• istanbul üniversitesi hukuk fakültesinde ceza hukuku kürsüsü doçentlerindendir. kendisi iki cümlenin birine "ha keza" diyerek başlayan, ilginç bir insandır.
  • bahçeşehir üniversitesi 'ne geçmiştir. tip olarak cem davran 'ı andırır. ikinci bir görüş, yalçın çakır 'a benzediğini ileri sürmektedir. biz, ilk görüşü benimsiyoruz.
  • istanbul ticaret üniversitesi' nin genç profesörüdür. oldukça enerjik bir insandır. öğrencileriyle iletişimi on numara beş yıldızdır.
  • bu sene istanbul ticaret üniversitesi'nde cmk dersini vermektedir. seveni kadar olmasa da sevmeyeni de vardir. ıyi bir insan midir kötü bir insan midir tartisilir fakat iyi bir hoca olduğu su götürmez bir gerçektir. ders anlatim tarzi alisilagelmisin biraz disinda olmakla birlikte son derece başarılı ve akilda kalicidir. bildiklerini ogrenciye aktarmak icin elinden geleni yapar ve her nasilsa dersin bir dakikasıni bile bos gecirmeden öğrencinin sikilmamasini, konudan kopmamasini sağlar. ozetle, ogrencisi olduğum için kendimi şanslı hissettiren pek degerli hocam olur kendisi.
  • 1988 yılında istanbul üniversitesi hukuk fakültesi’nden mezun olmuş, 1993’te yüksek lisansını tamamlamıştır. 2002’de doktorluk, 2009’da ise doçentlik ünvanını almıştır. daad (deutscher akademischer austauschdienst) bursuyla ve daha sonra da tübitak ve max-planck enstitüsü’nün sağladıkları burslarla max-planck enstitüsü’nde (almanya) tez çalışmalarını yürütmüştür. 1989 yılından bu yana istanbul üniversitesi, yeditepe üniversitesi ve bahçeşehir üniversitesi hukuk fakülteleri’nde ders vermiş, halen istanbul ticaret üniversitesi hukuk fakültesi ceza ve ceza hukuku öğretim üyesi olarak görevini yürütmektedir. istanbul barosu seminer eğitim merkezi'nde de stajyer avukatlara eğitim vermektedir. alanının en etkili isimlerinden birisidir. en sevdiğim hocamdır. insandır.
  • aslen mersinli avukat, profesör

    hali hazırda türk alman üniversitesi hukuk fakültesi ceza kürsüsündedir. derslerini genellikle, alman hukukundan mukayeselerle ve güncel karar-dosya bilgileriyle pekiştirerek işler. enerjik yapısıyla dersten kopmayı da nispeten engeller, allah bozmasındır.

    cem davran'a benzeten olmuş fakat bence; sıfat olsun mimikler olsun bekir develi'nin ata-apa bir abisidir :)

    ek: kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi'nden öğrencileri uyardı; kendisi tarafından çok hırpalandıklarından şikayetçilermiş
  • aslen afyon’ludur. candır.
  • kısa bir aranın ardından yeniden istanbul ticaret üniversitesi’nde;ceza muhakemesi hukuku ve ceza hukuku özel hükümler derslerini vermeye başlamıştır. ders anlatırken ki enerjisi ve öğrencilerle diyaloğu olağanüstüdür. doktrindeki azınlık görüşleri savunmasıyla bilinir. derslerini severek dinliyoruz
  • karantinaya uymayanlar tutuklanabilir kanunda yazıyor şeklinde görüş belirtmiş. ancak tck m. 195, cmk m. 100/4 fıkrası gereğince tutuklama yasağı kapsamında.
  • para karşılığı (polislik denilen) bir mesleği yaptığı için diğer insan gruplarına karşı kendilerini her şeyin üstünde görenlerin tutumlarına karşı son derece açık ve net açıklamalarda bulunmuş, değerli insan.

    --- alıntı ---

    her konferansımda anlatıyorum:
    1) polisin, “huzur” adı altında bir ilçeyi, il veya ülkeyi kapsayan uygulamalarının hiç bir kanuni dayanağı yoktur ve görünüşte bir karara veya emre dayansa dahi hukuka aykırıdır. uygulayanlar bakımımdan da suçtur.

    2) pvsk 4/a maddesi de kolluğun bir ilçeyi, ili veya ülkeyi kapsayan durdurma işlemlerine cevaz vermiyor.

    3) kolluğun pvsk 4/a maddesi uyarınca yapacağı durdurma bireysel bir işlem olup, “makul bir sebebe” dayanması gereklidir.

    4) makul sebep ise, kendini devlet zanneden kolluk görevlisinin “paşa gönlü”nün keyfi sebebi değildir. iki temel kriteri vardır:
    a) birincisi, kolluğun elinde o kişiyi durdurması gereken istatistiki somut bir bilgi olması gereklidir. örneğin, kişinin veya aracın, o gün işlenen bir bir suçta verilen tarife uyması.
    b) ikincisi de, olağan dışı bir durum olması. elinde kanlı bir bıçak, tabanca veya çırılçıplak sokakta dolaşan bir kimse.

    5) bu kriterler olmadan yapılan bütün durdurmalar da hukuka aykırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun koşma suçunu oluşturur.

    6) bir lokantada yemek yiyen, bir şeyler içen kişinin, sebepsiz kimliğini istemek pvsk 4/a’ nın koşullarını taşımadığı gibi en basit haliyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.

    7) son olarak, kendini devlet zanneden devlet görevlisi dahi, özellikle de özgürlüğe müdahale niteliğinde olan işlemi gerçekleştirmeden önce, vatandaşa işlemin dayanağını göstermek/açıklamak, sebebini de izah etmek zorundadır.

    8) bunu yapmaması dahi işlemin usule aykırılığı sonucunu doğurup, hukuka aykırı hake getirecektir. bu ise yine en basit haliyle görevi kötüye kullanma suçunun tanımıdır.

    9) polisin bir kimseye kimlik sorması da yukarıdaki koşullara tabi olup, canının istediği her kişiye “çıkar kimliğini” diyemez.
    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap