• festivalin ilk günü olan 15 ağustosta, ameliyathane techno stage de 01:00 ile 02:00 saatleri arasında deep tech ve techno ağırlıklı track lerden oluşan setimle yer alacağım festival. dansa beklerim.*
  • biletleri oldukça pahalı festival.. kadro çok geniş. hiç birini tanımıyorum. kesintisiz peyote geceleri yaşatacak diye gidiyorum. evimde yetiştirdiğim çiçekleri de yanıma aldım.. güzel koksun çadır. orada satılan şeylere güvenmiyorum. umarım içeri girişte gıda araması yapmazlar.

    not: benden önce varanlara sorular içeriyor yukarıdaki metin.

    bakalım nasıl olacak. editlerim duruma göre.

    edit: gençken dedemle tekirdağ da kiraz festivaline katılmıştım. daha çok beğendim. mısır filan yemiştik. düdük satın almıştım.
  • hemen belirteyim, kapıda o yağmurun altında 24 saat canla başla çalışan jandarmaya hakarettir bu ''hükümetin henüz keşfetmediği festival'' yazılması.

    araçlar içeri alınmadı, tüm çantalar detaylıca arandı, hatta saatlerdir arayıp bulamadığım sigara paketini bulup çıkardılar.

    içeride 3 tane narkotik köpeği tüm festival boyunca devriye gezdi.

    yine özel güvenlik ve jandarma içeride devriye halindeydi.

    stand'ları maliyeciler bastı, iki stand için işlem yapılıp kapatıldı.

    sürekli küfür ve kavganın olduğu futbol maçları da böyle denetlense keşke.

    festival ile ilgili geniş bir yazıyı yakında buraya asacağım.
  • organizasyonun iyi olmadığı belliydi. içerideki standlar bence yetersiz kaldı. festivalin 2.günü bira standı kapatıldı, gece tekrar açıldı. son gün yağmurun iyice bastırmasıyla çoğu kişi akşamı beklemeden çıktı. ama her şeye rağmen efsane bir festivaldi. haftaya olsa tekrar giderim.
  • 430 lira biletine, 200 lira gidiş geliş servisine verdim. 100 lirasını helal ediyorum kalan 530 lirası haram zıkkım olsun. daha servise binemeden başlayan rezaletler silsilesine girmek istemiyorum ama çok zorluk çektik alana varana kadar. 2-3 tanesi dışında rezalet ötesi ve hangi janrdan hangi janr'a geçeceğini dahi bilmeyen darkpsy'ın üstüne psytechno çalmaya kalkan artık detaylarına bile girmek istemiyorum "dj"ler topluluğuna diyecek bir şeyim kalmadı. festival boyunca bırakın duyurulmayı, oraya buraya asılmış timetable'lar bile olmaması nasıl bir komedidir? sevdiğin dj'leri dinlemek istiyorsun ama ne zaman çalacaklarından bile haberin yok. daha komiğini söyleyeyim mi? bir dj tanıdığıma soruyorum abi ne zaman çalacaksın diyorum, sorma ben de bilmiyorum diyor. bakın bu bir festival için rezaletin daniskasıdır.
    bir diğer önemli mevzu. cuma gününden maliye festivali bastı, bütün alkolleri topladı. 1 gün boyunca alkolsüz kaldı festival, sevdiğim dj'lerden biri de cuma akşamı çok süper bir seti alkolsüz dinleyici topluluğuna çalmak zorunda kaldı.
    3rd edition'a da gittik. "tuvalet" denilen konteynır ve "duş" denilen hayrat neyse aynen o sistem devam edilmiş. insanlara tuvalet ve duşumuz var diyorsunuz ama yalan söylemekten utanmıyorsunuz. o hayrattan akan suya elinizi değdirdiniz mi hiç? o suyla duş almaya kalkarsanız donarak ölürsünüz.

    bazı anlarda o 8'li funktion-one'ların önünde hayatımda eğlenmediğim kadar çok eğlendim bunu not etmeliyim. çünkü işini gerçekten iyi yapabilmiş güzel setler çalabilmiş birkaç tane dj var ki ne mutlu onları yakaladım.

