• tıraş kısmından sonraki muhabbeti hatırlamasam da hastanede en çok geyiğin döndüğü yer olmasının nedeni kıçı açık ameliyat kıyafetleridir. kardeşim dizimden ameliyat oluyorum, yok iç çamaşırı da giymiyceksin.ayrıca sağa yatmış penisimi hiçbir şey olmamış gibi sola yatıran doktor işine saygına da hayranım.
    (bkz: 6 yıl okudum o götü görcem)
  • yanyana 2 ameliyathaneden birinde yumurtalık kanseri ameliyatı yapılırken diğerinde sezaryenle doğum yaptırılması yaşamla ölümün birbirine ne kadar yakın olduğunu gösterecek kadar soğuktur.
  • girerken bu sefer sıçtık diye düşünülen, içerde genel anestezi almam illa ki lokal anestezi istiyorum deyip doktordan azar işitilen, akabinde doktor iğneleri hart hart müstehcen yerlerinize sokarken madem lokal istedin bu iğneleri batırırken kıpır kıpır etmeyeceksin diye ayar yenen, hissedilen can acısına destek olsun diye başında bekleyen anestezi uzmanına önce elimi tut deyip sonrasında aman çok romantik oldu bu elimi tut meselesi diye düşünüp tut tut bir yerimi tut diye saçmalanan yer.

    ve operasyon bittiğinde

    -hastaya terlik getirin, ayakları çıplak.
    ...
    -gerek kalmadı. hasta çıplak ayakla ameliyat masasından atladı.
  • hasta anestezi alana kadar her şey ve herkes çok ciddidir, hasta anesteziyi alınca "we will rock u"
  • çalışanı için bağımlılık yapar. bir kez çalıştın mı, senin için kürkçü dükkanı olur. kokusunu, hareketliliğini, sohbetlerini, terliklerini, steril mavi gömleklerini, yeşil örtülerini, eldiven giymeyi, aletleri özlersin.
    bırakmazsın ooy bırakamazsın...
  • ameliyat yapilan mekan. ameliyat masasi, kocaman tupler, ameliyat masasinin uzerindeki kocaman isik, cop kutusu, doktor, hemsire, ameliyat olacak insan ihtiva eder.
  • kendine has ritüelleri olan, ayin yapılırmış edasına sahip insanları barındıran oda.

    sterilizasyon musluklarında eller-kollar yıkandıktan sonra fotoselli kapılardan geçip steril örtülerle ıslak kollar kurutulur, steril eldivenler ve önlükler giyilip hastanın opere edilecek kısmı battikonla boyandıktan sonra cerrahi saha açık kalacak şekilde hasta örtülerle örtülür. derken cilde ilk kesi ve kat kat bir yandan da dikişlerle ve koter vasıtasıyla kanama kontrolü yapılarak hedef organa ulaşmak; ilgili kısımları keserek ve yine kanama kontrolü yaparak ilgili doku ya da organı çıkartmak- tamir etmek. arkasından da açılan bölgeyi yine tek tek kapatmak, ''öyle değil, böyle yap''lar, ''ışığı düşürelim''ler... yüzde maske, kafada bone, ayakta bez galoş...

    ve her gün böyle, bu şekilde...

    ameliyathane, cerrah kısmının kaza kaza bitiremediği bir kuyudur; dibini bulan olmamıştır...
  • bundan sonraki hayatımı geçireceğimi düşündüğüm ve geçirmek için çalıştığım yer...

    orada mesai saatleri asla kesin değildir. filmlerden mi yoksa şehir efsanelerinden midir bilinmez ama genellikle ameliyathaneler soğuk, ıssız yerler olarak bilinir. orada çalışanlar da asla konuşmayan, hiç gülmeyen, o maskeleri bir an için bile indirmeyen tipler olarak tariflenir genelde. halbuki ameliyathaneleri de bir ofis gibi görmek gerek. dışarıda bir şirket ortamı nasılsa ameliyathaneler de öyledir. sıkıntılı günler de vardır, neşeli günler de...çalışanların hiçbiri (doktorlar, hemşireler, teknisyenler...) normal hayatlarından farklı davranmaz, despot gözükmeye çalışmaz orada. onlar da güler, eğlenir, kafeteryaya gidip yemek yer, çay-kahve-sigara olayına girer, sonsuz geyik döner, sırası gelince de gider ameliyatına girer ve çıkar. sadece, işe verilen önem ve gösterilen saygı asla yitirilmeyen bir duygudur. sonuçta insan hayatı elinizin altındadır.

    belki de aslında yapılan işin içerdiği riskler, ameliyathaneleri ve çalışanlarını daha eğlenceli hale getirir çünkü kafaya takmamak, orada kafayı yememenin ilk şartıdır...
  • serin, kuru, tedirgin edici, lokal anestezi yapılmışsa ameliyat sırasında bir yandan doktorların geyiklerine katılabileceğiniz mekan. ameliyat masası her ne kadar rahat, yumuşak ve uyumaya davet eden bir yerse de gördüm ki pek rahat olunamıyormuş. ya da rahatsızlığımın nedeni karşı rafta gördüğüm matkap olabilir, emin değilim.****
  • kapısında dokuz doğurulabilen yer. size cennet de müjdelenebilir, cehennem de..sizin arafta kaldığınız bir yerdir.

    hele ki kapı açılıp da doktor birtakım açıklamalarda bulunurken gözünüz dolduğunda yüzünüze karşı :

    - gözyaşlarınızı öldüğü zamana saklayın. şimdi atlayın bir uçağa gezin, sınırlı zamanın tadını çıkarın*.
    diyerek patavatsızca konuşan fazlasıyla medyatik bir doktorunuz varsa, yalnızca bakakalırsınız. nasıl empati yapamadığına şaşırır, profesörlüğüne de lanet okursunuz. zor.
hesabın var mı? giriş yap