ah minel aşk
-
şeyh galib'in meşhur bir mısraıdır. şu beyitte geçer:
âh mine'l aşkı ve hâlâtihî
ahraka kalbî biharârâtihî
büyük şairin türkçe bir şiirinin içinde geçen bu arapça beytin anlamı ise (parantez içleri, anlamı daha iyi ifade etmek adına bana ait):
âh aşkın elinden ve onun (türlü) hallerinden (çektiklerim)...
(ki) hararetiyle kalbimi yakıp kavurdu. -
"dilimde şarkilar, hepsi aşktan yakinir
yureğimde kuşlar, hepsi aşktan sakinır" -
gün içinde her nedense aklıma takılmıs olan ve yüzlerce kez içimden tekrar etmiş olduğum sözcük öbegidir. *
-
şeyh galibe ait bir terci i bentte geçen bir mısradır. şiir şöyledir:
ey ruh-ı pâkinde iyan nûr-i zât
sînesi âyîney-i vech-i sıfât
pertevi hüsnünde nümâyan temâm
sırr-ı hudâ mâ hasal-ı kâinat
sen urıcak vakt-i semâ' içre çerh
şem'ine pervâne olur şeş cihât
şevk ile can tazelenir ben desem
nutk-ı safâ-bahşına rûh'ul-hayât
pertev-i envârı cemâlin senin
aşk ile verdi dü cihâna sebat
doldu tecellî-i hüdâ'dan sivâ
şems-i muhabbet edicek iltifât
yandı o âteşle dil ü canımız
itti cemâlin velî keşf-i simât
âh mine'l ışkı ve hâlâtihî
ahraka kalbî bi harârâtihî
görmeği istersen eğer mahşeri
çerhte seyreyle o meh-peykeri
aşk ile galtîde olup mihr-veş
salmada âlemlere nûr u feri -
"ah mine’l- aşk", arapça bir şiirden alınmadır. o kadar sevmiş ki ecdat bu söyleyişi, ya bu sözü aynen kullanarak yeni şiirler ya da aynı kalıpta benzer şiirler, yani nazireler yazmışlardır. şeyh galip de bir terci-i bendinde bu sözü vasıta beyti olarak kullanmıştır. fatih sultan mehmetin şu beyti de buna benzetilerek söylenmiş şiirlerdendir.
ah min azmatin bi-gayr-i iyab
ah min hasretin alal ahbab
(ah, dönüşü olmayan gidişten! ah, dostlara hasret çekmekten!) -
bazen, yaşanan durumları, uzun uzun konuşmadan özetleyiveren.
hani, mecazi aşktan da değil..
hayattan..dünyada olma sebebimizden..şu bin türlü deneyimden geçme sebebimizden.
uzun uzun konuşamayacaksındır, "ah mine’l- aşk" dersin..oluverir. -
(bkz: puslu kıtalar atlası)
-
„ah minel aşk“ yazılı tabiat resimlerine dair:
halk sanatında tabiat bir çerçeve gibi insanın çevresinde yer alırken burada elif ve he’yi insan olarak düşünürsek tabiat bunun çevresinde ikinci planda toplanıyor demektir. tabiatın sınırsızlığı yazı ile resimlenmesine kolayca imkan sağlayamadığından yazı sadece resmin ortasında görülür, he’nin dere şeklinde göz yaşlarıyla, tabiatla birleşir, aynı şey olur. bu ah minel ask yazılı tabiat resimleri ateşle suyun, iki zıd mizacın yankısıdır. yedi dağın tepesinden ateşler dumanlar fışkırırken iki gözlü he’nin gözlerinden akan yaşlardan dereler, denizler meydana gelir. elif’in tepesinde yıldırımlar zikzaklar çizer.
demir dağları eriten, feleğin aynası olan gök kubbesini karartan, yer yüzünü tufanlara boğan bu aşk timsalinde iki ayrı güç yan yana bulunduğu halde birbiriyle birleşememektedir. ateşle su, elif’le he bunu sembolleştirir.
örnek:
http://img441.imageshack.us/…87/ahminelask10db0.jpg
tabiat ile yazı karışımı olan bu resimlerde aşk oku ile yaralanmış he bazan bir kalbi andırırken, elif’in zülfesinden çıkan dumanlar da aşkın izdırabını aksettirirler.
örnek:
http://img524.imageshack.us/…02/ahminelask20tj5.jpg
kaynak: türklerde dinî resimler, malik aksel
(bkz: ah) -
sait faik'in kayıp aranıyor kitabında geçiyordu. altını çizmiştim sadece bu kısmının.
ah demek insanı rahatlatıyor. söylenmeyen cümleler saklı içinde. ah minel aşk ise daha çok sitem etmek gibi geliyor. gitmiş ve gelecek olan herkese. -
ah minel aşk
aya öfkelenmişim ben,
işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
padişaha kızmışım,
çırılçıplak bir yoksul olmuşum.
güzeller sultanı gel demiş,
evine çağırmış beni.
ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.
sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
ah’a da kızmışım ben.
bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.
ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
havaya, toprağa isyan etmişim,
ateşe, suya isyan etmişim.
altı yöne isyan etmişim.
beş duyuya isyan etmişim.
hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
benim için hiç bir şey umurumda değil.
mevlana celaleddin rumi
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap