• adnan menderes universitesi'nin batı kampüsü adı altında aydin'ın isikli koyu'ne fırlattığı öğretim yuvası.. her türlü üniversitesel faaliyetten uzaktır buranın bahtı kara öğrencileri, topu topu 200 kişilik bir insan güruhuyla her gün aynı şeyi yapıp dururlar.. derse gir, derse çık. derse at, derse tut..
    ilk gelinen günde yakınmalar başlar burası neresi, ne menem şey türevli.. zaten büyük yüzdesi istemeden gelmiştir. "puanı düşük, hadi girelim.. paytar oluruz hiç olmazsa" avuntusunun bedelini beş yıllık olarak görülen ama aslında hiçbir yönüyle göründüğü gibi olmayan bu fakülte ödetecektir usul usul. ilk sene başlanır anatomiye. ne güzel kemikler haha, hehe eğlenirsin bir süre. o arada yeni geldiğin aydin denen boktan şehrin detaylarına inmeye başlarsın. gerçi insen nereye kadar, söversin.. bu arada seni vize denen şeye sokacakları zaman gelir. gösterilen bir sürü latince terimi ezberler girersin, kör topal geçersin belki ama gözünü baya korkutmuşlardır..
    haftada ortalama 35 saat ders olmasından dolayı sürekli okulda olmak zorundasındır.. batı kampüsü denen bu kocca yerde 30-40 kişilik bir çay ocağından başka bir şey olmadığını öğrenince duyduğun tiksintiyle öğle aralarını ışıklı köy kahvesindeki dayılarla geçirmeye başlarsın. her gün, her saat tanıdığın yüzleri görürsün sadece her sene 50 tane daha düşer bu ağa..
    insanlarından sıkılınmasının bir yararı vardır aslında. derslere verirsin kendini, harbi harbi çalışırsın. ama bi sana verilene bakarsın, sonra da istenene. gülsen mi ağlasan mı şaşırırsın. kalırsın. söversin.. beş sene dedikleri okul daha ikinci sınıftan altıyı bulmuştur. kurtulmak için çalışırsın bu sefer. zorlukla bitirirsin sonunda.. ama dur bi dakka.. bu okul sana ne kattı? ne mi? stresle içli dışlı bir hayat nasıl geçirilir, nasıl içilir, kısa zaman dilimlerinde nasıl eğlenilir, ülkem eğitim-öğretiminde gerçek sistem nasıl işler, ilim için çin'e değil belki de, ışıklıya nasıl gidilir vesaire..
    ne olursa olsun enteresan bi mazoşistlikle seversin ama.. halen üçüncü sınıfında olduğum bu acaip yer biliyorum ki hayat için ufak ufak deneme sınavlarından geçiriyor beni...
    http://veteriner.adu.edu.tr/
  • ovanın ortasında, yaz mevsiminde hemen her türlü börtü böcek ile haşır neşir olunan organik fakülte. kesinlikle akrebin, çiyanın, yılanın, kurbağanın ve farenin eksik olmadığı, doğal ortamların en kral köşesidir adü veteriner fakültesi. envai çeşit sürüngen ile birlikte simbiyotik bir yaşam geçirmek isteyen öğrenci arkadaşlara burayı tavsiye edebilirim.
  • fakültede bulunan ve öğrencilerin çabaları ile ayakta duran binicilik kulübünün sosyal ortama ve öğrencilerin bilgi ve tecrübesine çok şeyler kattığı, giderek güzelleşen ve gelişen bir fakülte. fakültenin hocaları ve asistanları öğrencilere karşı çok sıcak ve ilgilidir. fakülte şehirden uzakta olduğu için bu bölümde okuyorsanız çok rahat ders çalışabilirsiniz. bence hafta sonları hava güzel olduğu zamanlar doğal ortamda ders çalışan öğrenciler daha bir başarılı olur. aslında fakülte aydın merkeze çok uzak değildir. ışıklı minibüsleri ile ulaşım rahatlıkla sağlanabilir.
  • ışıklı ovasının haşeresinin, kurbağasınının, yılanının, kertenkelesinin, faresinin eksik olmadığı nadide fakültemizde özellikle sıcak mevsimlerde bu tür canlılar ile bayağı haşır neşir olabilirsiniz. mesela bir yaz günü rastladığım uçan bir böcek abartısız bir muhabbet kuşu iriliğindeydi. buradan araştırma yapmak isteyen tüm biyolog arkadaşları fakültemize davet ediyorum. ayrıca bayan araştırmacılara arkadaşlarımız severek yardım edebilirler, malum burada erkek öğrenci populasyonu çok yoğundur.
  • 2005-06 döneminde bırakıp, geçen seneki afla döndüğüm okul. baktım ülkede mühendis olarak iş yapılacak düzgün kurumsal firma kalmamış* bende yaptığım birikimle çocukluk hayalimi gerçekleştireyim, şu okulu okuyayım bari dedim. iyiki de gelmişim derslerim falan gayet iyi * *baya gelişme olmuş okulda binalar, derslikler, laboratuvarlar gibi. fakat insan ilişkilerindeki organiklik kaybolmuş, vetfak ruhu eskisi gibi değil. daha önce maçta kavga çıksa arkamı kesin birinin kollayacağını bilirdim misal, yeni nesil öyle güven vermiyor*. bu kadar binanın arasında küçük bir problem var, yemekhane çok küçük ve kafeterya dersliklere bir parça uzak. yemekhaneyle kafeteryanın yerini değiştirseler nefis olurmuş aslında.
    saçma sapan her yerde açılan vetfaklar yanında bu okulda okunur, net. hocaların kaprisi çok nadir denk geliyor, laboratuvarlar muhteşem olmasa da yeterli, çünkü öğrenci fazla, kontenjan arttırılmış sanırım manasızca. ben kazandığım sene 50 kişi almışlardı bu dönem birinci sınıflar 170 kişi.

    ps: 2005te yazar değildim, goliath döktürmüştü, yazarlığı aldığımda da ege üniversitesindeydim uzaktan sallamak istemedim. cevat kelle olay yerinden bildiriyor.
  • eave akredasyonunu kaybetmiş fakülte. elazığ'daki fırat üniversitesi veteriner fakültesi ise o akredasyona sahip.
hesabın var mı? giriş yap