askerde kantinci olmak
-
albaylara kendi çaylarını doldurtan
albaylara kendi çaylarını
albaylara kendi
albaylara
hahahahasiktirrr -
-
(bkz: albaylara kendi çayını doldurtan da)
(bkz: vurdum kapıyı girdim içeri)
(bkz: bir uyandım gata'dayım) -
- oğlum komutan istiyo yavşaklık yapma...
- komutanın gelsin aslanım. -
gomutanum gomutanum ben soyunurken çayı goyuver sonra bana goyarsın.(bkz: malbayım)
-
benim askerde albaya kendi çayını doldurtan bir arkadaşım var. olay şöyle gerçekleşiyor: albay bizimkinden çay istiyor; bizimki "albayım kendin doldur işte, uğraştırma allasen," diyor; bi' on dakika kadar sonra, bizimkinin sağlık durumu artık çay doldurmaya elvermediği için, albay kendi çayını doldurmak durumunda kalıyor. arkadaşın tedavisi halen sürüyor.
-
öncelikle (bkz: ne biçim konuşuyorsunuz lan siz)
tezkereme son 2 haftam kala kantincinin hava değişimi çakmasıyla kendimi bulduğum askerlik tipi.ulan nöbet tutmak ne güzel bir şeymiş onu anladım.her saniye kantini aç diye dolaşan tipler veresiye yazdırıp 1 hafta kaybolan rütbeliler gecenin yarısında misafirim geldi diye 1 adet fanta için beni uyandıran nöbetçi astsubaylar bu ne lan.illa fazla para mı alalım yani.
son günlerim ne güzel terliğimi giyip kamuflajları çıkarıp rahat edecektim diye düşünüyorken adeta kendimi (bkz: bozuğu kalmamış bakkal mutsuzluğu) modunda buldum.olum yemin ediyorum bir hava değişimi de ben çakacağım az kaldı he.
(bkz: eyyy fanta lobisi) -
arkadaşlar şimdi bilmeyenler askere gidince albaya git kendi çayını doldur felan derler. bakın albay öyle bir rütbedir ki bazı yerlerde, elini götüne sokup bütün gün çaydanlık gibi gezeceksin ortada dese yeter. ona göre fazla şaapmayın yani.
-
şöyle birşeydir.
-
albaya çay doldurtanını görmedim ama çok kıyak askerlik yaptıkları gerçeğini değiştirmez bu.
benim askerlik yaptığım birlikteki kantinci gündüz nöbetlerinden kurtuluyordu, sağda soldaki amelelik işlerine gönderilmiyordu, bir çok içtimaya katılmıyordu, cep telefonunu saklayabiliyor, istediği gibi şarj ediyordu.
bu işin benim şahit olduğum tek bir kötü tarafı vardı, o da askere veresiye malzeme vermekti. evet yanlış duymadınız veresiye. bakkal gibi millete malzeme verip sonradan da parasını alamayıp cebinden para koyan kantinci gördüm ben.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap