• öyle bir milli takım yaratmıştı ki hakikaten sorunun elimizde iyi oyuncular olmaması olduğuna inanmıştım ben.

    her şeyi affetsem sercan sararer denen odunu izlemek zorunda bırakmasını affedemem. gene iyi almanya'dan geldi diye meryem uzerli'yi oynatmamış.
  • zamanında fatih terimin fetöcü diye kovduğu söylenen teknik adam. sevmem, fetöcüdür değildir kesin bilgim yoksa kimseye laf söyleyemem lakin,

    forvet hattını senelerce hakan şükür, arif erdem olarak kurmuş fatih terim'in, herhangi kimseyi fetöcü diye kovduğunu yazarken hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
  • milli takımı takip etmeyi bırakmıştım, tekrar bir gaza geldim macaristan maçını alırsak süper oluyor gidiyoruz brezilya’ya, samba filan coşacağız diye fakat yine vuslat bir sonraki, pardon 4 sene sonraki bahara kaldı. bakalım 4 sene sonra milli takımın başına hangi embesili getireceğiz ve hangi embesil, türk çocuğu, anadolu insanı, ligde orta düzeyde takımlarda bile dikiş tutturamamış denyo futbola ilişkin hevesimizi öldürecek, keyfimizi skip atacak. bunu hep beraber bekleyip göreceğiz. medya birilerini şişirecek, federasyon ne şiş yansın ne kebap diye bir karar alıp birilerini takımın başına getirecek, sonra ne kadar şanssız bir takım olduğumuzdan, iyi oynayıp kazanamadığımızdan, hala matematiksel olarak şansımızın devam ettiğinden bahsedilecek.

    buraya kadar abdullah avcı ile ilgili bir şey anlatmadım farkındaysanız. bir avcı fıkrası anlatayım da ortam şenlensin.

    adam avlanmaya çıkar:
    bir bakar ki karşısında bir ayı. çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.
    ne yapsın, kaçmaya başlar. ayı da peşinde. ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.
    avcı hırs yapar bunu, öldürecektir illa ki bu ayıyı.
    bir müddet sonra bir daha görür ayıyı, çeker tüfeği, basar tetiğe...
    yine tutukluk yapar tüfek, bizim ki kaçar, ayı peşinde, yakalar ayı bunu bir daha becerir.
    avcı iyice hırslanmıştır, illa ki vuracaktır ayıyı.
    takılır peşine, görür, çeker tüfeği, basar tetiğe ...
    yine tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar, bir daha becerir..
    bu olaylar tekrarlanır gün boyunca...
    artık avcının dayanacak gücü kalmamıştır, hayat meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar, ayı karşısında çeker tüfeği, basar tetiğe ve yine tutukluk yapar...
    ayı yakalar avcıyı ve der ki:
    - yahu kardeşim sen avcı mısın? yoksa ibne misin?
    -avcı bunun üzerine bir basın toplantısı düzenler: “avcılık disiplini, arzulu takip, pozisyon üretme anlamında iyiydik. ancak, belirli noktalarda öne geçmemize rağmen, ayının duran toplarda etkili olduğu pozisyonlarda bir anlık dalgınlık sonrası yediğimiz bir yarrak var afedersin. avcılığın içinde bunlar var, bu tür oyunlarda bazen her şeyi yaparsın böyle bir pozisyonda bir anlık dalgınlıktan götü kaybedersin. bizde bu iştah ve bu arzu olduğu müddetçe, avcılığımızın kalitesini de gitgide arttırdıkça ileride mutlak suretle karşılığını alacağımıza inanıyorum. istediğimiz senaryo gerçekleşmedi. yine de çok ufak da olsa şansımız var. bu sonuç kimseyi tatmin etmedi. ayı hariç…bugün türk avcılığının sorunu benim götü kaybetmiş olmam değil. temel sorunlarla ilgili federasyonun çalışmaları var. resme biraz, sonuçlara endeksli değil de o taraftan bakarsak daha sağlıklı olur” şeklinde yanıt verir.

    tanım: joy killer
  • biz bunları başakşehirle, beşiktaşla, milli takımla anlattık. yetmedi istatistikleri çıkarıp koyduk masaya, çağdışı futbol dedik anlattık. yetmedi korkaktır dedik 2-0 rövanşında, 0 - 0 a oynar dedik, oynadı yanılmadık.

    parselizasyon, yan pas geri pas gibi saçma bahanelerine en son havada nem varı ekledi. bugünde yağmuru ekler, rakibin 10 kişi kalması oyun planımızı bozdu der, iki de muhabir fırçalar çekilir kenara. 3 hafta daha kötü sonuçlar alır, tazminatını da bavulunu da toplar kovulur amacına ulaşır.

