• bir süredir başlatmayı düşündüğüm kampanyadır.

    öncelikle kendi adıma bir öz eleştiri yapayım. ışık yoksa ve yaya geçidi, okul çıkışı gibi levhalar varsa bunları farketmekte çok zorlanırım. hemen hemen hiçbir zaman durmam, yayaya öncelik vermem. ben hız keseceğime o iki saniye daha beklesin, sonra geçsin diye düşünürüm. bu düşünce benim farkında olarak sahip olduğum bir düşünce değil. bu benim farkında olmadan yaptığım ve üzerinde düşünmedikçe de farkına varamayacağım bir güdü.

    bu benim içinde yaşadığım kültür, bu benim okulda aldığım trafik dersi, bu benim öğretmenlerim, bu benim enliyet sınavım, bu benim ailemden gördüğüm, bu benim toplumdan gördüğüm, bu benim şahsi aymazlığım...

    ve nihayetinde bu aslında benim. bizzat kendimim. ve ben hatalıyım.

    doğrusunu ise üniversitede yurtdışına çıktığımda birçok vatandaşımız gibi avrupada görmüştüm.

    doğrusu, yaya geçidi varsa o yayayı ne kadar uzaktan görürsek görelim hemen yavaşlamaya başlamak, yaya geçidine ağır ağır yaklaşmak ve çizgisine dahi dokunmadan durmaktır.

    bunu birkaç kez denediğimde, çevremdeki araçların da benimle birlikte durduğunu farkettim. aydınlanmayı bu anda yaşadım. sürü psikolojisini avantaja çevirmiştim.

    maalesef çoğu yaya dahi şaşırdı, geçmemi bekledi, yola inmeye cesaret edemedi. ama ben inatla bekledim. gözlerinin içine baktım. yolun onların hakkı olduğunu, benim bir jest yapmadığımı, ikramda bulunmadığımı, normal olanın bu olduğunu hissettirmeye gayret ettim.

    kimi yaya hiç aldırış etmedi, karşıya geçmedi, bekledi. kimi ürkek adımlarla karşıya koştu. kimi bir tebessümle bana teşekkür etti.

    medeniyet dediğimiz şeye ulaşma yolunda hiçbir unsur hiçbir unsurdan daha önde gelmez. bu işin sırası yoktur. en küçük detaydan en büyük bir hadiseye kadar her güzel şey, her iyi şey ülkemiz adına bir artıdır.

    her ne kadar kötü olaylar yaşasak da, bazen ülkeyi terketmek istesek de, güzel günler için savaşmayı bırakınca gerçekten kaybedeceğimizi hepimiz biliyoruz.

    evet değerli yazarlar, yaya geçidinde yayaya yol vermek de bence devrimci bir eylemdir. ve herhalde bu eylemin gerekliliği üzerinde mutabık kalabiliriz.

    püf noktası da bence şudur: bu kültür bizim dna mıza işleyene kadar yayayı her farkettiğimizde duracağız, unuttuğumuz zaman kendimize kızmayacağız ve bir sonrakinde durmak için kendimize yeniden söz vereceğiz.

    bu bizi daha insan kılacak.

    ---
    debe editi: sözlüğün güzel insan potansiyelinin nasıl da hâlâ bütün canlılığıyla burada olduğunu bir kez daha gördüm ve gördük. güzel mesajlarınız ve katkılarınız için teşekkür ederim.

    bugün 20'li yaşlarda bir kadına yol vermek için yaya geçidinde durdum. kadın hiç hareketlenmeyince geçmesi için elimle işaret ettim. o da bana çaresizce solumdan vızır vızır geçen araçları göstererek maalesef geçemiyorum minvalinde işaretler yaptı. ben hareketlenmedim, birlikte soldan geçen araçların bitmesini bekledik. dörtlüleri yaktım.

    araçlar bitince gülerek teşekkür etti ve ben de selam verdim.

    sırf bunu yapmak için yarım saat erken bile çıkarım.

    ---
    edit 2:

    punkroyal tarafından yazılmış bir cevapta amasya'da da teşvik edildiğini görmüş olduk.

    onu da aşağıya aynen alıyorum:

    "geçen sene anadolunun güzide kenti amasya'da emniyet müdürlüğü tarafından başlatılan kampanya.

    ilk bir ay şehir merkezinde bulunan yaya geçitlerinde yayaya yol vermeyen araçlar polis ekipleri tarafından durdurulup uyarı verilmiş. rivayet odur ki, bu uyarıyla beraber şoförlere bir adet de gül verilmiş. yaptıkları kural ihlaline ceza yerine "gül". bu uygulamayla ciddi bir şekilde yaya geçitlerinde yol verme bilinci oluşmuş. buna rağmen hala bu bilince erişememiş olanlara ise, bir sonraki ay para cezası uygulanmaya başlamış. bir ay gül ile uyarı, sonraki ay para cezasıyla birlikte şehirde tam anlamıyla yaya geçidi bilinci oluşmuş.

