• sasi kedisine sokella suren, sonra da "kedimin rengi iyice koyuldu ya simsiyah oldu neden acaba" diye sasiran, sal satan her dukkanin onunden gecerken "aaa pacavra..alsam mi acaba" diye donakalan, bir milyonluk kalemi 12 taksitle alan, hatta elinden gelse 18 taksitle alacak olan, mango ortaminda vahsilesen yazar.
  • "bunlar cok oynuyor, ben o kadar fazla oynamiyorum, gunde anca 5-6 saat oynuyorum" diyerek wow'a olan ilgi ve alakasini belirten yazar.
  • icinde bulundugu durum nedeniyle kendisine su minik paragrafi armagan etmek ister deli gonul;
    "...belki insan yalnizca kotu seyleri degil, en kusursuz olanlari da unutursa mutlu olabilir ancak. kotu seyleri unutmak iyidir. bu asikar... ama bazen insan mukemmel ve guzel olan seyleri de unutmalidir, cunku eger bunlari hatirlarsaniz, onlarin gitmis oldugu bilgisinin verdigi uzuntuye tahammul etmek zorunda kalirsiniz. halbuki onlar da (...) savasta olmus butun insanlar gibi geri donmemecesine gittiler..."
  • #9964574 numarali yazisiyla insanin midesine midesine yumruk atan yazar. ona bu satirlari yazdiran utansin.
  • paris şehrini zıvanadan çıkarmış kişidir. etrafa yaydığı feromon fazlalığı nedeniyle fikri bozulan mağribi gençliğinin işini gücünü bırakıp peşinden seyirmesine sebebiyet vermiştir.
  • çok sevdiğim için paylaşmak, dinletmek istediğim ev arkadaşım tarafından, düş sokağı sakinlerine benzetilerek bende de "aaa harbi lan, veremem sana acımı diye girecek gibi" diye şaşırma yaratmış şarkıdır aynı zamanda. şimdi ona benzettiğim için eskisi kadar keyif alarak dinleyemiyorum ama burda da yazıyorum. neden siz de keyif alamayın mı istiyorum bilmiyorum. kısacası çok güzel şarkıdır efendim.
  • lost hastalığına tutulmuş bir başka talihsiz bünyedir. bir diğeri için:

    (bkz: the vagrant)
  • toplamda konuşulan cümleler alt alta yazılsa bir sayfa etmeyecek olmasına rağmen her nedense her şeyi hep konuşup paylaşmışsınız ve paylaşacakmışsınız gibi gelen bir tatlı insan.
  • bir nevi femme fatale. azıcık delice dahice olanlarından ama. ya da ne bileyim bir yoldaş. duvarı binbir anıyla kazılı ve çoğu kez birbirimizi ezdiğimiz o efsane sahnenin kuliste "kırın şeytanın bacağını" diyenlerden. biraz yaratıcı. şizofren bir doktorun karısıyla olan sıradışı öyküsünü tasavvur edecek kadar. ya da yerinde duramayan, aksi ve korkuç bir paragöz veya batakhane kraliçesi. "totuklav totuklav" diye yaran lehçe ve tavırlarla ortalığı kırıp geçirenlerden. o muhteşem üçlünün en muhteşemi belki de, kurufasulye pilav ve cacıktan kurufasulye olanı yani. o kleptoman. her an herşeyi çalanlardan. he bi de bu aralar bayağı özlenenlerden.
hesabın var mı? giriş yap