    burayı aklıma gelen şeyler oldukça editleyeceğim. ama şu anlık söylemek istediğim tek şey şu, ayata son vurgununu yapmıştır. bir festival o işi sevgiyle ve tutkuyla yapan insanlar tarafından organize edilmeli. ama bunun gibi yalanlar söylemekten utanmayan ve derdi kırptığı paralarda olan kişiler beni daha fazla kandıramaz. üzgünüm ayata, bir sonraki seferine yokum. hiç sanmıyorum ama ondan çok iyi dönüşler alınırsa 2 sonrakine görüşürüz.
  • bu tarz bir festivalin,sürekli yağmur alan bir bölgede olması büyük bir hataydı maalesef. .kitle belli, kullanılan şeyler belli. kafaya girmeden yağmur devreye girdi sağolsun. iki gece üst üste aynı setlisti çaldılar utanmadan. lan kişi başı en ucuz bilet 350tlydi. o para karşılığında o müzikler, o leş ve g.t kadar tuvaletler,jandarmanın ilk gün bira standına el koyması ve içki satışı yoktur yazısı asılması. tam bir fiyasko! organizatörler sadece para alma konusunda başarılı oldular. çıkarken arabayı içeri sokup eşyaları yükleyelim gidelim diyoruz,100 tl kapora alıyoruz ve 1 saat içinde çıkmanız gerek diyorlar. şaka gibiydi resmen. her giriş çıkışta kimlik kontrolü, üst araması, fest alanında köpekler, sivil polisler vs. herşeye rağmen birkaç iyi yanı vardı tabi. yemekleri güzeldi, dışarıdan da baya yiyecek içecek soktuk ve sorun olmadı. en son bira bile alıp soktuk ve bişey demediler. ilk gün hava gayet iyiydi ama sonrası resmen buz gibiydi.dans edelim ısınalım diyosun yağmurdan bibok yapamıyorsun. çadıra dönüyorsun çamurdan ulaşabilirsen giriyorsun ama herşey su içinde. tuvaleti kullanayım diyorsun bokla çamur birbirine girmiş nereye bastığını anlamıyorsun. ilk gün temizlik görevlisi gördüm, sonra adam bir anda buharlaşıp yok oldu. ilk gün tuvaletlerin ışığı da suyu da vardı, sonra onlar da birer birer yok oldu. duş alma seçeneğin ormanın içindeki çeşme o da buz gibi suda o soğukta yıkanmayı göze alabilirsen. bu paraya bu hizmet pes doğrusu. big burnde de birkaç saçma şey oldu ama en azından sıcaktı, duş seçeneği vardı , denizin dibindeydik. kim nerede ne zaman sahne alacak belliydi.ilk defa bu tarz bir festte günün ortasında gelip içkilere el konulduğuna şahit oldum. rakı içelim diyoruz ''el altından verebiliyorum ve 40 lira dublesi arkadaşlar''cevabını alıyoruz. festivale mi gittik, soyguncu tarikatine mi denk geldik anlamadık. böyle olacaksa bir daha yapmayın.
  • iyi ve kötü diye gruplama yaptığım festival.

    iyi ;

    1- alan (şirinyazı göleti) efsane, gündüz başka gece başka manzara oluşuyor.

    2- ilk gün yemekler çok ve kaliteliydi.

    3- içeri yiyecek içecek sokulmasına izin verildi.

    4- gelen kitle ortalama üzeriydi, çok iyi arkadaşlıklar kurduk ve güzel takıldık.

    5- herkesin kendi ateşini yakmasına izin verildi.

    kötü ;

    1- tabiki tuvaletlerin durumu ve duşun olmaması liste başı.

    2- ilk gece animasyonlu sahne aydınlatması , duman makinaları çalışırken, sonraki günler hiçbiri çalışmadı.

    3- sabaha kadar çalan müzik, öğlenleri garip bir şekilde duruyordu, anons falan yapılmadan, herkes dans ederken mal gibi kalakaldı öylece kaç defa.

    4- hangi dj ne zaman çıkıyor kimsenin en ufak bilgisi dahi yoktu.

    5- cuma gecesi saat 22-24 arası biz tam zirvemizde iken çıkan dj bitirdi bizi, chill stage'e kaçtık.o sırada stage'de 150 kişi varsa on dakika içinde 5 kişi kalmıştır.

    6- chill stage çoğu zaman main stage'den daha hızlıydı. bizim çadır chill stage'e daha yakın olduğu için orada daha çok vakit geçirdik.

    7- otopark komple çamur içinde ve eğimli, arabam çamura saplandı tam 2 saat uğraştık, birçok kişi yardım etti, sağolsunlar. mıcır veya kum dökülmeliydi zemine mutlaka.

    8- rap'ci arkadaşlar renk katmış oldu, ben beğendim farklılık oldu. ama olmasa da olurdu.

    9- telefon ve internet komple yoktu, telefon şarj edecek bir tane priz de yoktu. arabada hallettik şarj olayını.