    geçenlerde amasya'daydım, ciddi yoğun olan şehir merkezi ana caddesinde ki iki saniyede bir araç geçtiği bir cadde bu, yaya geçidi başında durduğunuz anda araçlar duruyor ve sizin geçmenizi bekliyor. ne diyeyim kendimi bir an viyana da gibi hissettim."

    edit3:

    gelen çok güzel öneriler ve mesajlar var. üç numaralı edit vesilesiyle herkese teşekkürler. yaratıcı arkadaşlardan sticker tavsiyeleri geldi. kamu spotu yapılması da yine yerinde bir tavsiyeydi. kamu spotuyla ekşi yazarı olmayan kitleye de ulaşılabilir. ama her şeyden önemlisi, kimse kötü bir yorum yapmadı, küfretmedi ya da eleştirse dahi iyi niyetini belli etti.

    çok uzun zamandır ekşi'de mutabık kalınan konu görmemiş eski bir yazar olarak beni duygulandırdınız ve keyiflendirdiniz.

    bakalım daha neler göreceğiz.

    ---
    edit 4: bundan bir yıl önce benden daha erken bilinclenmis duyarli bir yazarimiz (bkz: l2208w) zaten bu kampanyayı başlatmış. (bkz: yaya geçidinde duruyorum kampanyası)

    kendisinin bu başlığa da şöyle katkıları oldu:

    https://www.youtube.com/watch?v=pbmn8pq6h0e

    https://www.youtube.com/watch?v=cli9ahrtpfy

    teşekkür ederiz l2208w.
  • sonuna kadar katıldığım kampanyadır. ben kendi adıma yayanın geçebileceği uygun yerlerde, 8otoban, e-5 gibi yerler hariç) yaya geçidi olsun olmasın yaya ya yol veririm, avrupa da yaşamış araba kullanmış biri olarak tersi medeniyetsizlik, saygısızlıktır.
  • destekliyorum, hem sürücü hem yayayım, sürücüyken yol veriyorum, gerekirse iki şeridi kesecek şekilde aracı ortalayarak, yayayken de araçların arasına hop diye atlayarak.

    yeter bu saçmalık.
  • %90 yaptığım olay ama yol verdikten sonra 5 saniyede geçeceği yolu 30 saniyede geçenler sağlam küfür yiyor.
  • destekliyorum. durmayan olursa da çok problem değil peşinden sığır diye bağırıyorum. maçası yiyen durup ne dedin diye soruyor.
  • desteklediğim ve arttırmak istediğim kampanya. yayalar da yakında yaya geçidi veya ışık varsa başka yerden yola atlamasınlar, olur mu? az ötede geçit var ama millet iki metrede bir yola atlıyor, üstelik sağına soluna bakmak falan da yok. buna da bir şeyler yapmak lazım bence.
  • arkadan gelen arabanin icindeki magandadan en ucuz yollu dayak yemekle sonuclanacak kampanya.

    bizde tutmaz o isler karsim, kusura bakma.
  • desteklediğim kampanyadır. yaya geçidinde bekleyene kesinlikle yol veririm. trafik durduysa yaya geçidine denk gelen yerde boşluk bırakırım. ama yaya geçidi olmayan yerden 5 er 10 ar metre arayla karşıya geçmeye çalışan sağlıklı kişilere de kesinlikle yol vermiyorum. çok ısrar ederse üzerine de sürerim.
  • tek araç ile kapatılamayacak kadar geniş yollarda feci kazalara yol açabilecek kampanya. belirli semtlerde arkadan korna çalıp küfür edecek ayı oğlu ayının oğlu tipindeki insanlar yüzünden sinir bozacaktır.

    ha yine de uygulanabilir ancak sittin sene uğraşsak yaya geçidinin esas amacını bu ülkede oturtamayız gibime geliyor. anca yaya geçitlerine kamera koyup yaya geçidinde yayalara yol vermeyenlerin tespit edilip cezalandırılması gerekiyor.
  • sevgilimin yaptığı benim ise aracım olunca yapacağım eylem. evet yurtdışında şok olup yolun ortasında bekleyesim geldi. kendimi sihirbaz sanıp arabaları durdurduğumu düşündüm :d

    yaya olarak öne atlama işlemini gerçekleştiriyor, üzerime yürüyen şoföre ters ters bakıyor, biraz daha ileri gidip yoldan geçerken üzerime yavaş yavaş sürüp korkutmaya çalışana ise el kaldırıp "ne?!" anlamında tepki veriyorum. daha da bana dayılanan görmedim.

    hayatında fiziksel olarak kavga etmemiş birisi olarak kavgadan da korkmuyorum.
    aslına bakarsanız "arkadan gelen arabanın içindeki maganda" da genel olarak senin vereceğin tepkiden korkar. sadece tepkin net olmalı.

    arkandan korna çalıyor ise ağır öküzdür ve olası yüz yüze tartışma noktasında "beyefendi" modunda yaklaşırsanız dayak yeme olasılığınız yüksek.
hesabın var mı? giriş yap