• yalçın topçu'nun istifası ile bbp genel başkanlığı için adı geçen genel başkanlık adayı idi.

    yamulmuyorsam biraz da mhp'nin kurucularından olan dedesi sayesinde çok genç yaşta girdiği politika dünyasında bir anda sivrilmiş ve muhsin yazıcıoğlu'nun yanında yer almıştır. aslen trabzon'lu olup, dolayısı ile karakter olarak tipik bir karadenizli olan ankara siyasal* mezunu bu kişi, gençliği* ve enerjisi ile türk politikasına renk katacak olduğuna inanılması bir yana, bilmeyenler için, zamanında; ki gene yamulmuyorsam doksanların başı idi, nizam-ı alem ocakları genel başkanı iken, o dönemde tek başına elini kolunu sallaya sallaya gidip istanbul il başkanını görevden alması ile hala dillerden dillere anlatılan efsane başkandır. ki bu bahsedilen olay yüzünden hala ocaklarda onun adı ve cesareti konuşulur.

    şahsi kanaatim, kısa vadede adının çok daha fazla duyulacağı ve yakın zamanda türkiye'deki milliyetçi hareket'in bile tek başına başına geçebileceğidir.

    edit: bilgi düzeltmesi
  • aktif olarak siyasete dönerse yakın süreçte yıldızı parlayabilir, sağ cenahın eksikliğini çektiği alternatif liderlerden biri olabilir diye düşünüyorum.
  • "türk o dur ki, "müslüman bir anne babadan doğan, kulağına bir ezanla kametle bir müslüman ismi verilen, her türlü haltı yese de domuz eti yemeyen, mübarek gün ve geceler de içmeyen, cuma hassasiyeti olup ta arada bir kaçırsa da cumaya giden, vatan, millet, din, devlet tehlikeye düştüğünde de kazma, kürek, balta, nacak alıp saldırana türk derler." bu tanım içerisinde ben hayır türk değilim diyecek bir allah'ın kulu yoktur bu tanım içerisinde hrank dink türk'tür. orhan pamuk ermeni'dir diyebiliriz."

    demiş abidir. yaptığı türk tanımlaması çok hoş ve kesinlikle doğrudur.
  • "türklük, son tahlilde devlet olma iradesini hiç kimseyle paylaşmaz.
    babamızla, kardeşimizle, amcamızla paylaşmadığımız devlet irademizi it sürüsüyle mi paylaşacağız?" cümlesini kurarak gözümdeki değerini bin kat daha arttırmış olan lider ruhlu insan.

    nizam-ı alem ocakları eski genel başkanı, türkiye insiyatif merkezi mevcut genel başkanı. adı ergenekon ve ibda-c gibi örgütlerle anılmıştır ama hiç ele düzgün bir delil geçirilemeyip iftira olduğu anlaşılmıştır.
  • alperencilerin son samurayı.
  • hollanda mevzuuna dair
    hollanda meselesi ile alakalı ne düşündüğümüz hususunda, bazı suallere muhatap oluyoruz.

    almanya'ya ve hollanda'ya karşı, duracağı safı izah etmek ihtiyacı, bizim için değil, devlet millet tasavvurları "belli olmayanlar" için, bir mecburiyettir.

    bu suale muhatap olmak, bu suale cevap vermek bile, bizler için zuldür.

    biz, pembe incili kaftan'ı, ilkokul çağlarımızda okuyarak büyüdük.. muhsin çelebi'nin tavrı ve duruşunu, siyasî şuur ve kasıt olarak, hançeresine işlemiş bir hissiyatla, cemiyetçilik yaptık, yapıyoruz.

    biz, "devlet millet irâdesi" tehlikeye girdiğinde, yavuz sultan selim gibi, babasına bile kılıç çeken bir irade ve kararlılıkla ayakta duruyoruz, böyle yürüyoruz, böyle yürüyeceğiz...

    biz, "devletin milletin izzeti, itibarı" mevzubahisse, güncel siyasetin ötesinde ve fevkinde bakabilmeyi şiar edinmiş bir tavırla, siyasetimize devam ediyoruz.

