• dial m for murder'ı hunharca kopyalamış ama neyse ki farkları da olan bir film.

    --- dial ile ilgili spoiler ---

    sevgili hitch'in filminde de sarışın kadın (grace kelly), kocasını usta bir yazarla aldatır. kocası bunun farkına varır ve bir plan yapar. planında karısının ölümü yer alır. cinayeti işleyecek kişi dördüncü şahıstır. adamla tanışıklığı olan birisi. plana göre adam içeri girecek, kadının kocası kadını arayacak, kadın telefonu açtığı anda adam kadına arkadan saldıracaktır. ama beklenmedik bir şey olur, adam öldürülür, kadın kurtulur. sonrasında olayı babacan bir dedektif çözüme kavuşturur. kadının aşığının rolü pek yoktur çözümde.

    --- dial ile ilgili spoilerın sonu ---

    --- a perfect murder ile ilgili spoiler ---

    a perfect murder da neredeyse aynı planı uygular. adam, kadının sadakatsizliğinin farkındadır. ama dördüncü kişiyi tutmaz cinayet için. bizzat kadının aşığına "ya karımı öldürürsün, ya da seni hapse tıktırırım" teklifi(!) ile gider. adam bunu kabul eder. dial'dan farkı da budur. ama sonradan öğreniriz ki aslında bu ressamın (yani kadının kocasını aldattığı kişinin) da planı vardır ve mutfakta gwyneth tarafından öldürülen kişinin dördüncü kişi olduğunu fark ederiz. dial'da çözüme katkısı olmayan kadının aşığı burada plan yapar ve kocayı zor durumda bırakmaya çalışır.

    --- spoiler ---

    arada farklar var. fakat gene de çoğu açıdan dial taklit edilmiş. vasat bir film olsa da izleniyor. gwynet paltrow'u izlemek her daim güzeldi. burada grace kelly'e benzetilmeye çalışılmış ama ne kelly'nin ihtişamına sahip, ne de oyunculuğuna. açıkçası kelly tedirginliği daha iyi yansıtıyor. öte yandan michael douglas filmi sürükleyen başat unsur. dediğim gibi izlenir. ama keşke dial taklit edilmeseydi. denecek ki "bu hikaye klasiktir. film noir'lerin tamamı bu hikayeleri anlatır". doğrudur, film noir'lerde hep kocasını aldatan kadınlara ve cinayetlere (ya da cinayet planlarına) yer verilir, elemanlar birbirlerini öldürmeye çalışırlar. ama dial ile perfect arasındaki benzerlikler "türün gerektirdiklerini uygulamış" yargısını çürütüyor.

    film noir dedim de herhalde en az erotik olan film noirlerden bir tanesi bu film. filmde erotizme hiç yerilmemiş. 40'larda çekilen noir'ler daha erotiktir, aşkı ve tutkuyu daha iyi işlerler. bu açıdan da, yani türü işlemesiyle de sınıfta kalıyor perfect. ne yazık ki.
  • finalinde bütün planı kadının yapmış olmasını hayal ettiğim filmdir. işte o zaman kusursuz olacaktır. bu arada (bkz: ayakkabı kutusu)
  • --- spoiler ---

    david shaw: what happens if the plan goes to hell?

    steven: it won't.

