• bu akşam prömiyerinde izlediğim, ankara devlet tiyatrosunun bu sezonki akılda kalan oyunlarından. hikaye de oyunculuklar da hoşuma gitti, öyle ki tekrar izlemek aklımdan geçmiyor değil. oyunculuklardan bahsetmişken jake'in çocuğunu oynayan küçük kız hem sevimliliğiyle, hem adeta büyüklere taş çıkartan oyunculuğuyla herkesin takdirini topladı.

    --- spoiler ---

    oyunun finali akıllarda ufak da olsa soru işareti bırakıyor. jack hayalindeki diğer kadınları kovduktan sonra finalde eşiyle yeniden buluşurken "seni ben çağırdım" demesi acaba eşi hayal mi diye düşündürüyor insanı ama sanırım değil.

    --- spoiler ---
  • bu sezonun yeni oyunlarından. kadınlarla başı dertte olan yazar jack ve onun hayalle gerçek karışık ilişkileri; hayatındaki ve oyunun ismi gibi aklındaki kadınların hikayesi anlatılıyor. eğlenceli, sıkılmadan izlenebilecek keyifli bir öykü; oyuncu performansları ise yine takdir edilecek düzeyde.

    --- spoiler ---
    - çığlıklar ve fısıltılar'ı izliyordum. aklıma geldin, senin için endişelendim.
    +çığlıklar ve fısıltılar'ı izleyip endişelenmeyecek insan var mı?

    --- spoiler ---
  • oyundan diil de arkadaşımla çevirdiğim geyikten zevk aldığım vasat ötesi oyunculuğun sergilendiği oyun.
    buraya yazıyorum ki oyuncular okusun burdan da takipçi olsunlar, bizim oyunla ilgili yorumlar nasi deyip kendilerine ceki düzen versinler. ulen megi'nin ne aglayabilmesinden, ne de gulebilmesinden mi, basliyim, yoksa esas oğlanın hat safhadaki yapmacikligindan mı, o her uyduruk espriye gülen seyirciler yüzünden iyice bi sevke gelmelerinden mı basliyim karar veremedim.
    biraz daha çalışın, doğal olsun, üstünüzde igreti durmasın.
  • bu sezonu kapattığım oyun.

    sırf bu sene seyrettiğim son oyun istanbul efendisi olmasın diye son anda karar verip gittim. iyi ki de gitmişim. neil simon'dan zaten sıkıcı bir metin çıkmaz. oyunculuklar da gayet iyiydi.

    yalnız, söylemeden geçemeyeceğim. oyunun en sessiz ve duygulu yerinde durup durup, uzuun uzun burnunu temizleyen ve salonun nerdeyse yarısını krize sokan seyirciyi allah bildiği gibi yapsın. o sese ve salonun oyundan kopmasına rağmen konsantrasyonunu hiç bozmayan levent şenbay'ı da ayrıca tebrik etmek gerek.
  • geçen sene izlediğim fakat megi'nin ses tonu yüzünden izlerken konsantrasyonumun bozulduğu ankara dt oyunu. bu sezonda oynanacak mı bir fikrim yok. lakin burayı okuyan ekipten birileri varsa belki ihtimaldir ^^ megi'nin ses tonunu,konuşmasını biraz ayarlamalarını rica ediyorum. yani ayarlansa çok şükela olurdu. baskın bir karakter megi bunu anladık fakat o garip ,zorlama ses tonuyla bu hissi almak işkence oluyor. bu sene de oynanacaksa keyif aldığımıza değsin . arz ederim.
  • bir türlü fırsat bulup izleyemediğim oyun. en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum. hele sağda solda "çok güzeldi" tarzı yorumlar okuduğum için daha bi istekliyim.
  • ankara devlet tiyatrolarında bu sezon oynanmakta olan ''ilişkilerinde sorunlara boğulmuş takıntılı bir yazarın, gerçek yaşamında bulamadığı dengeyi hayal dünyasında, hayatındaki kadınlarla kurma ve yönetme çabasını anlatan'' oyun.

    --- spoiler ---

    megi'nin* konuşma tarzı çok yapay ve hakikaten kötüydü. izleyen ve tavsiyesi üzerine gittiğim erkek arkadaş bayılmış ama ses tonuna ilginçtir ki.

    2. perdede jack'in ölen eşinin, kızıyla yaptığı konuşma çok etkileyiciydi. en sempatik ve güldüren karakter ise şirin giobbi'nin canlandırdığı psikiyatristti bence. jack'e teşhis koyarken ''yay'' burcu olmasından yola çıkışı gibi mesela.

    --- spoiler ---
  • "kafayı üşütmenin ilginç bir yanı var, zeki olduğunu düşünüyorsun."
  • tiyatro konusunda otorite degilim. daha once oyuncularin yapmacikligindan filan soz edilmis ama ben basarili buldum, cok keyifli bir iki saat gecirdim. gidilmeli, gorulmeli.
hesabın var mı? giriş yap