    kendisi bu ülkenin futbol anlamında başına gelmiş en kötü figürlerden biridir. torpilin, siyasal islamın futbola da yansıdığı ortamda sinsi bir abdurrahman çelebidir.

    debe edit: siyasal islam bir din değil arkadaşlar, saçma sapan mesajlarınızı kendinize saklayın.
  • abdullah avcı neden milli takımın başına getirildi?

    göksel gümüşdağ federasyon'da görevli olmasaydı abdullah avcı milli takımın başına getirilir miydi?

    avcı'nın ne başarısı var? milli takımı çalıştırmayı hak edecek ne yapmış? elle tutulur bir başarısı yok, kazandığı kupa yok, milli takıma kazandırdığı oyuncu yok, oynattığı futbol karşılığında aldığı tezahürat ortada, baskı altında takım yönetmemiş. ertuğrul sağlam'ın yahut tolunay kafkas'ın kariyerlerine yaklaşamıyor bile. peki neden seçildi? göksel gümüşdağ sayesinde. bu, bu kadar basit.

    selçuk inan neden oynatılmadı?

    taktik yüzünden açıklamasına kimse itibar etmiyor zira içi boş bir açıklama. o zaman rıdvan dilmen'in; abdullah hoca duygusal davranmamalı söyleminden hareket ederek sağlamasını yapalım. göksel gümüşdağ ile okan buruk ve emre belözoğlu ilişkisi malum. okan, belediye'de iken birden nasıl milli takım koordinatörü oldu? sonrasında ise avcı'nın yardımcısının okan buruk olmaması gibi bir ihtimal söz konusu dahi değil. okan'ın işi tamam, avcı'nın işi tamam sıra emre'de. abdullah avcı, kimine göre duygusal nedenlerle selçuk yerine emre'yi oynatmak zorundaydı. emre kim? çok değerli futbolcu fakat 32 yaşında. 2 sene sonraki turnuvada 34 yaşında olacak ve daha önemlisi alternatifi var. kulübünde doğru dürüst dakika alamayan 32 yaşında bir adamın alternatifi olduğu halde milli takımda banko oynaması olacak iş mi?

    taktik yüzünden açıklamasına geri dönelim. ikinci yarının başında emre, umut'a doğru iki pas hattı ve rakip savunma salladı. hollanda savunması bağırmaya başladı; arkada maden var. emre bu işi tam yapamıyor yapan gelsin diye beklerken... nuri şahin geldi. nuri, hocaya göre selçuk inan'ın önünde bir futbolcudur, eyvallah da nuri'nin son hali, hal değil. liverpool- arsenal maçında çok net gözüktü. nuri şahin fizik olarak üst düzey futbol oynayacak kıvama gelmiş durumda değil. o maçı biraz izleyen herkes bunu gördü. üstelik emre-nuri değişikliğinden sonra milli takım oyundan tamamen düştü.

    hollanda defansı patlamaya hazır bomba kıvamında bekliyor. umut-burak koşularına top atılsa net pozisyonlar gelecek derken türkiye liginin pirlo'su ( varlığı şampiyon belirliyor hesabı ) kulübede oturtuluyor. taktik anlayış öyle mi?

    milli takımın alan savunmasını denemesi ise içler acısı. alan savunması; beraber çalışma ister, uyum ister, olayı tam olarak idrak edebilmiş oyuncular ister. türkiye liginin şampiyonu galatasaray alan savunmasını beceremediği için goller yiyor. oyuncuların durumu ortada. hepsini geçtim van persie'nin southampton deplasmanında kornerden attığı gol ortada.

    van persie üç gün önce attığı golü bir daha atıyor, nuri üç gün önceki gibi sahada dolanıyor, milli takım üç gün önce galatasaray'ın alan savunmasını beceremediği için yediği golü bir daha yiyor.

    vay efendim hollanda'ya karşı iyi oynadık. ne oynadın? heyecanlandığın pozisyonların neredeyse tamamı hollanda defansının ikramı, verdiğin pozisyonların gole dönüşmemesinin sebebi robben-van persie uyumsuzluğu yahut yeni milli olan bebelerin kolay pasları verememesi.

    abdullah avcı, selçuk inan ile ilgili yeni bir açıklama yapmış.

    "...hollanda’da klaas jan huntelaar almanya liginin gol kralı. milli takımında oynamıyor. dirk kuyt türkiye’nin en değerli oyuncusu, oynamıyor..."

    huntelaar yerine premiere ligin en değerli oyuncusu oynuyor. kuyt'ın oynamama sebebi ise bildiğin yaşı. iki sene sonraki takımın temel parçası kuyt olmayacak. ( emre'nin olmayacağı gibi ) yine de her ihtimale karşı, gol gelmezse işler kötü giderse diye kulübede tecrübeli bir alternatif olarak duruyor. selçuk yerine takımlarında oynamayan iki oyuncuyu sahaya sürmenin açıklaması bu mu?

    kime diyorsam... yıldırım demirören'in federasyon başkanı, emre belözoğlu'nun milli takım kaptanı olduğu ülkeye de abdullah avcı gibi teknik direktör yakışır.
  • sistem oturtuyormuş, normalmiş. herkes alex ferguson amk.

    37 lik atiba'yı, 35 lik gökhan gönül'ü , 34'lük burak yilmaz'ı derbiye saklayarak mı oturacak o sistem? yoksa transferin son günü kiralattığın çöpler mi sistem getirecek. lan kalecin bile kiralık amk ne geleceği ne sistemi. madem yenilmek normal koy altyapıdan kaleci bari onunla yenil.

    nasıl bir sistemse temelinde taşında toprağında her yerinde necip uysal var.

    ne güzel iş amk, beni getirin teknik direktör yapın 11 maçta iki kere kazanır heralde koca beşiktaş , hepsini mi kaybedecek, her maçına 30 bin kişi geliyor, çemisgezekspor mu lan bu.

    baktım olmuyor sistem oturtuyorum derim, en kötü oyunculara bok atarım.

    abicim senin oynatmaya çalıştığın oyun zaten bi sike benzemiyor ki oturtsan nolacak millet sabır göstersin. kimi heyecanlandırır bu saçmalık, es kaza bi gol at, geride bekle, edin visca gibi hızlı yetenekli topçu ile gol kovala, oldun hemen guardiola .

    bir de gülüyor her maç sonu, güya kendi büyük hoca onu elestirenler mal sürüsü.

    bu herif milli takım çalıştırdı, 10 senedir istanbul'da hocalık yapıyor, aslan gibi gençler işsiz geziyor. adeletini sikeyim türkiye.

    ps : fenerbahçe taraftarı, futbol sever.
  • kendisine söz verilen parayı alan teknik direktördür. tüm teknik direktörlerin avcı gibi tazminatını alması gerekir. sözleşme imzalayıp bir kaç hafta sonra td kovan takımların böylece akılları başlarına gelir.
  • (bkz: arkadaşlarını aslan yerken mal mal bakan zebralar)

    ikinci devrede 20dk icerisinde 4 gol yiyen takimi mal gibi kenardan izlemistir.

    buyuk hoca, sistem hocasi diyenler varken gerekli elestirileri yapmistik.

    bir de halen besiktas’imiz icin adi geciyor delirmemek mumkun degil.
  • "şerefsiz" denecek bir şeyini görmediğim teknik direktörümüz.
    işini iyi yapamadığını düşünüyorsan, bunu söylersin. belli ki yaşın küçük, talebesin. kendinden pay biç. dersinde başarılı olamadın, sınavında düşük not aldın diye, hocanın, arkadaşlarının, veya ailenin bu not yüzünden sana "şerefsiz" dediğini düşün. olur mu? olmaz. burada da sırf önüne bir mahlas koyup da arkasına saklandın kimse görmüyor diye önüne gelenin şerefine onuruna hakaret etme. adam şerefsiz denecek bir şey yapmadı.
  • arsenal kızılyıldız deplasmanına çoluk çocukla çıkar, çünkü arsenal zaten 1. veya 2. torba takımı şampiyonlar ligi için. bulunduğu lig şampiyonlar ligine 4 takım gönderiyor.

    başakşehir, ikincinin şampiyonlar ligine gidemediği bir ligde mücadele ediyor. her sene önündeki 3-4 sıra lig (rusya musya) türkiye liginden 3-5 puan fazla aldığı için daha fazla takım göndermeye devam ediyorlar şampiyonlar ligine.

    2 sezon 3 sezon üst üste gönderdiğimiz tüm takımlar uefa grubundan çıksa, şampiyonlar ligindeki ekibimiz de 7-8 puan alsa ne rusya, ne ukrayna, ne belçike kalacak önümüzde.

    sen başakşehiri çalıştırıyorsun ulan. kimsin sen çıkıp yedeklerle uefa maçı oynuyorsun? avrupa'da adın ne? böyle mantık olabilir mi? bu maçı kazanamazsan 10 sene daha hoffenheim'larla, sevillalarla eşleşip duracaksın. veya bu "küçük" dediğin maçları kazanıp torbanı yükselteceksin.

    vizyonsuzsunuz oğlum siz.
    360k dediğiniz uefa primi, 100 milyon euro versen alamayacağın "bir üst torbadan kuraya girme" imkanı veriyor sana.
hesabın var mı? giriş yap