    http://www.imdb.com/…t0120787/quotes?item=qt0182636
    --- spoiler ---

    it won't, bence filmin anafikri.
  • son 10 dakikasında north by northwest ve psycho'ya da iki bariz atfı bulunan, dial m for murder'ın ne kadar mükemmel bir film, alfred hitchcock'un da gelmiş geçmiş en iyi yönetmen olduğunu bize "kötü örnek"le ispatlaması hariç herhangi bir fonksiyonu olmayan vasat film.
  • filmi başka bir film sanarak senelerce izlememişim, bir arkadaşımın aydınlatması ile 18 yıl geç kalarak dün akşam izledim.
    o dönemin gerilim filmlerine göre iyi bir sıralamada yer alıyor olabilir ancak film beni şaşırtmadı, kimin ne yapacağı çok belliydi. çok soğuk ve sinsi bir koca rolü ile adamın bunu planlayacağını ilk kareden anlamak çokda zor olmadı, aksine hiçbir tereddüt duymayacağımız bir kocayı bize tanıtsaydı ve işin içine birkaç tane daha kafa karıştırıcı unsur ve şahıslar eklenseydi, o zaman * olabilirdi. birde son sahne biraz daha uzun tutulup biraz kovalamacaya dönüşebilirdi, adam hemen öldü.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "kusursuz cinayet", 1998 abd yapımı gerilim filmi. senaryosunu patrick smith kelly'nin, frederick knott'un ilk kez 1952'de londra'da sahnelenen "dial m for murder" adlı oyunundan uyarlayıp yazdığı filmin yönetmeni andrew davis'tir. başlıca rollerinde michael douglas, gwyneth paltrow, viggo mortensen ve david suchet'in oynadıkları filmin özgün müziğini ise james newton howard yapmıştır. "kusursuz cinayet", bir alfred hitchcock klasiği olan 1954 tarihli "dial m for murder" (cinayet var) filminin aslında yeniden çevrimidir. bu nedenle, film, abd'de "dial m for murder", japonya'da da "dial m" alternatif adlarıyla da gösterime sunulmuştur. alfred hitchcock'un filminde, senaryoyu da kendi oyunundan uyarlayarak frederick knott yazmıştır. ancak eleştirmenler, "kusursuz cinayet" 'i, hitchcock'un "cinayet var"ı kadar başarılı bulmadılar. son olarak, filmin imdb.com puanı 6,5/10'dur.

    konusu
    borsa simsarı, güçlü iş adamı steven taylor'ın (michael douglas), varlıklı bir aileden gelen genç karısı emily bradford'un (gwyneth paltrow) resim sanatçısı david shaw (viggo mortensen) ile bir ilişkisi olduğundan haberi vardır. duruma başta soğukkanlı bir şekilde yaklaşan taylor, kendini davet ettirerek ressamın atölye olarak kullandığı eski depoya bir ziyaret yapar ve burada shaw'a karısıyla olan ilişkilerinden haberdar olduğunu söyler. shaw'ın şaşkınlığı geçmeden, ona hemen bir teklifte de bulunur. karısını öldürmesi karşılığında, ressama 500.000 dolar verecektir. bu arada ressam hakkında da küçük bir araştırma yaptırmıştır. ressamın geçmişi de pek temiz değildir. sabıkalı bir dolandırıcı olan shaw, geçmişte de zengin kadınlarla paraları için birlikte olmuş, hapiste yatmış, suç dosyası kabarık biridir; hatta gerçekte ressam bile değildir. bu şartlar altında, shaw, taylor'ın teklifini kabul eder. plan, aslında basit gibi görünmektedir. taylor'ın her hafta yaptığı gibi arkadaşlarıyla kulüpte kâğıt oynadığı bir saatte, shaw gizlice eve girecek ve evde yalnız olacak olan emily'yi öldürecektir. olay,hırsızlık sırasında tesadüfen işlenmiş bir cinayet gibi gözükecek ve kimse taylor'dan şüphelenmeyecektir. ancak işler planlandığı gibi yürümez. emily, boğuşma sırasında kar maskeli soyguncuyu öldürür. eve gelen polisler yerde kanlar içinde yatan soyguncunun maskesini çıkarttıklarında, taylor için daha büyük bir sürpriz olur; çünkü maskenin arkasındaki kişi shaw değildir. olayı soruşturan polis dedektiflerinden mohamed karaman (david suchet), daha o anda durumdan şüphelenmeye başlamıştır bile. polis merkezinde arap asıllı amerikalı dedektif karaman'la, birleşmiş milletler'de çalıştığı için arapça bilen emily arasında geçen kısa ama samimi arapça konuşma, dedektifin emily'ye daha da sempatiyle yaklaşmasına neden olur. emily, bu arada kocasının işlerinin iyi gitmediği, şirketinin zor durumda olduğunu da öğrenir. kocasıyla özel bir evlilik anlaşması da yapmamış olduğu da kendisine hatırlatılır; yani ölümü halinde kocasına 100 milyon dolar kalacaktır. taylor'ın emily'yi öldürtmek istemesi için birçok neden vardır. olaylar gitgide taylor'ın aleyhine dönmeye başlamıştır. taylor'ın sesini habersizce teybe kaydetmiş olan shaw, şimdi ona şantaj yapmaya başlamıştır. ancak taylor da elindeki son kozu oynar ve emily'ye shaw'un geçmişinden bahseder; onun gerçek yüzünü belgeler göstererek açıklar. önceleri taylor'a inanan emily, aydınlanmayan birkaç nokta yüzünden hala kuşku içindedir. shaw'a istediği parayı veren ve bandı geri alan taylor, onu kanada'ya gitmeye çalıştığı trende öldürür. ancak shaw anlaşmaya uymamış, daha önce ses kaydının bir kopyasını emily'ye postalamıştır. eve koşan taylor, bu kez postayla gelen bandı dinleyip ve herşeyi öğrenmiş olan emily'yi öldürmeye çalışır; ancak boğuşma sırasında emily onu tabancayla vurarak öldürür.