    10- ilk gün akşam 4 saat yağmur yağdı, ikinci gün akşam yağmadı ama çok soğuktu, 3. gün yağmur inanılmaz yağdı, heryerimiz herşeyimiz ıslandı, dedimki arkadaşlara ''soğukta, montla festival mi olur , toplanın gidiyoruz''.

    11- koskocaman alanda , sadece girişe yakın bir yerde üstü kapalı bir çardak vardı , yağmurdan kaçacak başka hiçbir yer yok. o çardağın hemen yanına çadırı kurduğumuz için yağmurda oraya sığındık. diğer insanlar neler yaptı kimbilir.

    12- fiyatına göre verilen hizmet aşırı pahalı. normal zamanda şirinyazı göletine çadır attığın zaman 40 tl ödeniyor günlük. biz günlük bir çadır için 143x2=286 tl ödemiş olduk. bu paraya işletmenin dağ evinde kalınabilinir, üstelik kahvaltı ve akşam yemeği fiyata dahil olarak.

    13- bazı arkadaşlar mengen ve gerede civarındaki otellerle anlaşıp sadece duş ve tuvalet için para ödeyip, duş olayını çözdüler, bir saatliğine 50 tl, gayet mantıklı. pazar günü mengen'de kapalı pazar kuruluyor, aklınızda olsun, ayrıca mengen esnafı da az çakal değil, restorana girerseniz önce fiyat sorun mutlaka.

    14- ilk gün stage'e yakın büyük bir ateş yakıldı, çok iyiydi, sonraki günler yakılmadı. hava geceleri çok soğuktu, mutlaka yakılmalıydı. ateş başındaki muhabbet ve ısınma çok iyi oluyordu.

    aklıma geldikçe editlerim.

    seneye olursa gitmem diyenlere rağmen ben yine de giderim. ama bu sefer, 3 günlük festivalin 1 gecesini mutlaka yakınlardaki bir otelde geçiririm.
  • ayata 2019 4rd edition için yazılanları gördüm. fakat bir çok katılımcı arkadaşımızın acımasız eleştirilerine tanık oldum. bu yüzden bu entryi yazma gereği duydum.

    yazılanları başlıklar halinde özetleyecek olursam;
    (not: organizatör falan değilim kendi görüşlerimi dile getiriyorum.)

    ayata 2017 3rd edition’a da katılan biri olarak ayata 2017 için hiçbir olumsuz eleştiri yapılmazken, 2019 için savrulan tüm eleştirilere mengenli biri olarak bir açıklama yapmak istedim.

    ayata festivalini takip edenler bilirler ki ay’ın dolunay olduğu tarihlerde bu organizasyon gerçekleştirilir. ağustos ayının 17-18-19-20 sinde ay dolunaydı. tüm organizatörler bu tür etkinliklerin tarihini belirlerken geçmiş yıllarda, o tarihlerde, etkinliğin düzenleneceği bölgenin hava durumu geçmişinide göz önünde bulundururlar.

    2017 ayata 800-900 kişilik katılımla havanında güzel oluşuyla birlikte muhteşem bir havaya bürünmüştü. ancak 2019 da beklenmedik bir durumla karşılaşıldı ve batı karadenizin ani hava değişimi azizliğine uğradı maalesef.

    şunuda belirtmeliyim ki bolu dağından geçen herkes bilir, rakımı yüksek olduğu için soğuk ve ayazı olan bir iklime sahip. bunu 2017 deki etkinliğe katılan arkadaşlarda bilirler, boluyu tanıyanlarda bilir. yani soğuk hava şartlarından kimse yakınmasın bence.

    2017 de 900 kişi katılmışken, etkinliğin daha fazla kitleye anlatılması ile 2019 da 2000 üzeri bir katılımcı ile gerçekleşti. bu durum evet önceden elbette biliniyordu. şirinyazı göletinin geçmişini bir çok kez giden biri olarak yakından biliyorum.

    elektrik, su, tuvalet için foseptik çukuru, çöplerin toplanması, yolların düzeltilmesi gibi alt yapı için bir çok bürokrasi kanalı ile iletişime geçildi. ancak ne yazıkki ne mengen belediyesi, nede bolu belediyesi şirinyazı göleti için hiç bir konuda katkı sağlamadı. ayata, interrail in bolurail etkinliği gibi organizasyonlar sayesinde şirinyazı göleti tuvaletlere, köprülere, çevre temizliğine sahip oldu.

    bence yapılan haksızlık sadece organizatörlere değil, aynı zamanda etkinlik tarihinde 1 hafta önce alana gelerek günlerce gece gündüz ulaşım, iletişim vede imkanların sıfır olduğu bir yerde hazırlık için gönüllü arkadaşların nasıl emek verip çabaladığına şahidim.

