• yanlış olay... savaşacaksan aşk değildir yaptığın sabretmektir.
  • her hastalıkta olduğu gibi aşkta da insan ister istemez savaşır bedeniyle, beyniyle, hayatla..
  • vatan için savaşmaya benzer.. ne var ki yorumlara açıktır... sahip olduğun tek yada en güsel varoluşumun, birilerinin müdahele etmesi yada onu kaybetme korkularıyla yüz yüze gelip türlü türlü nane yemelerdir...unutmamak gerekir ki.. her savaşta kazanılsa bile mutlaka kayıp olur.. acı ama gerçek olan bu işte! bazen uğruna savaştığın şey sana kalır.. kazandığını sanırsın. yara bere içinde topallayarak eline alırsın.. eskisi gibi sıcak değildir... bişeyler değişmiştir... ne için savaştığını ve gerçektende buna değer olup olmadığını düşünmeye başlarsın ki, o an için asıl gerçeği göremezsin ...savaşırken verdiğin kayıpları ve onların kalıcı acılarını...
  • yapılması insandaki "sahip olma" ile "aşk" arasında nerde olduğunu sorduracak şeydir. aşk için fedakarlık yapılır, sevilir, endişelenir, düşünülür, üzülünür ama savaşılmaz. çünkü savaşmak bencilliktir, egodur, egemenlik altına alma çabasıdır. ama aşk sahip olmadan fedakarlık yapılabilecek birşeydir. aşk bazı şeylere kendinden fazla değer vermektir, zaman zaman vazgeçmektir, geri çekilmektir, saygı duymaktır. saldırmak değil...
  • bazen aşkla aşka karşı savaşmaktır
    ki nihayetinde o da aşktır.
    di mi be hüsnü.
  • insanın kendi kendiyle savasmasıdır. ne yazık ki savaslarda kazanan taraf yoktur.
  • aşık olduğun kişi de bu savaşta senin saflarındaysa elini tutuyorsa değerlidir. yok eğer karşındaysa bir anlamı yoktur en iyisi savaş meydanını terketmektir, ona "seni sana rağmen sevemem" demektir.
  • sonu baştan belli olan:

    "ve sen, ben, değirmenlere karşı
    bile bile birer yitik savaşçı
    akarız dereler gibi denizlere
    belki de en güzel böyle"*
hesabın var mı? giriş yap