• geçmişten pişmanlık duymadan, gelecekle ilgili endişelenmeden, sadece o anda olana odaklanmak. her ne yaşıyorsak, "iyi" veya "kötü" diye etiketlemeden, yargılamadan yaşamak.

    profosyonel yaşam koçu rana beri blogunda güzel örneklemiş;

    http://www.ranaberi.com/kilyosta-tam-da-o-anda/
  • (bkz: dem bu dem)
  • anda kalınca zihnin ve düşüncelerin gözlemcisi olabilirsin. sadece izleyicisindir. o andan itibaren diğer izleyici ile bütün oluyorsun. ihtiyacın ne varsa ayağına geliyor, fark ediyorsun. müthiş bir farkındalık hali
  • stres, anksiyete ve yaygın huzursuzluktan muzdarip bir kişi olarak yogaya başlamam ile yaklaştığım hadise. ''beni sevecek mi, işim düzelecek mi, ailem ile ilgili sorunlar hallolacak mı '' gibi sorular yok. hafif müzik, kuş cıvıltıları ve sahip olduklarına sevinme var. kendine ayırdığın zamana şükretme var. yeniden bi şeyler hissedebilen kalbinin çarpıntısına sevinmek varbir de.
  • buna engel olan şeylerden biri de "ruh kası" olarak da bilinen psoas kasınızın gergin olmasıdır. psoas kası nedir, nerededir, nasıl gevşetilir derseniz bu konuda internette türkçe de dahil olmak üzere epey kaynak var.

    psoas kasınızı esnetip gevşettiğinizde anda kalmayı çok daha kolay bir şekilde başarabildiğinizi göreceksiniz. o bambaşka bir "an"dır zaten. kısa bir süreliğine bile olsa başardığınızda bunu hemen anlarsınız. adeta içinizdeki bir düğmeye basılmış da bir anda o moda geçmişsiniz gibi hissedersiniz.

    o düğme belki de psoas'tır.

    http://www.uplifers.com/…-ruhun-kasi-psoasta-gizli/

    http://www.yeniyasamokulu.com/post/diyafram-nefesi
  • an’da kalmak!

    keşke an’da kalmanın önemini buradan birkaç cümle ile anlatabilseydim. ama an’da kalmanın yöntemlerinden bir tanesini paylaşabilirim.
    işte kişisel gelişimin en ilginç tarafı bu aslında. bir şeyi okuyorsunuz veya dinliyorsunuz ve dinlediğiniz anda -aslında özünüz bu bilgileri hali hazırda biliyor olduğu için- hemen anlıyorsunuz, bir “aydınlanma” yaşıyorsunuz. artık hayatınızın yarından itibaren farklı olacağını düşünüyorsunuz, ama bazen bazı bilgileri hücresel seviyede anlayıp hayatının içine geçirip ve hatta onu alışkanlık haline getirmek için; o bilginin deneyimlenmesi gerekebiliyor. bunun da herkes için bir zamanı var bence. bu yazıyı okuyan kişi de ilk tohumu atmış oluyor haliyle. hiçbir şey tesadüf olmadığından..
    bu aslında güzel bir şey; bilgileri hap gibi yutup derhal uygulamaya başlasaydık eğer“deneyim” kısmı her daim biraz daha azalırdı belki, ki biz bu hayata deneyimlemeye geliyoruz
    ben de bugünlerde “an’da” kalmanın ne kadar muazzam bir önem taşıdığını tam olarak anladığım günlerin içindeyim. fark ediyorum ki hep “gelecek” e endeksli bir mutluluk-mutsuzluk, huzurlu olma-huzursuzluk duygusu içindeymişim. yani, şu an burada çok keyifli bir yerde çay içip çayın o buruk tadını damağımda hissedip, güneşin vücuduma temas etmesiyle serin-sıcak havayı aynanda deneyimlemek varken; “ohh çay da ne güzelmiş” deyip, “acaba yarınki toplantı nasıl olacak? keşke daha kolay bir işim olsaydı. bazı insanlar hiç bu kadar çok çalışmadan çok daha fazla kazanıyorlar. acaba bir sahil kasabasına mı yerleşsem? yok ama şehir hayatının artıları da var ama yarınki toplantı nasıl olacak acaba?” gibi birbirini takip eden bir düşünceler zincirinin içinde kaybediyorum kendimi. şimdilerde işte o düşünceler zincirinin içinde, buldum kendimi. yakaladım. aslında gelen o ilk düşünce zincirin ilk halkası, fakat onu takip etmek veya an’ın içinde kalmayı seçmek tamamen bize ait.
    o düşünceyi takip etme alışkanlığımız çok eskilerden geliyor aslında. düşünceyi takip ederek, olası ihtimaller üzerinde durup kendimizi koruma altına alma niyetimizle edindik bu alışkanlığı. ama bilinmelidir ki, bir “an” sonrasını biz içinde bulunduğumuz şu anda yaratıyoruz ve eğer şu an’da, bir an sonrası için “endişe” duyarsak; evet, o korktuğumuz şeyleri elbette ki yaratıyoruz. çünkü hepimiz çok güçlü yaratıcılarız.

    düşünceler her zaman belirecektir. bizim alışkın inanç sistemimiz (egomuz) bize mutlaka “şunu bir düşün” diye bir öneride bulunacaktır. ancak o düşünceyi takip edersek, işte bu an’da olmadığımızın göstergesidir.
    “an’da kalmak, düşünmek yerine hissetmektir.”
    an’da kalmakla ilgili yapılacak ilk adım: fark etmek.

    evet, bir düşüce geldi mesela; “off ayın sonu geldi ben gene borç istemek zorundayım. neden yeteri kadar param yok?” işte bu düşünce geldiği anda bunu fark ettiğinde dur! kesinlikle gelen düşünceyle kavga etme, o düşünce asla senden güçlü değil. sadece derin bir nefes al. önündeki her hangi bir nesneye odaklan; bir ağaç yaprağı, bir bardak, kaldırım, bulut.. fark etmez. elbette ki bu nesnenin sende kötü bir anısı olmaması önemlidir. o nesneyi deneyimle, tek tek her hücresini fark et, rengini, dokusunu, varsa sesini, en ince ayrıntısını.. ve belki sonra bir nesne daha ve bir tane daha..
    an’dasın.
    önceden uyarmak istiyorum ki, ilk seferler belki biraz zor gibi gelecek çünkü alışkın inanç sisteminin yapmaya alışkın olmadığı bir şey bu. an’da olmak. ve dolayısıyla belki de ilk birkaç gün bir şey değişmedi gibi gelecek, değişmeye de bilir. dediğim gibi, bu oluşacak olan bir alışkanlık. eğer günde 2 dakika bile, rahatsız edici bir düşünceler zincirinden bu şekilde uzaklaşabiliyorsan bu muhteşem bir gelişmedir ve aslında değişimin başlangıcıdır.

    tek soru vardır.
    sen bunu deneyimlemeyi istiyor musun?
    değişmek istiyor musun?
  • yas gecince anlami daha iyi anlasilan moda bir tabir.
    ıcinde bulunulan zaman dilimine odakli yasayarak ne gecmise takilmak ne de gelecek icin kaygilanmamak demektir.
    ıfade etmesi ya da tanimi uygulamaktan daha kolaydir.gunluk kosturmacalar ve herkesin hepimizin bahanesi olan isler gucler arasinda an'da kalmayi basarmak cok da kolay degildir.
    ama deneyip biraz olsun basarabilince ne muazzam bir guzellik oldugunu anlarsiniz.cünku hayat an'lardan ibarettir.
    o anlarin icini nasil doldurmak isterseniz doldurun.öncelikleriniz vazgecilmezleriniz sizi siz yapan her ne ise onlarla butunleyin o anlari ki yasamanin nefes alip vermekten ibaret olmadigini hissedin iliklerinize kadar.
    an' da kalin.
  • bunun taktiklerinden biri de durup durup kendine "şu an eksik olan nedir?" sorusunu sormaktır.
    geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir şimdi vardır.
  • bunun taktiklerinden birisi de;
    "eğer şimdi değilse ne zaman?" sorusunu sormaktır.
  • vb'nin mindfulness türkçe karşılığı olarak bir önerisi var: anda kalmak ve anda olmaktan ilhamla üretilmiş bir sözcük; "andalık". (bkz: mindfulness/@ibisile)

    erkeğin ömrü bir boşalma, bilemedin bir sevişme kadar. arta kalanı oyun çocukluğu*, erkek çocukluğu*.

    bereket her an için herkese ve her şeye ne tepki vereceği bir kedi için asla sorun değildir. o anda yaşar*, egosu yoktur ki egosuna yenilsin. ev hayvanlarının sahiplerinin nevrozlarını yansıttığı bulunmuş. kedilerin de diger petler ve çoğu yüksek düzey hayvan gibi burçları var, kişilik özellikleri var. onlar kendi özyapılarında var olan malzeme ve eğilim neyse, mümkün olanın en iyisini kendi canına yansıtıyor. sibernetik öğrenme özellikleri var, insan tipi kendi seçimiyle kendini çaresiz bırakmaları yok. (bkz: kedi psikolojisi/@ibisile)

    (ilk giri tarihi: 9.6.2018)

    (bkz: anında), anda, an/@ibisile
    (bkz: son anda/@ibisile)
    (bkz: anda yaşama yöntemleri)
    (bkz: andalık)
    (bkz: geçmişe dönüp bakmak/@ibisile)
    (bkz: clive wearing), carpe diem
    (bkz: arada kalmak/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap