• "artık yeter allah belanızı versin be" dedirten bir türk dizisi klişesidir. yeditepe istanbul, aliye, aşka sürgün'den sonra ıhlamurlar altında'da da karşılaşınca artık küfür ettiren olgudur. türk dizilerindeki kadınların algoritmalarının şu şekilde çalıştığını sanan senaristlerin bok yemesidir:

    "aaaa sevdiğim erkek, yatmalıyım hemen",
    "herhangi bir doğum kontrolü de uygulamıyoruz ama bir şey olmaz herhalde",
    "içimdeyken boşaldı ama bir şey olmaz herhalde",
    "ertesi gün hapı mı, o da ne??",
    "ne hamile miyim, öyleyse hemen aldırmalıyım", [ son ıhlamurlar altında bölümünde, hamile kaldığını öğrenen iki karakterden birisi, bu noktada aldırmak için geç kaldığını öğrenip, sonraki adımları uygulamadan, direk ağlama moduna geçmiştir ]
    "aldırıcam gerçi ama gene de çocuğu ultrasonda görmeliyim",
    "aaa bu ses de ne??", [ kendini tutamayan yazarın notu: "oniki parmak bağırsağı, salak, hey allahım; kalp, ulan kalp! gerizekalı! allahım yarabbim!!" ]
    "çocuğumu gördüm, kalp sesini de dinledim, ama olmaz illa ki jinekolog sandalyesini de görmeliyim"
    "hah, gördüm, tamam, vazgeçiyorum" ,
    "eminim",
    "son kararım"

    ne kadar yaratıcısınız sevgili dizi yazarları, helal olsun sizlere...
  • bu durumun söz konusu olduğu neredeyse bütün dizilerde olay aşağı yukarı şöyle gelişir:

    anne adayı: cabbar ben bu çocuğu aldırıyorum.
    cabbar: ne diyosun kadın sen?
    a.a: aldırıyorum diyorum cabbar yaağ!
    c: ama o ikimizin de çocuğu *
    a.a: evlenmeden çocuk doğuramam cabbar anla beni.
    c:..... *

    (hatun kişi doktora gider, randevusunu alır. doktor son bir kez sorar "emin misiniz hanımefendi?" diye. "eminim" cevabını aldıktan sonra, malum olayın gerçekleşeceği odaya girilir, bacaklar o aletlere konur, ve sahne kararır. aradan belli bir zaman geçer ve bir sonraki sahnede hatun kişi hastane koridorlarında mutsuz ve düşüceli bir şekilde yürüyordur. cabbar *her şeye rağmen sevgilisine destek olmak için hastaneye gelmiş ve hatun kişiyi beklemektedir. ve karşılaşırlar)

    c: bitti mi herşey şimdi ayten?
    a: (sessizlik. cabbarın yüzüne bakar ve ağlamaya başlar) ay hayır cabbar yapamadıııım, aldıramadııım!!(ve cabbarın boynuna sarılır.)
    c: ayten, baba oluyorum!!

    işte olay kurgusu, türk dizilerinde çoğu zaman böyle gerçekleşir. henüz çocuğu aldıran bir dizi kahramanı görmedim. yamuluyorsam düzeltiniz. gerçek hayatta ise çocuğu aldıranların sayısı aldırmayanlardan daha fazladır zannımca.
  • annenin kendine göre bi hesapla verdiği karardır. lakin reiki ve benzeri milenyum modası felsefelerde (belki modern psikiyatride de vardır, bilemem), aldırılması düşünülen çocuğun, bu bilgiye haiz olarak büyümesinin, istenmediği hissinden mütevellit, arızalı bir kişilik geliştirmesine neden olduğuna inanılır. çocuğun daha anne karnındayken istenmediğini bildiği, bunun da kendini sevmek, değer vermek, kendine güvenli olmak, kendini bişeylerin parçası hissetmek vs gibi konularda kafadan arızaya neden olduğu savunulur. hayırlısı artık.
  • bebeği aldırmaktan bebeğe aldırmaya geçiş anı.
  • ileriki yaşlarda bu bilgiye sahip olan bireylerin, duygusal çökmeler yaşadığı, anneye karşı birbirine girmiş bir sevgi/nefret hissi içinde olduğu gözlemlenmiştir. arapsaçına dönmüş, bir bulamaç kıvamında, bir daha ayrışması mümkün olmayan karmaşa içinde duygusal değişimlere sahne olunması kaçınılmazdır. dışarı kusulması genelde imkanlı olmayan öfke yaratır. bu tepki ve yaşanan karmaşanın arttığı durumlarda anne ile aynı eşey kromozomlara sahip bireylere* genellenebilir durumlar yaratabilir. kişinin tetikteliğini güdüler.
  • bunu bilen cocugun bunu niye sorun yaptigini anlayamadigim, "acaba derdi yok da bi dert mi aramakta muhterem" diye dusundugum bi adet anne eylemi. sonucta anne cocugu gorup, begenmeyip, cocuga nefret kusup ya da cocuktan tiksinerek boyle bi hadiseye kalkismamistir. zaten karsisinda bir cocuk da yoktur, zamanina gore belirli derecede gelismis bir fetus ya da cenin vardir. anne olma ihtimali olan hatun kisinin hayati ya da karakteri bu ikilemde kalmayi gerektirmistir, o da once bi yonde sonra da diger yonde karar verip sonuclarini yasamistir. cocuga butun bu surecte bir soz dusmez. sonrasında ise kendisinin sadece potansiyel olarak (cunku daha potansiyel insandir bu kisi) dahil oldugu bi olay hakkinda trip ve bunalim yapmasi manasizdir. bu olayi kisisel alan bi cocuk anneyi anlayamamistir, yaziktir.
  • soz konusu eylem bir turk filminde icra ediliyorsa, mujde ar elbise askisini daldirmaktan son anda vazgecmis demektir..

    nedense müjde ar, elbise askilarini sever..
  • çocuğun bundan haberi olmadığı sürece bir sakıncası yok.
  • olmayacak duaya amin deyip, arkasında da durma hali.
    (bkz: ben diyebilme cesareti)
hesabın var mı? giriş yap