    oyuncu kadrosu

    aktör/aktris rolü
    michael douglas steven taylor
    gwyneth paltrow emily bradford taylor
    viggo mortensen david shaw
    david suchet mohamed karaman
    sarita choudhury raquel martinez
    michael p. moran bobby fain
    novella nelson büyükelçi alice wills
    constance towers sandra bradford
    will lyman jason gates
    maeve mcguire ann gates
    stephen singer
    laurinda barrett
    aideen o'kelly
    reed birney
    vincent smith

    film hakkında notlar
    filmde gözüken tabloların çoğu, aynı zamanda bir ressam olan viggo mortensen'in bizzat yapmış olduğu çalışmalardır.

    filmin müziği
    filmin özgün müziğini james newton howard yapmıştır. filmde ayrıca kullanılan müzik parçaları ise şunlardır:
    "velvet night" - beste: chris 'hambone' cameron ve richard davis, yorumlayan: jeff morrow
    "black alley rap" - beste: chris 'hambone' cameron, richard davis ve stevie butler, yorumlayan: stevie butler
    "biala mi gente" - beste: chris 'hambone' cameron ve ruben alvarez, yorumlayan: ruben alvarez ve chris 'hambone' cameron
    "park jam" - beste ve yorum: richard davis
    "the sands of time" - beste: chris 'hambone' cameron ve tad robinson, yorumlayan: tad robinson

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0120787/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/a_perfect_murder

    vikipedi - https://tr.wikipedia.org/…i/kusursuz_cinayet_(film)

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=k8x6yta92vy

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    michael douglas arkadaşlarıyla poker oynarken cep telefonu ile konuşur o sırada durumu farkeden arkadaşlarından birisi ''şuan hong kong'ta sabah olmalı'' der (hani çok meşgul anlamında)

    yakın bi replik wall street'te michael douglas tarafından da kullanılmıştır. heralde gekko'ya selam çakmışlar, ama bu filmde kariyer açısından loser bi gekko. lol.

    --- spoiler ---
  • hitchcock'un dial m for murder filminin yeniden çevrimidir.

    zaten hitchcock da filmi frederick knott'un bir tiyatro oyunundan sinemaya uyarlamıştır.

    filmde az karakter ve zengin olay örgüsü olmasının sebebi tiyatro kökenli senaryosudur.

    90-2000 yıllarının erotik gerilimlerin yıldızı olan michael douglas'ın performansı filmi izlenebilir kılan en önemli etkendir.
  • burada da "bıçak" yazarak arattım ama hiç bahsi edilmemiş. filmin sonunun beş dakikada bohça ağzı büzer gibi kapatılması hiç iyi olmamış. kafadan 1-2 puanı buradan kırdım. yoksa izlerken gayet iyi bir dial m for murder uyarlaması olduğunu düşünüyordum.

    evet, bıçak.

    --- spoiler ---

    dikkat ettiyseniz ilk cinayet mahalline sonradan tekrar gelen emily orada kocası steven ile karşılaşır ve ona bıçak çeker. steven ise sakin ol ben senin kocanım diyerek emily'i yatıştırırken bıçağı yavaşça tezgaha koymasını sağlar. özellikle bıçağı elinden almaz. kadının kolunu tutarak onun bırakmasını sağlar. zaten sahne sonunda da kamera bıçağa yakın çekim yapar. ve sonra steven kuvvetle muhtemeldir ki trende david'i (eldiveni elindeyken) bu bıçakla öldürmüştür. ben soruşturma devam edecek ve konu oraya da gelecek diye düşünmüştüm ama steven'ın öldürülüp ses kaydının ortaya çıkmasıyla o konuyu havada asılı bırakarak bitirdiler.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap