• giderek ne kadar zeki olduğunu daha iyi anlayıp kapasitesine hayran olduğum insan. ama maalesef ben ve diğer tüm çocukları babama çekmişiz :-(
  • ''- anne! ne olursa olsun, benim hakkımda ne işitirsen işit, sana benim için ne söylerlerse söylesinler, beni daima şimdi sevdiğin gibi sevecek misin?
    + rodya! bana böyle bir şeyi nasıl sorabilirsin? bana senin hakkında kim ne söyleyebilir? hem ben dinlemem ki, dinlemeyi reddederim!'' * *
  • bu dünyanın en saf insanı. en temiz yüreklisi. kendisine bir şey anlatırken 40 defa anlatırım, anlattığım hikayelerin sonunda ana fikre odaklanmak yerine çok alakasız sorular sorar. hani nette komik video bulmuşsundur, birine izletirsin gülmesini beklersin o da donuk bir ifadeyle bu kim diye sorar. işte o benim annem. temizlik görevlisi kendisi, yıllar boyunca hep kazandığıyla bilezik yaptırdı ve şıkır şıkır taktı.bir gün kendisi hemşire olan halam tüm ailenin içinde yenge görgüsüz gibi sürekli bilezik alıyorsun takıyorsun biraz ağır ol dedi. sonrasında gereken yapıldı ama annemin o ezilmişliği, cahilliği hiç gözümün önünden gitmedi. tabi küçüktüm cahillik olarak kalmış aklımda, halamın verdiği ayar nihayetinde.

    yıllar birer birer geçti. takvim yaprakları sarardı soldu. annem kazandığını bileziğe yatırdı ve gerektiğinde çıkartıp sattı. hala kazandığını bileziğe yatırır ve gerekirse çıkartıp satar. annem ben öğretmen lisesini kazandığımda tüm millete " ben ilkokulu zar zor bitirdim ama okuma yazmayı öğrettiğim oğlum anadolu öğretmen lisesini kazadı" demiş. gördüğü herkese anlatmış. herkese benden bahsetmiş.

    hep sivri bir çocuktum, mahallenin en yaramaz olanı bendim. bir gün dizleri kanayarak eve gelen, diğer gün komşusunun camını kıran o çocuk işte benim.. her defasında komşular kapıyı çalar ve türlü sebeplerden dolayı beni anneme şikayet ederlerdi. annem yazık onları ikna ettikten sonra banyoya yollar yıkandıktan sonra güzelce kurulardı beni. hep derki "sana laf gelince benim şuram acıyor, ben yıllarca laf işittim de hiç bu kadar yanmamıştı."

    e büyüdük tabi, en az anneme görgü dersi veren kadar görgülü. en az onu hor görenlere karşı koyacak kadar güçlü oldum. mahallede birinin derdi olsa gelir anneme anlatır bu sayede " senin küçük oğlan bilir , bi soruversen" diye biten cümlelere misafir oldum. birisi beni övse,bi haksızlığa dur desem annemin gözlerindeki ışıltının sebebi oldum.

    geçen gün çok ağrıları vardı, 10 15 gündür sürüyordu zaten. o kadar doktora git dedik, gitmedi. daha sonra ben götürdüm. tahliller için yönlendirme yapıldı. intörn kankalarımdan
    dolayı doktoru tanıdığım için beni bekletti.

    çok az şüphe ile kanser taraması da yapalım, içimiz rahat olsun dedi.

    abi, böyle bir şey yok ! başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. gözüm karardı, kulaklarım çınlamaya başladı. elim ayağım titriyor, annemin o güzelliği gözümün önüne geliyor. aklımda bin bir türlü senaryolar dönüyor. tabutlar, musalla taşı, mezar taşı, kara toprak...

    neyse sonuçlar çıkana kadar içim içimi yedi. nereye baksam nereye gitsem kötü senaryolar peşimi bırakmadı.

    sonuçlar açıklandı ve tertemiz çıktı.

    sözlük, benim içim yandı. daha ortada şüphesi bile varken ciğerim sızladı. çok şükür annem iyi ve sapasağlam.

    seviyorum seni kadın, sana bol bilezikli kuyumcu dükkanı alacam.
  • yaşar kurt albümü ve parçası.

    özellikle parça türkiye sınırları içerisinde yazılmış en iyi anti militarist sözlere sahip olabilir. konu olarak pink floyd'dan mother'ı epey bir anımsatsada kendine münhasır bir parça olduğu aşikar.
  • eve geldiğimde, annemin şu saatte ekmek kızartması ve o kokunun buram buram yayılması. anne sen çok büyük bir kralsın. ömür biçilmesin.
  • bir zamanlar cocostar vardı.hala var ama eskisi gibi lezzetli değil.bimde 5li paket satılırdı.aslında bizim ailede 5 kişi olduğundan herkese birartane düşerdi.gördümde yavaş yavaş ilk önce çikolata tarafını sonrada coconat tarafını yavaş yavaş yerdim.kendi payına düşen birtaneyi saklayıp güzel birşey yaptığımda (sofrayı toplamaya yardım etmek ödevlerini yapmak v.s) çıkarıp bana veren kişidir anne.
  • hiç kimse beni onun kadar sevmeyecek. çünkü o canından can kopartarak getirdi bu dünyaya. daha yaşamaya başlamadan beni hisseden tek varlık.çocukke dolapda tek dilim kek varsa ben sevmem ztn diyip bana veren sendin.gece arkadaşlarımla dışarı çıkıp eğlendiğimde ben eve girmeden uyuyamayan yine sendin,her söylediğin doğru çıktığında sana uyuz oldum, seninle kavgalar edip 2 dk sonra birşey olmamış gibi barışdık. birgün gider beni yanlız bırakırsa diye çok korkuyorum
  • gece yarısı sümüğüm gözyaşıma karışmış şekilde tam ağlamaya başlayacakken “iyi misin yattın mı iyi geceler öpüyorum” diye mesaj atan insan. hissediyor mudur, nedir. mesajı da aldığımda saldım gitti yaşları.
  • küçükken annem televizyonda bir türkü çıktığında duygulanırdı, neden olduğuna anlam veremezdim hatta dalga geçerdim.

    şimdi ise aynı şeyi ben yaşıyorum ve onu o kadar iyi anlıyorum ki...

    annemle babamın evine gittiğimde o kapı açılınca vuran sıcak yemek kokusu ve annemin beni boynumdan öpmesi bu hayattaki en güzel an..
  • bu dünyada gözünü kapatıp güvenebileceğin, sen ona ayıp etsen bile seni hiçbir zaman yarı yolda bırakmayacak tek insan. anne allah'ın bir mucizesi. freud'u haklı çıkarmak istemiyorum ama bu dünyada annemden daha çok sevdiğim, daha çok güveneceğim bir insan olmayacak. hayatta en büyük korkum annemin ölmesi. annem ölünce bu dünyada benim de yerim olmayacak sanki. koca dünya'da tek başıma kalmışım gibi hissedeceğim. ben de şanslı bir insan değilim, evet annem ölecek bunun farkındayım ve bu gözlerimin önünde gerçekleşecek (bkz: resulullahla benim aramdaki farklar).

    ben bir şeyden korkunca, strese girince annemi arar sesini duyarım hala.

    'anne ben geldim, oğlun, hayırsızın. dizlerin duruyor mu başımı koyacak?'
hesabın var mı? giriş yap