• kendisiyle ilgili aklımda kalan en güzel enstantane, tam bir korku-komedi tarzı kısa film tadında olan değerli eski müdürüm..

    sıkıcı bir öğle tenefüsünde kendince eğlenmek isteyen şişman ve gözlüklü sıra arkadaşım koridor boyunca koşarak bi o yana bi bu yana kaymaktadır..birkaç kayıştan sonra merdivenlerin olduğu yöne doğru bir süre koşup tam kaymaya başladığı an koridorun sonunda belirir ahmet türkmen..zavallı gencimiz çoktan hızını almış ve hızla ellerini arkada birleştirmiş müdürüne doğru kaymaktadır..big bang'e metreler kara korkunun verdiği adrenalinle saniyeler içinde hem fren yapan,hem ceketinin önünü ilikleyen aptal herif, ani bi manevrayla u dönüşü yaparak hiç birşey yokmuşçasına sınıfına doğru yürümeye devam eder..sınıf kapısında dikilen ben tüm olay boyunca sabit duran müdürün radarına girmemek için sınıfa kaçarım..ardımdan da nefes nefese öküz evladım..
  • okula geç kalmışsan kendisine yakalanırsan büyük ve de iyi ihtimalle azar işitirsin. az bir ihtimalle de kakaolu drajenin de belirttiği üzre; kafasını iki yana sallama hareketi vardı kendisinin o hareketini yapar*. ki o kafa sallama hareketi çok fenadır ahmet türkmen'in. bişey de diyemezsin o kafayı sallarken, o da demez, gerildikçe gerilirsin. kafa sallaması fenaydı, çok fena.

    gürültü olan bir sınıfa girmişse, o sınıfın başkanı dayağını yemiştir muhakkak eğer erkekse. değilse de sınıfın yaramaz, tembel görünen öğrencilerinden birkaçı muhakkak suç üstü yakalanmış olur ve yine dayağı yer.

    onun müdür olduğu dönemde düzce arsal anadolu lisesi'nde okumuş olanlar kendisini unutmayacaktır.
  • düzce arsal anadolu lisesi okul koridorlarında ve okulun bilimum köşelerinde yankılanan "appptal heriifff" bağırışlarının sahibidir. ortaokul yıllarında iken aniden sınıfa girer, arkalarda bir sıraya oturup ders dinlerdi kendisi. herkes bir şekilde hiddeti ve şiddetiyle tanışmıştır. öğle tenefüsünde camdan bakıyorlar diye kulaklarından tutup kafalarını karatahtaya vurduğu arkadaşlarımız da olmuştur. örnekler çoğaltılabilir. ayrıca edebiyat hocasıdır kendileri. *
  • koridorun bir ucunda görünmesiyle, diğer uçtaki öğrencilerde ceket önü ilikleme refleksi oluşturan ahmet türkmen'i arayacağımız aklıma gelmezdi. (bkz: lisede 1.5 metrelik harem-selamlık kuralı)
  • öküz evladım repliğiyle hatırlayacağım efsane müdür. tokadından nasiplenememişimdir 7 sene boyunca müdürüm olmasına rağmen.

    odasına giden öğrencinin suçlu olup olmaması yiyeceği tokatları etkilemezdi. çünkü önce dayağınızı yersiniz sonra sen ne yapmıştın sorusuna maruz kalırsınız. eğer suçsuzsanız tamam çık dışarı der, değilseniz 2. raund başlar. tabi tek taraflı dövüş.
  • hayatımda ilk kez 12 yaşında düzce arsal anadolu lisesi koridorunda karşılaşıp "aman tanrım hitler ölmemiş." şelinde bir tepki vermeme sebep olmuş kişidir. kendisiyle sivil olarak 12 kasım depreminin 3. gününde artçılar devam ederken karşılaşmıştım. ahmet türkmen korkusu deprem korkusundan ağır bastığı için kendisine doğru yürümektense ağır hasarlı bir binaya doğru kaçmayı tercih etmiştim.

    kendisinin soruşturma geçirmesiyle, emekliliği aynı döneme denk gelmiştir. okuldan hangi sebeple ayrıldığı hep bir muamma olarak kalacaktır.
  • kendisini her zaman disiplini, asabi bakışı, anahtar şıngırtısı ve unutulmaz replikleriyle hatırlayacağım, arsal anadolu lisesi'nin efsane müdürü.
    hiç bir zaman unutamadığım bir diyaloğun da baş karakteri.
    a-ahmet türkmen
    i-ismail
    yan sınıftaki gürültü bir anda kesilir, müdür sınıfa girmiştir ve biz yan sınıfta olmamıza rağmen çıt çıkmamaktadır.
    şu diyalog duyulur.
    a-oğlum senin adın ne?
    i-ismail hocam.
    a- oküz ismail, senin soyadın yok mu? (çat çut tokat sesleri.)
  • ahmet türkmen bir fenomendir...eşi benzeri yoktur.7 sene krallığında yaşadık,her sabah saçımızı ördük,etek boyumuzu kontrol ettik,kravatımızı düzelttik,bakışlarımızı ondan kaçırmaya çalıştık başımız önde gezdik,bize bişey soracak diye ödümüz koptu,zil çalar çalmaz sınıfımıza koştuk ki koridorda karşılaşmayalım,anahtar sesiyle ve öküz evladım haykırışlarıyla muhattap olmayalım.zor günlerdi...arkadaşlarımıza tekme tokat girmesini defalarca izledik...ellerini arkada birleştirip insanın gözünün içine bakarak kafasını iki yana sallaması apışıp kalmanız için yeterlidir...
  • iki okulun (düzce anadolu lisesi ve düzce ticaret lisesi) müdürlüğünü nasılsa uzun süre devam ettirmiştir. oğlu da düzce anadolu lisesi mezunudur. kendisi ile ilgili hatıralarımız pek sevmeyiz, hemen her müdür gibi. fazlası da vardır ama sözlük bir intikam yeri değildir. oğlunun gözlükleri ile kendi gözlükleri bir ara pek benzeşirdi. masasını, odasının dekorasyonunu sık sık değiştirdiği anlatılırdı. kütüphanenin yanında devasa bir odası vardı, belki bir çok küçüktük, oda büyük gelirdi. bir kez kulağımı çekmiştir. bende onunkini çekmiştim. *
  • düzce anadolu lisesini, anadolu lisesi yapan kişidir. 'nazi' tavırları yanında okula yaptığı katkılar tartışılmaz. iki elinin parmaklarını birbirine kenetleyerek ve güler mi söver mi belli olmayan bakışlarıyla duruşunu anımsayabiliyorum.
hesabın var mı? giriş yap