    çevre aydınlatması, sahne ve tuvalet aydınlatmaları mobil jeneratörler ile sağlandı. ilk gün hava şartları güzel olduğundan herşey aslında tam anlamıyla yolunda gidiyordu. fakat yağmur ve yıldırım düşme tehlikesi beraberinde bazı önlemler almayı gerekli kıldı. festivalin temel unsuru olan müzik ve güvenlik riski bulunan bölgelerin aydınlatılması birinci öncelik oldu.

    tuvaletler ayata organizatörleri tarafından bölgeye tesis edildi, sayıcada yeterliydi aslında. standların yanında 5, araç yolunun üst kısmında 5 olmak üzere 10 tane kabin konulmuştu. şiddetli yağmur beraberinde çamuruda getirdi. tuvalet için görevlendirilmiş arkadaşlar sadece tuvalet çöplerini toplayabildi. o halde bile sırılsıklam ıslanmalarına rağmen rutin çöpleri toplamaya gayret ettiler. her an çamurun içerisinden yürüyerek tuvaletleri kullanmaya gelen insanlar var orada. çamurlarıda temizlediler aslında, hatta standların olduğu bölgedeki tuvaletler bu yüzden tıkandı ve kapatılmak zorunda kaldı. yolun üst tarafındaki tuvaletlerde de aynı durum oluşmasın diye çamur temizliği yapılmadı.

    stand ürünlerinde pahalılık ve soygundan bahsedilmiş. böyle düşünülmesini haksızda bulmuyorum. çünkü alkollü içeceklerin ve malzemelerin küçük kasabalarda temininin daha ulaşılması zor olduğunu katılımcılar düşünmez. bizi ilgilendirmez der ve kanara çekilirler. gerekli olan tüm izinler ilçeden alınmışken il maliye polisinin anlamsız, yargısız infazına kimse engel olamadı. üstünede festivalin getirisinden kat be kat fazla ceza yağdırıldı. bunların hiçbirisi katılımcıların sorunu değil elbette. ancak tabir-i caizse sanki festivale baskın yapar gibi gelip tüm tezgahlardaki alkollere el konulması standlar için ücret ödeyen herkesi zarara uğratmış oldu. yinede ilk günkü fiyattan daha abartılı bir satış olduğunu düşünmüyorum. yağmur faktörü standlarında elektriklerinin kesilmesine sebep oldu. benzinle çalışan küçük jenaratörler kullanılınca maliyetler artmaya başladı. o zor şartlarda ne olursa olsun ambiansın kaybolmaması için herkes bence elinden geleni yapmaya gayret gösterdi.

    ateş yakma konusuna gelince de, 2017 de tüm gönüllü arkadaşlarla birlikte bütün ormanları traktörlerle dolaşarak odunlar topladık. ve her çadıra kendi ellerimizle odun dağıttık. hani bırakın altarnative stage ve main stage önündeki ateşi çadırlara diyorum. bir kaç gün öncesinde yağan yağmur ve sonrasında devam etmesi ormandaki tüm ağaçları ıslattı. bu koşullara rağmen onlarca ateş günlerce yanmaya devam etti.

    2017 ayata festivalinde eşimle tanıştık. ve sonrasında 1 yıl sonra evlendik. kim ne derse desin %70 i muhafazakar olan ülkemizde böyle bi organizasyonu gerçekleştirebilmek bir organizatör için göt ister. bu ortamı bizlere sağlayan başta gönüllü arkadaşlara, herkesin can güvenliğini canla başla sağlayan güvenlik ekibine ve son olarak organizatör arkadaşlara teşekkür ediyorum. bu organizasyon değil boluda everestte bile yapılsa giderim diyenler ayata’nın bel kemiğidir vede yeter diye düşünüyorum.

    saygılarımla.
  • en iyi festival başkaları yapana kadar onlarmış! facebook'ta gonderilerin altinda yazilan yapıcı eleştiri yorumlarını bile siliyorlar. sadece iyi yorumlar kalınca herkes iyi sanacak oyle mi?
  • türkiye'deki nadir pagan temalı festivallerdendir. tematik açıdan özgün denilebilir. kitlesi de ortalama üzeridir. ancak festival, kalite olarak hiç başarılı değildir. yukarıda arkadaşlar tuvaletlerin ve duşların durumundan bahsetmişler.
hesabın var mı? giriş yap