• türk silahlı kuvvetlerinde erata verilen yemeklerdir.

    eğer temiz ve düzgün yapılsa, gayet doyurucu besleyici yemeklerdir. ancak, kahvaltıların pek doyurucu olduğu söylenemez. şimşek gofrette olmasa aç kalır asker *. acemiliğimi yaptığım yerde pek temiz değildi, yemekleri zoraki yerdik. tuz bile bulamazdık, yemekhanede su içtiğimi hatırlamam, pislikten dolayı. ancak usta birlik on numaraydı ve temizdi de. ilk yemekhaneye girdiğimde yanlış geldim herhalde diye düşünmüştüm. porselen tabak, peçete, cam bardak, baharat vs. lüks bunlar asker için. yemeklerde gayet güzeldi, tabağın içerisinde ne olduğunu anlayabiliyordun en azından.
    genelde neyin mevsimiyse ondan bol bol çıkar ve asker bıkar. çok sık et çıkar. balık, kırmızı et, tavuk. balık baya çok çıkardı. çok olunca bıkıyor insan. bazende çiğ olurdu maalesef. tüm türkiye'de erata aynı menü çıktığını söylerler ama emin değilim.

    birgün destek grup komutanı olan albay tüm eratı toplamıştı. sıkıntıları dinlemek için iyi adamdı vesselam. rütbelileri çıkarırdı dışarı. rahat olsun asker diye. bir asker ile şöyle bir konuşması oldu.

    asker: komutanım çok balık çıkıyor.
    albay: ne güzel işte biz evde bulamıyoruz bazen.
    asker: ama kafasıyla birlikte pişiriyolar ve biraz çiğ oluyor.
    albay: ee balık bildiğim başı ile birlikte pişirilir ve tam pişirilmez.
    asker: ama komutanım kafası bize bakıyor, yiyemiyorum.

    tabi herkes gülüştü albayda güldü ve "tamam hallederiz evladım" dedi.
  • ihaleyle ucuza bulunan ne varsa ondan yapılan yemeklerdir. yoksa 45 gün üst üste kadayıf tatlısı çıkmasının hiçbir anlamı olamaz.
  • 50 kişiye yapılan yemek ile 1.000 kişiye yemek farklılık göstereceğinden ;

    karakolda askerlik yapmış jandarma erinin askerlik anılarında iyi,
    alayda askerlik yapmış herhangi bir erin askerlik anılarında kötü olarak anılacak yemeklerdir.
  • eldeki malzemeye göre değişen şeylerdir. örneğin askerliğinizin ilk ayında bitmesi gereken tavuk rezervini tüketen bir birliğe denk gelip günde 2 öğün tavuk suyuna tavuk eti çorbası, tavuklu pilav, fırında tavuk, tavuklu hoşaf ve tavuklu ayva gibi bir menüye denk gelebilirsiniz ve tavuk seviyorsanız bu sizin için gayet güzel bir menü. (evet tavuklu hoşaf ve ayva. hayvanı içerde nasıl hunharca parçalıyorlarsa hoşafın içinden ve ayvanın üzerinden dahi tavuk parçaları topluyorduk.) mesela o tavuklar bittikten sonra yapılan ihalede ise komutanın canı karnabahar almak istemiş olabilir bu sefer de günde 3 öğün hindi kıymalı karnabahar çıkar. karnabaharı sevmiyor olabilirsiniz hindi içinse (bkz: askerde hindi eti diye yenen yaratık) ancak merak etmeyin askerliğinizi yemekhane harici yemek alternatifi olmayan bir yerde yapıyorsanız 3. gün en sevdiğiniz yemek karnabahar olacaktır. yemeğe geç kaldığı için defalarca ekmek arası pırasa yemeği yemiş biriyim tecrübeyle sabit ki en midesi kaldırmayan, reflüsü yüzünden her yemeği yiyemeyen insan bile askerlik ortamında o çatalda dünden kalma karnabahar parçalarını temizleyip hindili karnabahara yumuluyor.
  • 2. veya 3. sınıf yemeklerdir çok bir şey beklenmez ama karnın doyar bazı üs bölgelerinde aç kalırsın yemekleri yiyemezsin bile. bazı vatandaşlarımız şartları imkanları görseniz askerimize bu mu layık diyebilirsiniz insan en iyisi olsun ister ama imkanlar bu yapacak bir şey yok. bazı yerlerde de çok iyi yemekler çıkar nasip.
  • birlikten birliğe değişen yemeklerdir. hvkk'da askerler için ayrı şef, astsubaylar için ayrı şef, subaylar için ayrı şef, generaller için ayrı şef çalışır. dolayısıyla yediğiniz yemek diğer birliklere göre daha güzel ve daha tazedir. (askerler için olan yemeklere; misal makarna dağıtılmışsa ve o gün denetçi subay yemekhaneye gidecekse, bir anda "peynirli" makarna olur. saniye sekmez. 10 saniye içerisinde makarna/peynirli makarna olur. tuhaf.)

