• ne yazık ki böyle bir gerçek söz konusu. öyle sürekli olarak sinemalara uğrayan bir insan değilim.

    ev sineması gibi seçeneklerimiz olsa da hiçbirinin sinemada o koltuğa yapışıp anın tadını çıkarmamız kadar etki yaratmayacağı kanısındayım.

    bu düşünceden yola çıkarak, ara sıra şöyle bir göz gezdiririm vizyondaki filmlere. zevk alabileceğimi düşündüğüm bir yapım çarparsa gözüme, filmin hakkında önce ciddi bir araştırma yaparım. aklıma yatarsa sinemaya gitmeye karar veririm.

    aksiyon olsun, korku olsun, komedi olsun bu türler beni pek mutlu etmez. daha çok, drama, duygusal, yer yer aşk temalı yer yer ağlatan, bir şeyler katan sanat değeri olan filmleri izlemeye özen gösteririm.

    ne yazık ki, uzun bir süredir sinemayı adeta işgal etmiş olan bazı yapımlar(recep ivedik, şafak sezer ve acun tayfasının filmleri, klasik amerikan yapımları, tırt komediler) sinemayı bütünüyle ele geçirmiş durumda. öyle ki, eskiden (bkz: lalaland) gibi (bkz: black swan) gibi filmleri artık (bkz: capacity) olsun (bkz: marmara forum) olsun görememekteyim.

    insanlar özellikle (bkz: cinemaximum) un bilet ücretlerinin pahalılığına kafayı takmışken beni en çok rahatsız eden konu bu gibi sorunlara nazaran, kallavi filmlerin bile o acuncu tayfa şahan gibiler yüzünden yer bulamıyor olmasıdır.

    oysa ki, sinema, her kesimden insana hitap eden birbirinin aynısı yerli komediler, bilindik vurdulu kırdılı fantastik kahraman illüzyonlu amerikan yapımlarından ibaret değildir olmamalıdır. sinema, insanın ufkunu açan, yerine göre, insana mesajlar veren, yerine göre ağlatan güldüren, sanatın diğer alanlarında olduğu gibi sansürden yasaktan kısıtlamadan uzak bir mecra olarak sunulmalıdır insanlara.
  • sinemayı yemekhane, kahvehane ya da kerhane sanan kültürsüz ayılar yüzünden katıldığım önerme.

    tekrar yazıyorum:

    1. sinemada saatlerce yemek yenmez. haşur huşur ses çıkaracak şeyler hiç yenmez.

    2. film esnasında evde kanepede izler gibi yanındaki ile kritiği yapılmaz. çok spesifik anlarda tek kelime kulağına fısıldar ya da dürtersin. arada ya da bitimde konuşursun.

    3. telefonundan bu kadar kopamayacak kadar önemli bir insansan ya da özel bir durum varsa izlemek zorunda değilsin. böyle bir durum yoksa malsın.

    ...

    artık gitmekten imtina ediyorum. bir kamyon para (dövizin hali malum) verip büyük ekran tv aldım netflix vs. ne varsa üye oldum ekseriyetle evde izliyorum. kültür seviyemiz bırak ilerlemeyi geri gidiyor.

    hakkımızda hayırlısı.
  • sinemalar küçülüp avm'lere taşındığından beri eski tadı kalmamıştı zaten. evet daha kaliteli, daha temiz, daha rahat ama işte o eski "sinemaya gitme" olayı yok.
  • sinemada :
    hayvanlar gibi jan janlı poşetten yemek eşelenme arkadaşım
    telefonu geçtim tablet gördü bu gözler
    tepki vermeyen güruhun da afedersin ağzına s...yım
    zaten olmuş bilet servet, blu tv /netflix hoş geldin saadet...
    söyleyeceklerim bu kadar ha son dize...
    muhabbet ediyorsun hem de gürültülü o.ç
  • doğrudur,zira artık massimo troisi yaşamamaktadır.
  • sinemaya konuşmaya gelen, zırt pırt telefonunu çıkarıp ışığıyla rahatsız eden orospu evlatları varken haklı önerme.
  • yazar haklı serzenişte bulunmuş ama örneklemeler çok yanlış. black swan dediğin film 7 sene öncesinin daha, la la land ise geçen senenin filmi ne ara yeni oscarlık film çekecekler?

    ancak marvel dc evrenlerinin (her ne kadar çok sevsem de) sinema sektörünü domine ettiğini, insanların artık sıfırdan bir ürün(!) yaratmaktansa, hazır olan markalar üzerinden para kazanmaya çalıştığını da görmezden gelmememiz lazım. aynı şekilde yine bu firmaların tamamen tüketici odaklı çalıştığını da unutmamak gerekir. maalesef özellikle 3d özelliğinin yaygınlaşmasıyla sinemaya gidilen filmler genelde bol aksiyonlu, görsel şölenli filmler oluyor. haliyle bu da yapımlara yansıyor.
  • aklıma birkaç ay önce yaşadığım bir anımı getiren başlığın haklı tezi. denyonun biri film esnasında defalarca babasıyla konuştu, yol tarif etti, kritik yaptı ve bunları bağıra çağıra yaptı. tam telefonu kapattı bu sefer bitti diyorum, tekrar çalıyor telefonu, beyefendi de cevaplıyor. böyle bir orospu çocukluğu olamaz yaaa. böyle bir ayılık olamaz. nasıl bu kadar görgüsüz olabiliyor bazı insanlar, anlamak mümkün değil.

    not: ben uzağında oturduğum halde duydum. defalarca döndüm baktım, adama yakın oturan tek bir kişi bile uyarmadı.
  • ayfonların sinema perdesinden daha parlak olmasından kaynaklanır. ayrıca sahiplerinden de daha akıllılar. yakın zamanda sinema tiyatro gibi yerlere gidince parlaklığı ve sesi otomatik olarak kapatan bir upgrade belliyorum.

    film boyu tasır tasır mısır- cips yiyen sığırlara bir çözüm yolu aklıma gelmiyor şimdilik.

    film izlerken de şiştlemeye başladım artık. :(
hesabın var mı? giriş yap