• apse, iltihabın bir çeşidi olup, özelliği, dokunun eriyip, içini cerahatin doldurmasıdır. bazen de bir yaralanma, bir damarın bağlanması veya tıkanması sonucu ölü bir tabaka oluşur ve buraya mikroorganizmanın yerleşmesi ile irin dolu bir boşluk meydana gelebilir. apseler iki türlüdür:

    sıcak apse: bu apsede ateş yükselir, ağrı ve zonklama olur. bu tür apse, her zaman bir veya birkaç mikroptan dolayıdır (yani sebep mikroorganizmadır). sıcak apsenin dört ana belirtisi; sıcaklık, kırmızılık, ağrı ve şişkinliktir (latince, color, rubor, dolor, tumor). apsenin çevresi sert, ortası ise oynak ve yumuşaktır.

    soğuk apse: verem hastalığında görülen bir apse türüdür. öyle ki, el şişlik üzerine konulunca sıcaklık alınamaz ve basmakla ağrı uyandırılamaz. daha doğrusu sıcak apsedeki kesin iltihap belirtileri yoktur. fakat şişlik açılırsa, sıcak apsedeki gibi bir apse içeriğinin olduğu görülür. soğuk apsenin iki özelliği vardır.

    1 - içinde irin yapıcı mikroplar ve irinleşme yoktur. apse içeriğini harap olmuş doku oluşturur.

    2 - apsenin kaynağı ile görüldüğü yer arasında her zaman doğrudan bir ilişki yoktur. örneğin bel omurlarının soğuk apsesi (omurga veremi, pott hastalığı) kasıkta bir apse ile kendini belli edebilir.

    sıcak apselerin tedavisi, cerrahi müdahale iledir. bu tedavi, apse yerinin açılması, irinin boşaltılması ve antibiyotikli merhemle uygulamadır. ayrıca ağızdan antibiyotik vermek gereklidir.

    apseler tedavi edilmezlerse burada üreyen mikroorganizmalar vücudun diğer bölgelerine yayılabilirler. apseler, komşu dokulara açılabilir veya komşu damarlara ilerleyerek, bu damarlardan kaynaklanan kanamalara sebep olabilir.

    apseler meydana geldikleri organların çalışmasını bozabilir, vücutta genel bir hastalık halsizlik, iştahsızlık yapabilirler. soğuk apselerde ise verem ilaçları kullanılır. bazen (örneğin böbrek vereminde) hastalığın yayılmasını önlemek için cerrahi işlem yapılabilir.
  • çekmeyen bilmez bunun ağrısını. öyle bir ağrıdır ki kafanızı duvara vurarak patlatasınız gelir. sanki biri ameliyatla o çenenizde bildiğin bi bıçak koymuş da kalbin her kan pompalamasında o bıçak da bir tarafınıza batıyor gibi oluyor. hayatınızda ve çevrenizde her şeye duyarsız hale geliyorsunuz.

    kurtulduktan sonra ise o ağzınızdaki her bir dişiniz altın tanesi haline dönüşüyor. en ufak ağrıda hiç çekinmeden dişçinn yolunu tutabiliyorsunuz. hatta bu yol tutuşlarınızdan birinde doktorunuz "aa şurdaki dişinde çürük başlangıcı var, vaktin varsa tedavi edelim" der ve o anda seneler önceki apse olan dişiniz gözünüzün önüne gelir ve "al doktor ömrüm senin olsun" edasında kendinizi ona bırakıp, sonu berbat bir ağrıyla karşılaşmadan akşam yemeğinizi evde yiyebilecek şekilde evinize dönebilirsiniz.
  • trakyacada hapis kelimesini ifade eder. şöyle ki:

    " baban apse düştü be kızanım"
  • küçükken çürük dişimden kaynaklanarak dişimin tam yanında, dişetimde çıkmıştı bundan bi tane. kurutana kadar akla karayı seçmiştik diş doktorum ve ben. bu sayede yaklaşık 17 sene sürecek bir diş doktoru korkusu girdi bünyeme. aralık 2006 da neyse ki o korkuyu yendim.