    biz, "türk, bin yıldır haça çarpan hilâlin adıdır" şuurunu sürekli dillendirenleriz. tarafımız, tabii ki bellidir.

    lâkin, hariciyemizin, mevzunun evvelinde, ahirinde, diplomatik hataları, gafları, üslûpsuzlukları, problemli ve "istismar edilen alanları" da bulunmaktadır. bunu da görüyoruz.

    kaldı ki biz, işlerimizi düzgün yapmak mecburiyetindeyiz. iktisadî ve siyasî olarak, güçlü olmak zorundayız. dünyayı kınamaktan bıktık. mesele, bize kabalık yapılabilmesi değildir, mesele, buna cesaret edebilecek kadar bizi zayıf bellemeleridir.

    bugün, bir kısım gazetecilerin, milletvekillerinin dillerine dökülen, referanduma yüzde iki katkısı oldu gibi nasipsiz cümlelerle aynı çizgide, bir sevinç, bir nara, bir heyecan ekseninde tartışılacak, bir durum da yoktur. yaşananlar ortadadır.

    biz, edirne müdafii mehmed şükrü paşa'nın, medine müdafii fahrettin paşa'nın vakarıyla, adanmışlığıyla, o aziz ruhla, bir memleket cehdinde ve gayretindeyiz.

    devlet millet emanetleri de, bu duygularla taşınabilir ancak.

    biz, üç beş oy için, devletimizin karizmasını, bakanımızın haysiyetini, malzeme yapmayız, yaptırmayız.

    biz, böyle bir zilleti, konuşmaktan bile hicap duyarız.

    hele ki içeride düşman kalmayınca, böyle bir krizi ganimet sayıp, el ovuşturarak, köpürte köpürte ağlamayız, ağlayamayız.

    miting miting, meydan meydan konuşamayız. utanırız.

    itibar düşeceğine, canlar toprağa düşsün, deriz.

    gazeteciler sorsa, inkâr ederiz. "yok arkadaşlar, yanlış anlaşılmış, büyütülecek bir mesele değil." deriz.

    medya üzerindeki tahakkümümüzü, bu rezillik duyulmasın diye kullanırız.

    devletin milletin şerefi, onuru için ölürüz, bin seçim kaybederiz, ama bir rezillikten medet ummayız.

    bizim yöneteceğimiz devletin nizamı, bu olur. bu olmak mecburiyetindedir.

    o sebeple, bize tarafımızın sorulabilmesini bile, hakaret telâkki ederiz.

    biz, hep türk devleti'nin, türk milleti'nin yanındayız.

    dün, 28 şubat'ta, 27 nisan'da, 367 krizinde ve en nihayetinde 15 temmuz'da, hep millet iradesinin yanında durduk. korkmadık, bedelini ödeyeceğimiz cümleler kurduk.

    dün, t.c. tabelaları sökülürken, aynı yerde idik.

    dün, türk bayrağı ve türk devleti'nin iradesi, tartışmaya açılırken, aynı yerde idik.

    dün, oslo ve habur rezaletleri yaşanırken, aynı yerde idik.

    dün, çözüm süreci aymazlığında, aynı yerde idik.

    dün, süleyman şah türbesi kaçırıldığında, zafer naraları atılırken, aynı yerde idik.

    dün, fetö'nün, "muhterem fethullah gülen hocaefendi" olduğu günlerde, "devleti bu kadar örselemeyin, liyakat ve istihdama dikkat edin, hiçbir cemaatin devlet olmasına müsaade etmeyin" itirazlarımızda da, aynı yerde idik.

    her meselede, her fikir ayrılığında, bizim durduğumuz yer, bizim istikametimiz, tek bir koordinata istinad eder.

    biz, hep aynı yerdeyiz. inandığımız, kalbimizin ve kavlimizin attığı yerdeyiz. devletin, milletin menfaatlerinin gerektirdiği yerdeyiz...

    biz, bütün bu netameli süreçlerde, inandıklarımızı söyledik, makam mansıp endişesi duymadan, inandığımız cümleleri kurduk.

