye olaylarını şu wrc konseptine bari sokmayın lan. yeter çektiğimiz nfs tayfasından.

    şayet isim haklarını alıp, her yıl üstüne koyarak tekrar piyasaya süreceklerse, eksikleri giderilip taş gibi bir wrc similasyonumuz olabilir.
    haa bir richard burns mertebesine ulaşması için 40 fırın ekmek yemesi lazım, orası ayrı.

    son sözüm co-pilota: olum ne tatlı canın varmış lan senin, az biraz bariyere sürtüyorum hemen bağırmalar, çağırmalar, karı gibi. koca pilot sesini çıkarmıyor, sana ne oluyor.
  • ayrıntılı direksiyon ayarları yoktur. üstüne bir de ilginç bir şekilde, bu standart gelen ayarlarda deli gibi bir deadzone olayı oluyor. direksiyonu döndürebilmek için ilk etapta çok fazla bir açı çevirmek gerekiyor, oysa ki direksiyonumda hiç hata yok.
  • en son colin mcrae rally 2005'te aldığım tadı yakalayan, klavye için daha uygun mütevazı oyun. birkaç sene sonraki oyunlar vazgeçilmez olacaktır bence. ancak bu co-pilotlarla bu ralli bitmez, sakin ol şampiyon.
  • bir umut update'sini indirdim şu direksyondaki deadzone* olayı için ama değişen bir şey olmadı. gerçi alıştım.

    neyse oyunda şu ana kadar beni en etkileyen şey clio oldu. araç önden çekişli ve çok güçlü. ancak kıçı sanki başka bir gezegenden. bu araç çok tatlı yapılmış.

    araçlar aynı klasmanda diye aynı kalıba oturtulmamış. hepsine ayrı bir karakter yüklenmiş.

    oynadığım en iyi yarış oyunlarından.
  • bu oyun saftır kendi alanında. yani bir rally oyunu dendiğinde, direksiyon, rally arabası, toz ve toprak gelir akla. bazen ‘left two’ (ki bu sert bir sola dönüş demektir) gelir akla. bazense daha yumuşağı six right. ne olursa olsun dönüş dönüştür, kavşak kavşak. kaza edersiniz kavşaklarda ve türkçemiz zenginleşir yavşaklarla. siz, siz olun gaza tambasmayin bu oyunda. çünkü bu oyunda gerçekten yer çekimi var.

    her start ekranında bir tane yeşil, beş tane kırmızı ışık dolmasını bekliyoruz. bu ışıklar dolmadan gaza basan olursa, bayramlık ağzına fog koyarım o oyuncunun. fog reyis’i tanımayanlarınız varsa ne demek istediğimi elbette ki anlamadınız. lakin hem ingilizce hem de türkçe aksanımın tony montana gibi olmasını istemiyorsanız lütfen bunu yapmayın. eğer elimizde değil, elimiz gaza gidiyor diyorsanız eğer, size tavsiyem, tekila shot hareketidir. bu hareket en azından ilk üçe girmenizi sağlar. çünkü tekila, kana hızlı karışan bir alkoldür.

    rally erken gaza karşı bir oyundur.

    şu an sadece bu oyun hakkında kelam ettiğimden dolayı başka oyunlarla karşılaştırmayacağım. bu bir rallyci mantığıdır. rally, hızlı ve öfkeli bir yalnızlık demektir. tek tek yarışılır, fakat aynı zamana karşı. herkesin ortak düşmanı zamandır. zaman düşman mıdır? tartışılır. ama bu oyunda öyle.

    bu oyunu oynayan herkes için şunu söylemek zorundayım, “siz ödlekler, sakın menülerden otomatik freni açık tutmayın!” kavşaklarda “yavşak” mı dediniz, bunu zaman’a dediniz baylar ve bayanlar.

    bayanlar demişken, bayan şöförleri bu oyunda görmeyi gerçekten ve içten isteriz biz baylar.

    çünkü vites kavrandıkça güzel.

    kusura bakmayın bayanlar, sizin üzerinizden ironi yaptım lakin şairler de hep bunu yapmıyor mu gündelik hayatlarında? ve siz de onları okuyor, okudukça da zevk almıyor musunuz? vites de böyledir, vitesse futbol takımındaki erkek futbolcular da muhakkak böyle düşünüyorlardır.

    şimdi, oyundan çok uzaklaşmamaya gayret göstererek oyunun atmosferine yoğunlaşalım. inanılmaz bir atmosfer var ali sami yen’de desek yeridir sayın okuyucular. “neden?” derseniz şöyle ki, günlük güneşlik bir yolda gider iken, hatta buna asfalt diyelim, bir anda toprak yola çıkıyoruz. adeta toz, toprak. sonrasında hafif ıslak zemin. gökyüzü kararıyor. grimsi bir tona bürünüyor. sonrasında çok dikkatli ve uslu bir çocuk olursanız eğer, gökyüzündeki kuşları bile görebilirsiniz bu oyunda. at gözlüğü takıp oynamamak gerekiyor bu oyunu. aksi takdirde şimdiye kadar ne zaman yazıldı ki bir rally şiiri?

    cahit külebisivas yollarında

    sivas yollarında geceleri
    katar katar kağnılar gider
    tekerleri meşeden.
    ağız dil vermeyen köylüler
    odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler?
    ağır ağır kağnılar gider
    sivas yollarında geceleri.
    ne, yıldızlar kaynaşır gökyüzünde,
    ne, sevdayla dolup taşar gönüller,
    bir rüzgar eser ki, bıçak gibi
    el ayak şişer.
    sivas yollarında geceleri
    ağır ağır kağnılar gider.
    kamyonlar gelir geçer, kamyonlar gider
    toz duman içinde,
    şavkı vurur yollara,
    arabalar dağılır şöförler söğer,
    sivas yollarında geceleri
    katar katar kağnılar gider.

    *
hesabın var mı? giriş yap