    her neyse, bu apse o yıllarda yokolmuştu ama benim dişetimde sanki yeri kaldı. ne zaman dilimi apsenin bir zamanlar çıkmış olduğu yere götürsem dilime garip ve küçük bir çıkıntı geliyor. sanki küçücük bir sivilce varmış gibi dişetimde. diş doktoruma da sordum bunun neden olduğunu ama başka birşeydendir onunla alakası yoktur dediö.
  • kasıkta çıkanı yürütmez, adının apse olduğunu doktor söylemese bilmeyecektim ben onu ciddi ciddi yaratık sanıyordum, boy boylayıp soy soylayıp adını verecektim. korkunçtur korkunç aman, düşmanımdan uzak- yok ya, bütün düşmanlarımdan uzak olmasın, bazılarına olabilir evet.
  • universiteli genc apse yuzunden oldu
    bu haberde oldugu gibi olumle sonuclanabileceginden ihmal edilmemesi gereken bir rahatsizliktir.
  • dişte çıkanı başıma gelmiş lanet şey! bana duvarları yumruklatan, deli gibi zonglayan ve inanılmaz ağrı yapan dişim kanal tedavisinin ilk seansından sonra, geçici dolgu ile kapatıldı. daha sonra ağrı devam etti. kliniğe gittiğimde ilk gün ağrı normal ağrı kesici kullanmanız yeterli dendi. neyse yumulduk majezik, apranax fort falan filan. ağrılar yüzde 80 oranda kesiliyordu. güç bela uyuduğum gece sonrasında sabah gördüğüm tablo karşısında gözlerime inanamadım. yüzümün çeyreği kadar bir şişlik oluşmuş. neyse ağrılar içinde 7/24 açık olan kliniğe alelacele koşturdum. gördüğünde geç kalmışız biraz gibisinden bir şeyler zırvaladı doktor hanım. geçici dolguyu açtı ve artık ilerlemez ağrında pek olmaz dedi. augmentin adlı antibiyotiği yazdı. neyse o gün gene ağrılar devam etti ve ben gene ağrı kesicilere abandım.antibiyotiği içtim ve uyudum. sabah kalktığımda inmesini beklediğim şişliğin önemli derecede yayılmış olduğunu ve şişliğin daha da arttığını görünce yıkıldım. ağrılarımda bir o kadar artmıştı. tekrar kliniğe gittiğimde hemen şişliğe müdahale etmemiz gerek dedi ve o iğrenç işlemi yaptı. iltihabı orada küçük delikler açarak akıttı. hortum falanda kullanmadığından bütün o pis kanlı iltihap ağzıma doluştu. tükürürken neredeyse kusuyordum. bunların yanında çektiğim acıyı da anlatmak isterdim. ama o ana gitmek istemiyorum! neyse o zorlu süreçten sonra şuan kanal tedavisi yapılan dişimin içi hala açık. belirli ilaçlarla orayı dezenfekte ettiğini söyledi.ek olarak biteral adlı ilacı da kullanmam için reçete yazdı. şişlik indi mi? şuaniçin hayır. ama dişimin hemen yanında ki kısımlarda ciddi derecede rahatlama oldu. ağrım kalmadı. fakat çenenin yan tarafındaki şişlik hala ben buradayım diyo.

    siz siz olun, çürük dişleri ihmal etmeyin. çürük dişten sonra yapılan dolgular özellikle tehlikeli olabiliyor. köklere kadar inip dişi öldürüyor ve sonrası malum. çekeceğiniz onca çile ve acı.
  • çevre dokulardan kese tarzında doku ile sınırlı içerisi cerahat ile dolu oluşum.
  • messi'nin 22 mart 2010 real zaragoza - barcelona maçı öncesinde geçirdiği rahatsızlık. peki bu messi'yi durdurdu mu? tabi ki hayır. hayır birde adamın ağzında çıkmış. buna rağmen 3 gol 1 asist yaptı herif.
  • diş apsesi ilaçsız, antibiyotiksiz geçer. geçirdim ordan biliyorum. ağzımın içi davul gibi şişti, şişik çeneme kadar vurdu. bir gece 38 dereceye kadar ateşle de yattım ama bitkiler her şeyi halletti. madde madde yazıyorum, hepsini bir arada uygulamak lazım.

