• birinde almanca konuşulurken, diğerinde ingilizce konuşulur.
    birinin futbolda 3 dünya, 3 avrupa şampiyonluğu bulunurken, diğerinin yalnızca 1 dünya şampiyonluğu bulunur.
    ingiltere mühendisliğin doğduğu yerken, almanya; mühendisliğin mükemmelleştiği yerdir.
    alman milleti daha akıllı ve zekidir. ingilizler yeyip içip yatarlar.
    birinin dili* seksi iken, diğerininki * kulağa kaba gelir.

    vs.
  • benim için klasik müzik vs progressive rock şeklinde özetlenebilecek karşılaştırma.
  • almanya'da yaşam alanları (köy, sokak, park, şehir vs) insan eli ile düzene tabii tutarak güzelleştirilmeye çalışılır. yabani otlar temizlenir, arnavut kaldırımlarındaki yeşillikler yolunur. çevre bitki düzenlemesi, ağaçlandırmada vs hep intizam ön plandadır. ingiltere ingilizlerin bohemvari güzellik anlayışı ile daha paspal görünür. bahçeler, yeşil kuşaklar ya kendi haline bırakılır ya da minimum insan etkisi ile şekillendirilir.
    almanya'da kış lastiklerini takmak yasal yükümlülüktür. ingiltere'de her kar yağışında trafik kitlenir, haberlerde ana konu olur.
    almanya'da opel hali vakti yerinde olmayanlar tarafından tercih edirken arabaların çok daha eski ve küçük olduğu ingiltere'de orta sınıf araba muamelesi görülür.
    ingiltere avrupa'nın hasta adamıdır, konumu daha da geriye düşecektir; almanya avrupa'nın ağa babasıdır, zamanla daha da kuvvetlenecektir.
    ingiltere sosyal hakları ve iş hayatı ile amerikan kuzeninin etkisi altındadır; almanya'da sosyal devlet daha ön plandadır.
    almanya sanayi devidir, üretimini ülkenin her tarafına daha dengeli dağıtabilmiştir; ingiltere'de sanayi londra çevresi, manchester ve glasgow'un dışında yer bulmaz.
    ingiltere'de ücretler yüksek, yaşam çok pahalıdır, almanya'da ücretler düşük, yaşam görece ucuzdur;
    ingiltere finansal gücünü (ki başka birşeyi kalmadı) euro dışında kalarak korumaya çalışır, almanya euro'yu yayarak sanayisine güç katar.
    ingiliz mutfağı korkunç zayıftır ama kozmopolit yapısı nedeniyle seçenekler fazladır; almanya avrupa'nın göbeğinde olduğundan daha orta karardır ama almanlar değişik tadlara ingilizler kadar açık değillerdir.
    ingiltere'de evler dış görünüş itibari ile sevimli ve tarihi görünüm arzeder ama yaşam alanları çok küçük ve kalitesizdir; almanya'da evler daha sıradan ve iri yapıdadır ama iç alanları daha geniş ve ısıtma, yalıtım gibi regülasyon gereksinimi ve teknik beceri gösteren konularda daha gelişkindirler.
    ingiltere'de içki pahalıdır buna rağmen içen ingilizler taşkınlık yapar, almanya'da içki sudan ucuzdur, buna rağmen reşit olmayan almanlar bile adam gibi içerler.
    ingiltere'de pub kültürü her jenerasyonun sosyal hayatının temelindedir; bu kadar etkili olmasa da almanya'da biergartenler vardır ve genelde üst yaş grubuna hitap eder.
  • ekonomi ve futbolda almanya, diplomasi ve rock'ta ingiltere siker.
  • almanlar ingilizleri küstah bulurlar fakat kendilerinin en küstah olduğu dönemde bile ingilizlerin germen soyundan geldiklerini kabul etmişlerdir ve hatta bir döneme kadar axis olan italya'nın ingilizler karşısında düştükleri durumu ingilizlerin germen soyundan gelmesine bağlamışlardır.

    (bkz: messerschmitt bf 109 vs spitfire)
    (bkz: erwin rommel vs bernard law montgomery)
    (bkz: 26 haziran 1996 ingiltere almanya maçı)
  • aralarındaki savaşları ingiltere, futbol maçlarını ise almanya kazanmıştır.
  • almanya'da gunes batar ingiltere'de batmaz.
  • bütün dünya almanın daşşağını yesin, şeklinde kısa bir özeti de olan karşılaştırma.
  • almanya federal bir devlettir, ingiltere ise birleşik krallığa bağlı bir devletçiktir. ingiltere'nin muadili almanya değil, bavyera'dır, aşağı saksonya'dır, kuzey ren vestfalyadır.
    doğrusu için:
    (bkz: almanya vs birleşik krallık)
  • ingilizlerin espri anlayışları almanlara göre daha çok kelime oyunlarına, ironiye ve alaya dayalıdır. almanların ise daha çok fiziksel ve somut durumlara dayalı bir espri anlayışları vardır, dolayısıyla kimi zaman soyut kavramlara dair esprileri anlamakta zorlanırlar.

    almanlar için sonuç ve ürün daha önemliyken, ingilizler için sonuç kadar süreç ve o süreçten öğrenilenler de önemlidir.

    ingiltere ülkedeki göçmenleri sisteme entegre etme konusunda daha başarılıdır. almanya'nın bu konuda (hem almanlardan hem de yabancılardan dolayı) alması gereken çok yol vardır.

    ingilizlerin havadan sudan konuşma potansiyelleri sınırsızdır. aslında hiç ilgilenmeseler de belli ortamlarda bir arada bulundukları/bulunmak zorunda oldukları kişilerin hayatlarıyla ilgili genel geçer sorular sorarlar. aksi kabalık olarak algılanır. almanlar ise bir odada saatlerce konuşmadan durabilirler.

    ingiltere'de teenageler daha gürültülü, özellikle alkollüyken dışarı dönük ve giyim tarzı olarak marijnal olmaya çabalarlar. almanlarda ise bunun orta yaştan sonra daha yaygın olduğunu gözlemledim.

    ingiltere'nin hemen hemen her sanat alanında dünya çapında ürünler vermiş çok değerli sanatçıları, yazarları vardır. bunu hem kendi ülkelerindeki birikiminden yararlanarak hem de gittikleri, kısa veya uzun süre bulundukları ülkelerdeki birtakım akımlardan, seslerden, görsellerden etkilenerek bambaşka bir hale büründürüp tekrar sunarlar. almanya ise bu konuda ingiltere'ye göre çok daha kısır bir ülkedir. dolayısıyla ingilizler çeşit bolluğu sebebiyle almanlara nazaran sanat için harcayacakları para konusunda daha seçicidir. bunu sadece ingiliz grupların turne programlarında ingiltere'den çok almanya'da konser tarihi açıklamalarıyla bile görebiliriz.

    alman sağlık sistemi ingilizleri donunda sallar. hem kalite hem de ücretlendirme konusunda.

    almanya'nın coğrafi konumu ekonomisinin bugünkü üretkenliği konusunda büyük avantajdır. ingiltere'nin ada ülkesi oluşu bu noktada kıta avrupası ile olan her türlü ilişkisinde ekonomik olarak dezatavantajdır. bununla beraber, ingilizler dezavantajları avantaja çevirmek konusunda almanlara göre daha yaratıcı ve kurnazdırlar, birçok konuda çok daha esnektirler.

    almanya geri dönüşüm ve çevre dostu teknolojiler üretme ve kullanma konusunda ingiltere'ye nazaran daha ileridedir.
hesabın var mı? giriş yap