    kütahya'da tugay'da bsg isimli bir firma yemek verir. tabi ki sadece askere. şöyle özetlemek gerekirse; tavuk suyu çorbasının içinden bildiğin deri çıkar, tavuk eti yerine.

    gata'da nispeten daha iyi yemek çıkar askere.
    kütahya askeri hastane yemekleri fena değildir.
    eskişehir inzibatta yemekleri asker yapar. bol kepçedir. pek lezzetli olduğunu söyleyemem. askerden ahçı ne kadar olursa.

    istanbul'da ki birliklerin yemekleri fena değildir.

    ama doğu?

    doğu da asker 2 ay geçinir kumanya ile. malzeme gelir karakola, idareli gitmek gerekir. gelemeyebilir bir daha.

    son olarak; helva verirler, cep boyu. yanında su vermezler ama. helvayı yersin, su içemezsin. gececiler için bayat çay olur.

    yani, asker umduğunu değil bulduğunu yer. inanın rus ordusunun yemeklerinden daha iyidir bizim askerin yedikleri.
  • tsk'nın büyük ayıbı olan, devletin, türk toplumunun utanması gereken yemeklerdir.

    bilhassa acemi birliklerinde çıkan yemekler küfür gibi. hoş, usta birliklerinde de durum çok farklı değil.
    bu yemeklerin doyurucu olmamasını geçtim, ağıza sürülecek şeyler değil. sabah çıkan yumurta yumurtaya benzemiyor, verdikleri zeytin zeytin değil, reçel diye verdikleri şeyin ne olduğu belli değil. öyle iğrenç kalitesiz yağlarla öyle berbat malzemelerle öyle rezil yemekler koyuyorlar ki askerin önüne, çocuklar resmen aç.

    ziyarete giden aileler çocuklarını görmekten önce yiyecek ne götürsek telaşına düşüyorlar. ziyaret alanı piknik yeri gibi oluyor annelerin kaplarıyla tencereleriyle termoslarıyla. çünkü askerlerin hepsi şikayetçi, hepsi aç. güzel bir bardak çay bile verilmiyor. çay diye bulaşık suyu gibi leş bir şey veriyorlar.
    askerlere sorunca lezzetli olmasın tamam ama bu kadar da iğrenç olmasa en azından yenilebilir olsa aç kalmasak diyorlar.

    nerelere ne paralar akıtılıyor. burası kışlalardaki askerine adam gibi düzgün bir yiyecek bile sağlayamayacak kadar zavallı bir ülke mi? türkiye bu mu yani? türk askeri buna mı layık?

    bu çok çok büyük ayıptır. rezilliktir.
    türkiye cumhuriyeti'nin utanç verici yüzüdür askerde yemek diye verilen o ne olduğu belirsiz şeyler.

    bunu bütün komutanlar yetkililer, bu işi düzenlemesi gereken kişiler eşek gibi domuz gibi biliyorlar ama içlerinden biri bu böyle olmaz bu yemekleri düzeltmemiz lazım demiyor. bu da işte tipik türkün bana ne'ciliği, tembelliği, kulağının üstüne yatması, kendi rahatsa gerisini umursamaması olayı.

    türk ordusu. dünyanın 8. en büyük, güçlü ordusu. askerinin karnını doyurmaktan, düzgün bir yemek verebilmekten aciz.

    milli rezillik, ayıp, utanılması gereken bir durum.
  • görev icabı çok fazla birliğe gittim. her görev sonunda birlikteki yemekhaneye uğrar yemek yerdik. 50 kişiye çıkarılan yemek var, 100 kişiye çıkarılan yemek var ve 500-1000 kişiye çıkarılan yemek var. tabiki bunların farkı var. hayatımda cezaevine ilk defa bu görevlerde gittim. yemeği en güzel cezaevi ise bakırköy kadın kapalı cezaevi. jandarmaya o gün verilen yemeği unutmuyorum. mercimek çorbası, pirinç pilavı, etli papates yemeği. yanında ıslak kek. kola da olsa fena olmazdı tabi ama yer kalmadı bünyede o kadar iyiydi. buranın sıkıntısını hatırlıyorum yeteri kadar yemek var, tabak var ama çatal/bıçak/kaşık yok. 10 kişi yemek yiyordu sonra o çatal/kaşık yıkanıp yeni kişilere veriliyordu. her neyse yemek çok güzeldi. dışarıda iyi yemek pişiren bir lokantada yemek yemişim gibi bir tadı vardı..

    bunların dışında bir askere esas birliğinde verilen yemekler nelerdir? tamamiyle yerinize ve konumunuza göre değişir. her gün ne yemek pişeceği daha önceden bellidir. yemeğin iyi pişmesini sağlayan mutfaktaki sivil memur iyiyse o yemek iyidir. sivil memur kötüyse yemekler rezalet olabilir. burada astsubay, uzman çavuş ve subayları gözlemleme fırsatım oldu. bunlar çay/kahve, sigara ve televizyon eşliğinde günlerini geçirir paralarını alırlar. içeride elektrikli ısıtıcıyla otururlar.