    o vakitler de, iktidar cenahından, hakaret gördük, itiraz gördük. hassasiyetlerimiz ve itirazlarımız, anlaşılamadı, siyasî hevesimize hamledildi, tarafgirlik hissiyatı ile okundu, tartışıldı.
    neticesinde, biz haklı çıktık. ve hükümetimiz de kendi ikrarlarınca, yanıldılar, kandırıldılar, aldandılar...

    itirazlarımız, ihtarlarımız, ikazlarımız; kayıtlarda, hafızalarda, arşivlerdedir...

    o zaman ki ihtarlarımızda da, ikazlarımızda da, türk devleti'nin, türk milleti'nin yanında idik.

    bizim, bugün, insanların gözlerinin içine bakarak konuşabilmemiz, inandıklarımızı yutkunmadan söyleyebilme cüretimiz, her şartta "hakk'ın hatırını âlî tutmanın", bize bahşettiği bir imtiyazdır.

    şimdi, evet/hayır arasında, bir cendereye sıkıştırılmış milletimizin, yarınlarına dâir, endişelerimiz ve itirazlarımız dolayısıyla, vicdanımızla, irfanımızla, ferâsetimizle, cümle kurduk, kuruyoruz, kuracağız.

    referanduma dâir, konferanslarımızda zaten dillendirdiğimiz, kendi müstakil sözümüzü ve duruşumuzu da, bu hassasiyetlerle açıklayacağız.

    biz, millet, memleket ızdırabımızın bize yüklediği tavır ahlâkı ile cemiyetçilik yapıyoruz.

    biz, bu sefer de yanılırsanız, milletin tutunacağı dalın, sığınacağı limanın, cümlelerini kuruyoruz, kuracağız.

    allah (c.c.) en doğrusunu bilendir...

    allah (c.c.) kerîm'dir...

    yavuz agıralioglu

    türkiye inisiyatif merkezi başkanı

    şeklinde bir açıklaması olmuş şahıs
  • ömer faruk kavurmacı'nın tahliyesi ile ilgili olarak;
    --- spoiler ---

    dindar cumhurbaşkanımıza ve muhafazakâr akpartili arkadaşlarımıza hatırlatalım:
    efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki "sizden önceki ümmetlerden bazılarının helak edilmeleri, içlerinden zayıf olanları cezalandırıp, güçlü ve zengin olanları affetmeleri yüzündendir..."

    tekraren ve bütün samimiyetimizle de ihtar edelim ki "devletin ziyneti adalettir..."
    adalet yıkıldığı vakit, çöküş mukadder olur...

    --- spoiler ---

    açıklamasını yapmış kişi. kendisini çok geç tanıdım ama son dönemde takip ediyorum. türkiye'nin hali hazırdaki vatandaş profiline fazla gelecek bir siyasetçisidir. bu adamda ayrı bir kumaş var. ne bahçeli tayfasında ne de yazıcıoğlu da dahil bbp'de bugüne kadar kendisinin kalitesinde bir adam çıkmadı o cenahtan. biraz medyada yer bulur ve kendini ifade ederse, akşener, sinan oğan vs. hepsini siler atar. ama şu an kimse tanımıyor bu adamı.
  • türkiye inisiyatif merkezi genel başkanı. son zamanlarda çalışmalarını dernek olarak hizlandirdilar. her cuma akşamı çeşitli konularda sohbet - seminer tarzı buluşmalar tertip ediliyor. tarih, kültür, siyaset, teknoloji ve daha bir sürü farklı konularda alanında birikim sahibi kişiler tarafından seminerler veriliyor. ve şu anda twitter'da 7. sıradan gündeme girmiştir. geleceğe dair umut vadeden siyasetçilerden.
  • çalışma odasında masasının hemen arkasında bulunan dev enver paşa portresi ile gönülleri fethetmiş insan. 2 saat durmadan konuşsa bile pür dikkat dinleyebiliyorsunuz kendisini.
  • kuvvetle muhtemel iyi partiden aday olacak. inşallah iyi olur.
hesabın var mı? giriş yap