• geleceği eskitmek - akp ve türkiye diye kitap yazıp arkasından da cumhurbaşkanının bugün verdiği yemeğe katılmakta hiç bir beis görmemiştir. hadi buyrun ciddiye alın bundan sonra kendisini...
  • şunları yazmış twitter’da.

    “esad'ıyla da, muhalifiyle de, suriye'de ölenlerin acısı yarın müslümanlara kalacak, sol-bilinç de yeni bir anti-emperyalist cephe açacak.”

    “türkiye sollarının büyük bir kısmı ne iran'ı, ne esad'ı, ne suriye halkını düşünüyor; onların derdi, siyasal ufuklarını çizen akp'yle.”

    “asıl bu "savaşa hayırcıların" gizli-gerçek arzusu, savaş; savaşla akpden kurtulacaklarını sanıyorlar çünkü. ufukları bu kadar.”

    dilde sek sek oynayan bir otantizm, soğuk savaş sınırları içinde debelenen anti-komünist pratikle dirsek dirseğe.

    ha gayret biraz daha bükersen savaşa hayır diyenler baasçıdır diyebilirsin, son bükücü.

    biçimi içeriğinin önüne çekerek, bunları birbirinden ayıran şeyleştirici mutlak a priori’si ile saf temiz müslüman öznesi ile başlayıp anti-emperyalizm aracılığıyla politik hesap peşinde koşan ufku ahlakı dar solculara varıyor. sen neymişsin be abi, ne güzel bir operasyon çekmişsin, ne şahane metodoloji. bu ne telaş be hoca, ayıptır, bu durumda kalkıp sola sövüyorsun. ufkun çok geniş, gözlerin ferfecir.

    burnumuzun dibinde cereyan eden iç savaşa ses çıkarmayan türk’lüğün sınırları içinde kendi yağında kavrulup duran filistin üzerinden vicdanını temize çekme kofluğu.

    he babam he o acının yasını tezkereci islamcılar tutacak, bu sığ politik ufkunuzla eşlik edersiniz artık.
  • "niyetleri ne olursa olsun, isterlerse açıkca bir askeri darbe istesinler, türkiye'yi buraya getiren bu klaksoncu ulusalcu güruh değil; sabaha karşı ağaç söken ve direnenlerin üstüne polis ve biber gazı yollayan zihniyet getirdi. başkalarından demokrasi beklemesin, kendis demokrat olsun bu zihniyetin, neye çarptığını anlasın. beni oyunla filân kandıramazsınız; sabaha karşı ağaç sökme emrini kim verdiyse, oyun onun eseri. önce o çıksın ortaya. bir şey sorayım; madem, polisin istanbul'daki tutumunda, "standartları aşan bir eğilim var", vali ve emniyet müdürü niye hâlâ görevde? "

    https://twitter.com/ahmetcigdemm
  • gece gece cumhuriyet sonrası intelijansiyamız hakkında leziz güzellemelerde bulunan, kendi ifadesiyle emeklilik bekleyen, ama görünüşe bakılırsa kendinden önce kötü edebiyatçıları emekli edebilecek sosyoloji profesörü. ifadeleri şöyle:

    - gecenin üçü, eli yükseltiyorum: yahya kemal ve tanpınar, gerçekten kötü şairler.

    - yahya kemal'in dildeki tutumu heyecan vericidir, iyi bir nasirdir de ama gerisi maalesef öyle.

    - tanpınar: yahya kemal... ufuklu değildi: benim için hele müthiş şeyler yapabilirdi, bunları yapmadı. o da ufuksuzdu..

    - mektuplarına ve i. engünün'ün derlediklerine bakılırsa, beyaz türk sahteliğinin babası tanpınar'dır.

    - selim ileri ve tahsin yücel "zorlayarak" yazar olamamanın örneklerinden (bunu yarın silerim, çok hayranları vardır bunların) [mizah anlayışının böylesi].

    bunlar yabancı eserlerle ilgili:

    - deconstructing harry, bergman'ın wild strawberries'in kötü bir kopyasıdır (kötü ama zevklidir o ayrı).

    - sein und zeit'ın ve a theory of justice'in dörtte üçü çöpe atılabilir.
    --

    - keşanlı ali destanı ve çalıkuşu, türk pligiarizminin muhteşem örneklerindendir.

    - peyami safa, dokuzuncu hariciye koğuşu dışında roman yazmamıştır. diğerleri zaman gazetesi ve çıkıyorsa sızıntı dergisinde tefrika edilebilir.

    - dağlarca, çocuk ve allah'tan sonra, şair olma vasfını yitirmiştir.

    - necip fazıl, din min işlerine bulaşmasa, bir türk oscar wilde'ı, gerçek bir dandy olarak hayatını sürdürebilirdi.

    - hilmi yavuz ve atila ilhan, gibiliğin görkemli örneklerini sunarlar ama gibisi oldukları şeyin kendisi asla değillerdir.

    - enis batur: şair, denemeci, feylesof, sanat adamı, kültür insanı, duyarlılık insanı, kürator, dergici. çağırsan musluklara da bakar, o kadar [ben buna çok güldüm]

    - kemal tahir kötü bir romancıdır. kemal tahir, celadet sahibi bir münevverdi; bu ülkede dürüst insan mutlu olamaz, o da mutlu değildi. kızgındı ama romancı değildi.

    - ataol behramoğlu, ismet özel'le yanyana durma imkanını kaybettiğinden beri şiir yazamıyor.

    - yeniden yanyana geldiklerinden beri de ismet özel şiir yazamıyor...

