• 80lerde çocuk olmak olayını yaşadığım ve benim için çocukluğumun başlıca ögesi olan okul. önü güvenlik caddesi, arkası şili meydanı , yanı paris caddesi...

    özel ders veren ve öğretmenler gününde takılarla süslediğimiz bir sınıf öğretmenimiz bulunduğunu, sınıfımızdaki kızların ve oğların çok şeker varlıklar olduğunu anımsıyorum. o vakitler kolejler pıtırak gibi çoğalmadığından, orta ve üst orta sınıfların yaşadığı ayrancı gibi semtlerde 7-11 yaş grubu çocukların tamamı pekala devlet okullarında eğitim görürdü. iyiydi ahmet vefik paşa, fazla ödev verilmesi ve efsane müdüryusuf ziya aktel'in bahçede top oynanmasına izin vermemesi dışında bir sorun yoktu. tuvaletleri çok çirkindi. garip dia'lar izlediğimiz video lab.'ı da biraz ürkütücüydü.

    çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği ayrancı zaten çok güzel bir semtti. okulun hemen çaprazındaki bir apartmanın yeşil renkli plastik güneşliklerinin epey hoşuma gittiğini ve zarif bulduğumu hatırlıyorum. her pencerenin üzerinde, güneş ışınlarını kırıp odalara hafif yeşilimsi, yumuşak bir ton vermesi muhtemel güneşlikler...
  • benim ilkokulumdu burası. müdürümüz yusuf ziya aktel'in o kelini kapatan üç beş tel saçını çok korkunç bulurdum ama bir keresinde çok güler yüzlü bir adam olduğunu fark etmiştim. evet. o yeşil mika güneşlikleri olan apartmanı da hatırlıyorum. ahhhhh maziiiiii.
  • 5 yıl hem cefasını çektiğim hem de sefasını sürdüğüm okul...hayatım boyunca o kadar ödevi başka hiçbir yerde yapmamışımdır herhalde. hiçbir bahçede de o kadar çok koşmamış, ip atlamamış, "önümüze gelene bin tekme" diye bağırarak arkadaşlarımı kovalamamışımdır. müdürü yusuf ziya aktel ayrı bir fenomendi, anlatılmaz yaşanır!
  • o zamanlar savaş aleti olarak kullandığımız at kestanesi yetişen ağaçları, civarda oturduğuna inandığımız cadısı ve çok yakınında açılmış olan, o zamanlar nerdeyse hergün uğradığım kasetçisiyle her zaman benim için çok özel bi yere sahip, sekiz senemi paylaştığım okulum..
  • 1989 yilinda mezun oldugum , o zamanlar ankaranin en iyi egitim veren okullarindan biriydi. kenan evreni ziyaret edecek devlet baskanlarina el sallamak icin guvenlik caddesinden protokol yoluna yuruturlerdi bizi. kapisinda can erik,alic, 10 numara ferdinandi bulamadigimiz futbolcu kartlari, pamuk seker bir de icinden minik plastik oyuncak cikan leblebi tozu satilirdi.
  • küçücük ficicik içi dolu bir tursucuk okul. her sabah ders zili caldiginda beni uykumdan uyandirir. kalkar ise gitmeye hazirlanirim ben de. ben evden ciktigimda ögrenciler sinifta olurlar, benim mesaim bitip eve geldigimdeyse onlar paydos edip evlerine gitmis olurlar. o nedenle de bahcesinde simdiye dek kosup oynayan bir cocuk görmüslügüm yoktur. belki de bu nedenle okulun faaliyet göstermedigini düsünüyorumdur.
  • kasım 2015 seçimlerinde müşahitlik yaptığım okul.

    ankara'da oturduğum 5 yıl boyunca fakülteden tandığım biri ile o aynı okulda oy verdiğimizi de seçmen listelerinde kendimi ararken farketmiştim. soyadlarımız alfabetik olarak yakındı.
  • i. melih'in ankara seçimlerini ilk kez kazandığı zaman okuduğum okul, çöp kutularından boş pusulalar çıkmıştı baya olaylı zamanlardı
  • ayrancının dar ara sokaklarından birinde olan şirin okul.
    çocuğu bu okula giden birileri varsa yeşillendirse ne şahane olur.
  • idealist, aydın bir cumhuriyet kadını olan kadriye doğan öğretmenin öğrencileriydik.

    teneke ve su şişesi kapağıyla frikikten gol, kağıttan mika ayarındaki topla uzaktan şutlarla destan yazmışlığımız, sony walkman’le teneffüslerde candan erçetin, burak kut ve ahmet kaya‘yı aynı bünyede yumuşattığımız olmuştur.

    -1. katta laboratuvar önü karanlık dehlizinde ilk öpüşmeyi tatmışlığımız, aynı koridorda en kıyak çift kale maçları yapmışlığımız, laboratuvar dersinde sarı zeybek’i izlerken ağlamışlığımız da olmuştur.

    anıların güzeldir 5 - d, yerli malı haftasında üzümleri, teneffüs aralarında tahinli çöreği götüren 5 - d. beslenmesinde yumurta getirip sınıfı kokutan 5 - d. 0.5 ucu olan var mı? son rakamına futbol kartı oynayan, ama alınca alttan çekmek yok.
hesabın var mı? giriş yap