• öze dönüşü savunan bir kitap denilebilir. tıpkı rasyonel çağlarda olduğu gibi kişinin kendisini hayattan koparmamasını öğütler. koskoca zekaların lablara/kütüphanelere kapanıp da, kapitalist çarklara bir yenisini daha eklemesi olayını eleştirir.

    bir bilim insanının aynı zamanda felsefe ile ilgili özgün beyan edecek düzeyde bir birikimi olmasını savlar. -ki bu edinim aynı zamanda düşünmeyi dolayısıyla boş vakti gerektirir, halbuki sabah şu raporu yaz, öğlen şu makaleyi oku, akşam şu projeyi geliştir üçlüsünde hayatına devam eden akademisyenlerin boş vakti biraz muammalıdır- (bkz: eve iş getirmek)

    kısaca yazarımız pierre bourdieu biz okuyuculara hitaben, üretim hattını sadece kapital aleminde tutmayın, biraz da idealar alemine aktarın der.
  • tam adı "akademik aklın eleştirisi~pascalca düşünme çabaları~ olan şubat 2016'da metis'ten p. burcu yalım'ın çevirisiyle çıkmış pierre bourdieukitabı.

    felsefenin yaptığını ya da yapamadığını yapması gerekeni anlatmaya çalışan bir çalışma olarak görülebilir. yazar özellikle fransız felsefi hayatını ve düşüncesinin gelişim çizgisini "dışardan bir bakış açısıyla" incelemeye çalışırken hepimizin bildiği temel argümanları kullanarak felseleyi ya da felsefecileri skolastik düşünce geleneğinin temsilcileri olarak nitelendirmekte ve mağara metoforunda geriye gidişi önererek pratiği ıskalayan ve sadece kendi hakkında düşünen öznenin pratik eylem hakkında da düşünmesini tavsiye etmekte ama eyleyen fail olarak eylemin içinde düşünmenin öznenin eyleme halinde eksikliğe neden olacağını da vurgulamaktadır.

    bunun yanında üretilmiş olan felsefenin o günün talebi doğrultusunda üretildiği için çoğunlukla döneminin tesirinden kurtulmasın mümkün olmadığını ve günümüzde özgün olarak görünen bir çok filozofun bu anlamda okunması gerektiğini belirtiyor.
  • burcu hanım sözcük seçimindeki nokta atışlarıyla, metinleri tam da bourdieu'nün fransızcada vurgulamak istediği bağlama oturtmasıyla ve belki de en önemlisi karmaşık görünen dili birbirleriyle son derece tutarlı bir şekilde iç içe geçiren bir semantikle bağlayarak harika bir çeviri yapmıştır. hatta öyle ki bu çevirisi bu işlerle hemhal olan nazlı ökten'in eline rahatlıkla su döker.

    okuyun, okutun. ama bu başlığa girilmiş, tanıtım yazısını özetleyen her konuda birazcıklardan değil, bizzat bourdieu'nün kendi kitaplarından.
  • "skolastik kapanmanın etkileri, ki akademik seçkincilikte ve toplumsal olarak son derece türdeş bir grubun uzun süre aynı yerde birlikte yaşamasıyla ikiye katlanırlar, dünyadan entelektüel-merkezli bir uzaklığı pekiştirmekten başka bir şey yapamaz: bu toplumsal ve zihinsel kopukluğun en açık görüldüğü yer, paradoksal bir biçimde genellikle patetik ve geçici çırpınışlara tekabül eden gerçek dünyaya dönme çabalarıdır; bilhassa siyasi angajmanlarla kendini gösteren bu çabaların sorumsuz ütopyacılığı (stalincilik, maouculuk vs.) ve gerçekdışı radikalliği, bunların da toplumsal dünyayı inkar etmenin birer yolu olduğuna tanıklık eder."
  • "skolastik görüş, kuramsa bakış açısı ile pratik bakış açısı arasındaki farkında yöntemsel olarak sorgulanmasından feragat eder; oysa bu sorgulama, her türlü saf spekülasyon niyetinin dışında, sosyal bilimler araştırmalarının en somut işlemlerinin yürütülmesinde (bir mülakatın gerçekleştirilmesi, bir pratiğin betimlenmesi, bir soykütüğünün oluşturulması) zorunludur."
hesabın var mı? giriş yap