    konumuz yemekti devam edelim. sabah kahvaltısında beyaz veya kaşar peynir, zeytin, bazen salam,sucuk,sosis verilir. fix çay ve ekmek vardır. bastırsın diye küçük paketlerde krem peynir, reçel, bal falan verilir. efendim o sucuk,sosis salamlar en siktiriboktan markette 5 liraya satılan plastik desek yeridir olan yemekler. yemek demeye şahit ister valla bir kere tattım daha da yemedim yenilecek gibi değil... bal reçel kaymak falan yerseniz zaten kilo alıyorsunuz. nasıl oluyorsa millet askerde kilo vermişti ben almıştım... ekleme : domates, salatalık, ot gibi şeyler askerde yoktur.

    öğlen yemeklerinin vazgeçilmezi 3 şey var. makarna, bulgur pilavı, pirinç pilavı. zamana göre bunlarda değişim olur. mesela stoklarda makarna bittiyse bulgur pilavı ve pirinç pilavına abanılır. her öğün fiks bir çorba yemeği çıkar. bu çorbalar mercimek çorbası, un çorbası, şehriye çorbası, patates çorbası, havuç çorbası, ıspanak çorbası ve en bombası erzincan çorbası. şimdi mercimek çorbası, şehriye un falan bunları biliyoruz. patates çorbası ve ıspanak çorbası ne oluyor derseniz. bildiğiniz un çorbasının içine patates rendeledik, oldu mu size patates çorbası.. eğer ıspanak koyduysak oldu mu size ıspanak çorbası. yani içine konulursa onun çorbası olunuyor. hayal gücü serbest. bu erzincan çorbası ise en yavşak çorbadır. askere gidene kadar erzincan çorbası diye bir şey duymayan ben askerde 6 ay bunu tanımlamakla uğraştım. içinde baharat kombinasyonu var ama ana madde ne onu çözemeden askerlik bitti bir daha kendisini görmek istemiyorum

    akşam yemeğine geçmeden önce öğle yemeklerinde ve sabah kahvaltılarında bazen börek çıkar. bunlar kıymalı da olabilir, patateslide olabilir, ıspanaklı da olabilir. bir gün işin boku çıkıp hem ıspanak çorbası hem ıspanak yemeği hemde ıspanak böreği yemişliğimiz var. ıspanak stoklarını bütün birlik o gün erittik.

    öğle ve akşam yemeklerinde bazen tatlılar olur. bunlardan kemalpaşa tatlısı en ünlüsüdür. iyi yapıldı mı şerbetiyle birlikte güzel gider. bunların dışında üzüm hoşafı, incir hoşafı, ayva hoşafı falan çıkar. hoşaf ile komposto ayrımı nedir bilmeyen ben askerlik hayatım boyunca gene bunları düşünerek şafak attırdım. ayrıca küçükken komposto tadıp sevmeyen ben hiç hoşaf yemeyince zamanla hoşaf sever olduk. yemek dağıtan askere şerbeti değilde direk malzemeyi doldurmasını söyleyip üzüm, incir festivali yaptığımızda oldu. bunların yanında ayva tatlısı çıkar. tel kadayıf çıkar.

    akşam yemeği de öğle yemeği gibidir. gene bir çorba başlangıcı ile birlikte önünüze bir karbonhidrat bir sebze yemeği konur. bonus olarak belki tatlı çıkar belki çıkmaz

    haftanın bir günü balık yemeği olur. balık çipuradır. yurdum insanının balık sevmemesini ben askerde görmüştüm. balık günü geldimi tepsilerce balık çöpe dökülür. balık pişirmesini bilmeyen sivil memurlar var. altına yağ koymayıp balığı fırına verirsen o balık yapışır. işte böyle balığın yarısı var yarısı yok yediğimiz günler oldu. bir balık günü yemekhanede yarbay var. adam hepimizi şaşırtacak şekilde bütün masaları dolaşıp askere "bir sıkıntınız, bir eksiğiniz, bir istediğiniz var mı?" diye sordu. balık konusunu tartışırken bana "bütün türkiye'yi gezdim anadolu insanı balık sevmez, balık yemeği bilmez." dedi. hakikaten doğru.

    bunların dışında yemek olarak dağıtılan en bonus şey sabah kahvaltılarında kraker. genelde bu çizidir. tsk'nın ülker grubuyla antlaşması vardır. eti ürünleri yoktur. balık günlerinde ve ekstra günlerde tariş markasının helvası. askere gelmeden önce helva sevmeyen ben askerde yokluktan helvaya abandık. nasıl bir açlıksa artık bu...
hesabın var mı? giriş yap