• kendini kurt sanan... *

    //ibretlik

    “arkasından kırk it havlamayan kurt kurttan sayılmaz.” (türk atasözü)
    çiftçi günter’in bir koyunu erken yavrulamış.. yavrulamış amma, iki gün geçmeden koyun ölmüş..

    henüz başka bir koyunu doğurmamış ki kuzuyu ona emzirte.. düşünmüş ve aklına sürüyü güden karabaş gelmiş.. karabaş itin yeni doğmuş enikleri var, sütü de bol..

    atmış öksüz kuzuyu karabaş’ın altına, emzirmiş.. kuzu, iti eme eme büyümüş, sonra da şişek çağına gelmiş..
    tabii günter’i bir düşünce almış.. bu yarın koyun olacak, süt verecek, sütünden faydalanmak, kestiğim zaman etini yemek caiz midir, değil midir?

    müşkülümü çözse çözse papaz efendi çözer diyerek kasaba papazının huzuruna çıkmış.. durumu olduğu gibi anlattıktan sonra cevap beklemiş..

    papaz birkaç kitap karıştırdıktan sonra “köpek sütüyle beslenen bir koyunun eti de, sütü de haramdır” hükmünü vermiş..
    günter mahzun mahzun çıkıp gidecekken papaz “sen o kuzuyu bana getir en iyisi” demiş..

    günter, “olur efendim” diyerek çıkış kapısına yönelmiş. tam çıkacağı sırada geri dönmüş ve şu soruyu sormuş:
    “papaz efendi, sen bizim karabaş’ın nesi olursun?”..
    benim de aklıma bir soru takıldı:

    medyadaki ağzı bozuklar “ariel şaron”un nesi olurlar?

    “it itin kuyruğuna basmaz”.. (türk atasözü).

    dönem ikinci mahmut dönemi.. hatırı sayılır mevzuat değişiklikleri yapılmış..

    bir türk, bir gayrimüslime herhangi bir sebepten dolayı “gavur” demiş...

    gayrimüslim kadıya şikâyet etmiş... kadı efendi ifadeleri aldıktan sonra türk’ü tazminat ödemeye mahkûm etmiş... mahkeme salonu boşalırken suçlu türk’ü “sen bekle” diye ikaz etmiş... kimse kalmayınca da “oğlum, sen bilmiyor musun bu memlekette artık gavura gavur demek suçtur”...

    adam mahzun mahzun kadıya şu soruyu sormuş:

    “kadı efendi, mahallemizde başıboş gezen itlere it demek de suç mu?”

    kadı efendi sakalını sıvazladıktan sonra cevabı yapıştırmış:

    “şimdilik değil, amma, sen yine de tedbirli ol... it sahiplerinin gazabını üzerine çekme...”

    sıcak ekmek kıvamında sıcak şiir yazamıyorum şimdilik... bir eski şiirimi aşağıya alıyorum... bu şiirin yaşı 35...

    vazife

    çiftliğin usulü böyle/ağa yatar, itler havlar/erkânı bu, yolu böyle/çoban tutar, itler havlar...
    dışarıda ayaz bıçak/içeride yorgan sıcak/kaynar kazan, yanar ocak/baca tüter, itler havlar...
    karanlık iner her yere/sesini keser dağ-dere/bilinmeyen bir yerlere/baykuş öter, itler havlar...
    kapılar açılır soldan/saldırı başlar beş koldan/bir garip geçse bir yoldan/katar katar itler havlar...
    ne usanmak, ne yorulmak/kemik için gayrete bak/dağlarda ağarır şafak/gece biter, itler havlar... (kan yazısı-ilk baskı 1969)

    -komşu, bizim it sizin eve balta getirdi mi?
    -bre hüseyin, neler söylüyorsun sen? it ne diye, nasıl balta getirsin bizim eve?
    -ya hu komşu, it aklıdır işte... aklına eserse balta da getirir, kürek de... baltamız kayboldu da onun için sordum...
    -ula hüseyin, çıfıt ağa’nın çiftliğine götürmüş olmasın öyleyse?
    -haklısın be komşu... çıfıt ağa’nın çiftliğinde kemik bol... bizim hınzır it kemiğe bayılır....

    sabrınızı suiistimal ettimse özür dilerim...

    bir günümü itlere ayırdığımdan dolayı müteessirim, amma mecbur bırakıldığımı herhalde biliyorsunuz...

    ben bunları yazmakla it itliğinden mi vazgeçecek? hayır...

    it sahipleri besledikleri kuduz itlerin sayısını mı azaltacaklar? yine hayır...