    - düzeltme: yeniden yanyana geldiklerinden beri de ismet özel şiir yazmıyor...

    - kabaklı [ahmet kabaklı'yı kastediyor] , sağcı bir edebiyat öğretmeniydi.

    - tarık buğra vatan millet işlerine girmeden önce ümid vaad eden bir yazardı aydın bey..

    - sencer divitçioğlu'nun nehir söyleşilerini okudum. idris küçükömer'in onunla beraber anılıyor olması büyük bahtsızlık. dişe dokunur şey yok.

    - perihan mağden, kötü bir romancı, iyi bir köşe yazarıydı. köşe yazarlığını bıraktı, roman yazmayı sürdürüyor. yaman çelişki!

    - adam ya da kadın köşeci. bir de roman yazdım diyor, birikimim vardı. birikimin varsa kooperatife girseydin. ayıptı bunlar bizim zamanımızda.

    - bak oğuz atay farklı; çünkü kısacık bir zaman dilinde iki romanla neredeyse kanonik bir şey yaptı, üstelik öncülü filan da yoktu buralarda.

    yusuf atılgan'la ilgili kendisine sorulan bir suale:

    - yusuf atılgan da ayrı tutulmalı bütün bu hengameden. o da öyle kendi başına nitelikli bir adam bence.

    atılgan'ın atay'ın öncülü olup olmayacağına dair bir suale:

    - yok öncülü olamaz, o [atılgan'ı kastediyor] klasik formda kalarak bir şey yaptı; burada [atay] form, dil, üslub herşey değişik.

    - kimdi, fransız ihtilâli hakkında fikri sorulduğunda, "bir şey söylemek için erken" diyen. yeniler için bu ilke geçerli: erken henüz.

    devamında, nurullah ataç için:

    - türkçeyi o kadar bilen ve kullanan bir insanın, geri kalan herkesi on "tümceye" mahkum etmesinde muzırca bir yan var zaten. şöyle bir şey: ülkedeki bütün lügâtları ortadan kaldırarak, dili sadece kendisinin kılmaya çalışan bir tapu memurunun romanı.

    - ben gençken yeteneksiz ve kötü bir şair, orta yaşlarımda yetersiz ve vasat bir akademisyen idim, şimdi de huysuz bir ihtiyarım. oldu mu?

    - günün isterlerine ve hazır duyarlıklara mendil açarsanız, bir şey olma ihtimaliniz var ama sizden bir şey çıkma ihtimali maalesef yok. [hoca, burada türk intelijansiyasının geneli için hükmünü vermiş.]

    - der ve giderim, herkese iyi geceler, şu ülke uğursuzluktan ve kandan kurtulsun, kötü edebiyat bile germez o zaman insanı.
  • aydınlanma, frankfurt okulu, habermas, muhafazakarlık, futbol ve ispanya ligi hakkında söyleyecek sözü vardır. akademik bir bursu kullandı diye akademiden atılan sanırım ilk akademisyen.

    bürokratik ve akademik faşizmin kıymaya çalıştığı ahmet hoca, çankırı doğumlu olup, demokrat ve sivil bir tutum içerisindedir... onu harcadığını sananlar utanacaktır.
  • boğaziçi ve barış akademisyenleri hakkında görüşlerini bildirirken kendisinin de ne mal olduğunu bir kere daha ispatlamış.

    tanıl bora sayesinde hiç hak etmediği bir "itibar"ı zoraki edinmişti, akademik yetersizliğini kendisinin de anlamadığı tuhaf iletişim yayınları türkçesiyle örtmeye çalışması da yetmez artık.

    sadece kötü bir sosyolog değil aynı zamanda ne kadar kötü ve kindar biri olduğunu, akp'nin de tam yaratmaya çalıştığı akademik olduğunu bu iki yazıda gözümüze sokmuş.
  • gövdesine huysuzluktan bir zırh yaptırdığı için sevilmediği halde eleştirilmeye cesaret edilemeyen bir akademisyendir. çünkü herkes bir söylerse bin işiteceğini iyi bilir .oysa kendisi seksenli yılların başlarında ankara zafer çarşısının etrafında henüz odtü sosyoloji bölüm öğrencisi iken elinde yeni gündem dergisi, murat belge ve ismet özeli eleştirmekten geri kalmamıştır. daha o yıllarda postmodern güzellemeleriyle uğraştığı için kafa karışıklığındın hiç kurtulamamıştır.
  • kendisini lyotard'ın post modern durum isimli kitabının çevirisiyle tanıdım. ya arkadaş, çeviri yapamıyorsan yapma ya niye kendini bu kadar zorluyorsun. bir de dönüp baktığında hiç mi utanmıyorsun "lan ben nasıl çevirmişim bunu ya?" falan diye? niye hem kendinize hem okurlara bu işkenceyi yapıyorsunuz ya.
  • iki kitabını okudum. buna dayanarak (bkz: kocaman bir vakit kaybı)
  • sanirim kendisinin ntvspor'da yazdigi birkac yazisini daha okumus ve goruslerine katilmamistim, lakin cok rahatsiz etmemis olacak ki kafamda yer etmemis. fakat kendisi son sampiyonlar ligi finali ile ilgili yazdigi yazida resmen fanatizm kusmasiyla beni hayretler icersinde birakti. bir profesor turkiye'nin belki de en saygin spor sitesinde nasil boyle yazilar yazabilir gercekten aklim almiyor.

    http://www.ntvspor.net/pages/11137.asp
hesabın var mı? giriş yap