    1- neden ilaç kullanmadığımıza dair arka plan, azim ve sabır: bir gün bir otu deneyip geçmedi diye vazgeçecekseniz şimdiden eczaneye gidin antibiyotik alın siz. vücudumuzun kendi direncini teslim alan, dünya adaletsizliğinde payı büyük olan ilaç devlerini zengin eden, hayvanları deneylerde katleden, çoğunlukla bi halta yaramayan ilaçları almamak için sebep çok. bitkisel çözümlere güvenmek, onları sabırla uygulamak da çözümün psikolojik şartıdır.

    2- hap niyetine: günde 2 kez birer diş sarımsağı bütün yutuyoruz. ısırmazsak ağız kokusu da pek yok.

    3- şurup niyetine: (1) 1 soğan, 3-4 diş sarımsak ince doğra. 1’er kaşık zencefil, zerdeçal, 1 bardak limon suyu, az az karabiber, karanfil, tarçın, az zeytinyağı, az ılık su, 1 bardak keçiboynuzu şurubu hepsini el yordamı veya doğrayıcı ile karıştırıp koyu renk şurup şişesine veya kağıtla sarılı pet şişeye koy. sabah-öğle-akşam 1’er kaşık; (2) yarım litre kaynatılıp soğumuş suya kabuksuz 1 diş sarımsak doğra, sıkılmış yarım limon kabuğu ekle. kavanozun kapağını sıkıca kapatıp, iyice sarıp ışık almayan yerde 3 gün beklet. suyunu sabah-akşam birer kaşık iç.

    4- ağız bakımı peh: öğünlerden hemen sonra (1) bir bardak suya 1 kaşık tuz, 1 kaşık karbonat at, karıştır, ağız çalkala; (2) bir bardağa %80 su, %20 elma sirkesi koy, ağız çalkala. (3) diş fırçası, diş ipi gibi standart şeylere de devam tabii.

    5- apseye harici müdahale: pamukla fazla bastırmadan olay yerinde tutmak suretiyle şunlardan bir veya birkaçı: çay ağacı yağı, kekik yağı, çörek otu yağı, yeşil limon suyu, karanfil yağı, papatya yağı. ağrının arttığı sıralarda apseye veya en yakın dişe karanfil tanesi de hafifçe (patlatmayalım) bastırılabilir.

    6- hem yemek hem ilaç niyetine: diş apsesini halledecek güçte bazı bitkisellere o günlerde ağırlık vermek gerek: kekik, zencefil, nane, sarımsak, çiğ soğan, pul biber, ıspanak, lahana, brokoli, turp, portakal, limon...

    7- hipster olmak için: yukardaki halka inmiş yemelikleri unut, şunları bul, ye ve yeldeğirmeni’ndeki kafelerde anlat: mürver dutu, artemis, altınmühür, ardıç, ağaç yosunu, havlıcan, ekinezya, meyan kökü, karabaş otu...

    ağustos 2019: tekrar apse geçirdim, hem de sahilde çadırdayken yakalandım ve şişik sağ gözümü kısacak kadar büyüdü, gören herkes dayak yedim sandı. sadece 12 saatte bir sarımsak yutma; pet şişede hazırladığım keçiboynuzu özü + karabiber tozu +ince kıyılmış zencefil şurubunu düzenli içme, tuzlu suyla ağız çalkalama ve günde iki kere buz koyarak 7 günde apseyi ve ağrıları tamamen yok ettim. datça'da herifler aktar, onlar bile antibiyotiksiz halledebileceğime inanmadılar ama işe yarıyor canlarım. aktarlar işinize sahip çıkın, ezcane yalamayı bırakın!
hesabın var mı? giriş yap