    saldırgan itlere, uyuz itlere, kuduz itlere açıktan veya kapalı şekilde destek verenler utansınlar...//

    kaynak:

    vakit, 1 eylul 2004

    www.vakit.com.tr/detail.asp-id=9792.htm
  • yaşayan en büyük halk ozanı. ama artık dolu dolu geçmiş bir hayatın yorgunluğuyla duruyor. halini hatrını soran var mı? üç beş kuruş için gazetelerde içeriksiz/niteliksiz yazılar yazmaya neden mahkum oldu? o da -allah uzun ömür versin- vefatından sonra değerleneceklerden galiba.

    her bayram, sincan'daki evini arayıp bayramını kutluyoruz. her aradığımızda kendimizi tekrar tanıtmak zorunda kalıyoruz. belki kendi adımıza görevimizi yapıyoruz. bunun yettiğini düşünerek...

    vay diyoruz, yutkunuyoruz.
  • her günün akşamında parmakla yıl sayarız
    pöstekinin başına oturur kıl sayarız
    aklımıza sığmayan saçma sapıklıkları
    çağdaşlık kabul eder, üstün akıl sayarız..

    demis bugunku yazisin sonunda...dogruluk payi da yok degil hani
  • 12 mayıs 2006 tarihli yazısında, nufus cuzdanlarindaki din hanesinin, kişinin iradesine göre doldurulmasına ağzından köpükler çıkararak tepki gösteren kişi.

    bu yazıda din hanesini boş bırakanlara "korkak", "din hanesi boş bırakılmış herif" ve "kütük" yakıştırmalarını yapabilen şaşırmış bir vatandaş.

    sonra bu insanlar "müslümanlar türkiye'de zulüm altındalar" iddialarında bulunurlar. oysa karşıt görüşteki hiçbir yazar köşesinde "korkak müslüman", "müslüman herif", "kütük müslüman" gibi yakıştırmalar kullanmaz. türkiye'de kimin zulüm altında olduğunun kanıtıdır bu durum...
  • bugün okunan copy pasta bir şiirdir.

    saç meselesi

    karli daglar gibi dik durur basi
    bahar bulutuna benzer saçlari.
    ayri bir konudur kiprigi, kasi
    yaralar, bagrimi ezer saçlari.

    kaç gönül takili kalmis telinde
    dalgalanir omuzunda, belinde...
    bazen ak gerdanda, bazen alinda
    yayladan yaylaya gezer saçlari.

    yanaklari çiçek açmis nar gibi
    gözleri çagsakli bir pinar gibi
    gögsü mor sirtlara yagan kar gibi...
    illa hepisinden güzel saçlari.

    baglar ki esen yel atmasin diye
    görenler itiraz etmesin diye
    kimsenin gözüne batmasin diye
    aksamdan aksama çözer saçlari
  • moda

    ey yüksek sosyeteye mensup modacı hanım
    eğlence zümresinin başının tacı hanım
    bu metod ki sizlerin müsbet ilacı hanım
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    yerindedir tahsilin güzelliğin şahane
    varsa türkten talibin bul çeşitli bahane
    bir ecnebi hovarda yakalarsan daha ne
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    flörtünün sayısı en az on beş olmalı
    kimisi halis züppe kimisi keş olmalı
    altın kolyen kürk manton taksin beleş olmalı
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    iç votkayı şarabı sokaklarda nara at
    medeniyet sizlerle yükselmektedir kat kat
    çeşni ruha gıdadır her gün bir yatakta yat
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    hiç durma twist öğren her gün baloya git
    tırnağını yüzünü dudağını boya git
    suni peyke varis ol conilerle aya git
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    bazan düz pantalon giy traş ettir enseni
    bin dolaş bisiklete göster şöyle sen seni
    kabahat ailende anlıyorum ben seni
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    artist ol filim çevir ismine yıldız derler
    bin kez kürtaj yaptırsan gene sana kız derler
    çıplak resim çektirsen ne şahane poz derler
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    mayoyla endam göster git jürinin önünde
    mahremini teşhir et her birinin önünde
    seçil bir kraliçe imtihanın sonunda
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    açıl kızım utanma bu devrin modasıdır

    hayır inanma kızım bunlar hep istihzadır
    namus insanlar için en mukaddes meyvadır
    gençlikte hissiyatın belki seni aldatır
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    haddinden çok açılmak soysuzun modasıdır

    türk oğluna anne ol iftihar et onunla
    elin soysuz züppesi bağdaşamaz seninle
    bu yurdun kızı isen şu sözü iyi dinle
    dışının görünüşü içinin aynasıdır
    yapacağın düşüklük bize yüz karasıdır

    (bkz:http://www.nethaber.com/newsdetails.aspx?id=47445 )
  • aklim almiyor, yorum yapmiyorum. aferim diyorum. cok akillisin diyorum; yuru be diyorum, kimse tutamaz seni!!! o cok sevdigin allahin bir de akil fikir verseydi sana keske diyorum:

    "'tahsil görmüş hıyardan cacık yapar ‘uygar’ım

    keser yaşlı eşeği, sucuk yapar ‘uygar’ım

    miting miting gezmekten hiç uğramaz evine

    ve sokakta babasız çocuk yapar ‘uygar’ım

    azgin kadinlar festivali

    bir daha hayret ettim açıkçası..

    kadınlar günü münasebetiyle bu kadar salak kadının bir araya geleceğini tahmin etmiyordum.

    kadınlar günü’nde kadın haklarının yasağı devam etsin diye bağıran , höyküren kadınlar salak değilse, nedir?

    başörtüsünden alıp veremediklerini de bilmemize imkan yok. iddiaları ‘uygar’ oldukları.. despotlularına diyecek yoktur. seviyesizlikte ıcığı/cıcığı bir televizyoncu, yasakçı, salak kadınları meydanlara indirip robotlar gibi kullanıyor.
    beni en çok üzen, yasakçı kafadaki o salak kadınların ay-yıldızlı nazlı bayrağımız miting alanlarında sağa sola saldırmaları. dahası ise istismar ederek, bayağılaştırmaları.

    giden hafta değindim bu konuya..

    bayrak her yerde gelişigüzel sallanacak bir flama değildir.

    kim ki yılın 12 ayınca balkonuna bayrak asıyorsa, mitinglerde mendil sallar gibi bayrak sallıyorsa, kesinlikle sahtekardır.

    kesinlikle sahtekarlara alet olmaktadır. hele bir de güya ‘gazi’ denilen başları kalpaklı bazı soytarılar var ki onlar beni tiksindiriyorlar..

    ne gaziliği bre zavallılar ?

    siz olsanız olsanız tv ekranlarında görülmek için hiçbir değeri tepelemekten çekinmeyen ahmaklarsınız. ellerinizde taşıdığınız bayrağıma, yazık ediyorsunuz.

    ‘başörtüsü yasaklansın’ mitinglerinde sizin ne işiniz var ?
    maraş’ın kurtuluşunu niçin bilmiyorsunuz ?işgalci fransız askerleri maraş’lı kadınların peçelerini açınca; sütçü imam isimli kahraman gerekli derslerini vermişti.. işte gaziliğin en büyük timsali.

    sütçü imam imanı ev ruhu var mı sizde?

    başörtüsü düşmanlarının, kaos karıştırıcılarının, islam muhaliflerinin düzenledikleri toplantılarda ne arıyorsunuz, söyler misiniz ?

    alnında ay-yıldız bulunan kalpak giymek sizleri gerçekten gazi mi yapacak ?

    geçin o hayali..

    şuan bakar mısınız ?

    yasakçı gazi..başörtüsüne muhalif gazi..

    ekmek arası dönere figüranlık yapan edepsizliği, ahmaklığı şiar edinen gazi öyle mi ?
    hayır, hayır, olamaz..

    bu saydığım menfi durumlar gazi değil, cins tazı bile kabullenemez.

    ha, yukarıda belirttiğim ‘yasakçı’ kadınlar..

    ha sizler gibi ahmak zavallılar.

    nineniz, ananız, hanımınız, kardeşiniz yok mu sizlerin ?

    olmasa bile hürriyet anlayışınız da mı yoktur..

    kendiniz için istemediğinizi niye başka kardeşleriniz için istersiniz .. belirli bir ücret mi ödüyorlar salaklığınıza mukabil?
    amma boşuna yoruluyorsunuz.

    gün gelecek, o sallama aleti zannettiğiniz bayrağımız layık olduğu zirvelere dikilecek ve hiç inmeyecektir.

    hangi maksatla olursa olsun siyaset arenasında değeri düşürülen bayrağımız kirli ellerden mutlaka kurtulacaktır..
    söyler misiniz, ‘kadınlar günü’ diye bildiğiniz günün ilk kurucusu kimdir ?

    nerden bileceksiniz ?

    zıpçıktı günlerin tamamı ya bir papaz, ya bir rahibe, ya bir haham tarafından sokulmuştur düşünce defterimize..

    bu ayın 19’u çarşamba mevlid kandili’dir.

    muhtemelen burnunuzu kıvırıyorsunuz. çünkü islam’a karşı düşmanca tavır sergileyenler sizleri iğfal etmişler.

    ramazan bayramı’na ‘şeker bayramı’ lakabı takan güruh, cahillikten mi öyle yapıyorlar ?

    hayır, hınzır gibi bilerek, müslümanların kutsal günlerini ya zihinlerinden silmek, ya da makas değişikliği ile bilinmeze doğru sürüklemek içindir.

    dokunmayın bayrağıma! dokunmayın hiçbir değerime.. "
hesabın var mı? giriş yap