• üniversite yılları , sene 1999 yurtta gecen ilk zamanlar;

    - baba geceleri ders calısamıyorum yatagımda , ışıkları kapatmak zorunda kalıyoruz. ışıldak almak istiyorum.
    - hayır !
    - niyeee ?
    - ışıl kim ? kalamazsın kimsede.
    - %&/%(//&/)
  • baba - alo kızım nasılsın?
    as - iyiyim baba, sen nasılsın?
    baba: iyiyim kızım ben de
    as: valla iyi olduğuna şüphem yok annem 2 haftadır benimle çünkü
    baba: ahahaha eşşeğe bak ne yapayım kızını benden fazla seviyor demek ki
    as: baba maaşımın yarısını sana vereyim ne olur çağır artık annemi :(
    baba : mal varlığımı üstüne yapayım sende kalsın
  • 8 yaşındaki kızım, bitişik el yazısıyla küçük bir kağıda istediği oyuncakları yazmış. listeyi bana verdi. çocuk kanallarında reklamlarda gördüğü ve duyduğu şeyler işte. zaten el yazısı hiç okuyamıyorum bir de şuna benzer şeyler; minişlerin hepsi, barbinin moda evi, uçan peri vs..

    tam sabah evden çıkıcam;

    -baba akşam getircen mi oyuncakları
    +bakalım babacım
    (koştu gitti, kuzu kumbarasını getirdi-hani şu parayı atınca meeee sesi çıkaran zımbırtı, götündeki kapağı açıp birkaç metal para düşürdü avucuna)
    -şu paraları da al. oyuncak alırsın.
    +kızım var param alırım ben sana
    -olsun bunları da al

    (aldım bir kısmını)

    şirkete gelince farkettim ulan ay sonu. para yok. kızımın verdiği parayla poğaça aldım. kartla da akşam dönüşte oyuncağını alıcam. aldığım parayı da ay başı öderim napıyım.
  • lise dönemleri.. baba elinde bir kutu doğum kontrol hapı karşıma dikilir;

    baba - bu ne?
    sehrazat - bilmem, ne?
    baba - bu ne?
    sehrazat - ilaç galiba?
    baba - ne ilacı?
    sehrazat - bilmem (kutuya bakılır) doğum kontol hapı mı?
    baba - evet. ne işi var bunun bu evde?
    sehrazat - bilmem.
    baba - ne işin var senin doğum kontol hapıyla?

    o sırada babaanne gelir yanımıza;

    babaanne - o benim!
    sehrazat - ne?
    baba - neden?
    babaanne - çiçeklerin toprağına karıştırıyorum, daha güzel açıyorlar..
  • işbu diyalog yoğun rus nüfusu barındıran bir yazlık beldemizde gerçekleşmektedir:

    baba-kız, kız için mayo almaya çıkarlar, saatlerce süren alışverişten bıkan baba, en son denenen bir bikini için;

    b: hah, bu oldu, tamam alalım hadi.
    k: ama bu çok açık sanki baba ya, rahat edemem ben. hem senin baba olarak daha kapalı şeyleri beğenmen lazım.
    b: ya kızım allah aşkına, onca rus kızı varken sana kim bakacak, al, bi şey olmaz.
    k: ?!?!
  • ben: baba, masanın üstünden telefonumu verir misin?
    babam: masa üstünde göremedim bi de belgelerime bakayım mı ehehehe
    ben: ...
    kendisi 52 yaşında bir troll.
  • aslında buraya mı yazılır bilemedim ama deniycem... neden böyle girdik çünkü bizim kız daha diyalog kuracak yaşta değil (21 aylık) ama şöyle bir diyalog(umsu) geçti aramızda geçen sabah...

    efendim önce açıklama... bu aylardaki bebekler konuşma çabası içinde oluyorlar. duyduklarını tekrar ediyorlar... biz de o yüzden habire kızla konuşuyoruz. karşımızda sanki 40 yaşında kadın varmış gibi habasa anlatıyoruz, yok büyük ortadoğu projesi yok gençlerbirliği kasımpaşa'yı yener mi? yok ergenekon davası falan... neyse...
    her bebek gibi bu kız da sabah daha karga bokunu yemeden uyanıyor. annesi de benden rica etti, bugün sen kalk diye, kalktık. yumurta falan hazırladık, kahvaltı ediyoruz... ben de hani öğreteceğim ya:

    -hadi kızım bak yumurta...
    -... (açmış ağzını yumurta bekliyor)
    -tamam al bunu. ama bu yumurta, yumurta... neymiş yumurta
    -... (ikinci lokma beklentisi)
    -aferin kızıma neymiş bu yumurta... yu-mur-ta
    -... (aç bırakıyoruz sanki it oğlu iti)
    -yu-mur-ta..
    -... (yok efendim söylemiyor)
    -eh be. al tamam söylemezsen söyleme...

    neyse efendim sıkıldım bende... yedirdim yemeğini falan, açtım sabah haberlerini izliyorum... haberlerde gördüğüm bir şeye kızmış olmalıyım ki:

    -aptalll!!!
    -aptal (gram hatasız)
    -hassiktieer
    -hattüütü
    -ohaaa
    -ooooaaaa
    -lan?!?
    -ban (hem de zıpalayarak söyledi)
    -...
    -...
    -yumurta
    -...

    asi karı...
  • televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
    + babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.

    babam da gaza geliyor:
    - 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...

    annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
    - evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(

    adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.
  • - hanimiş canım kızım? hanimiş hanım kızım? hanimiş güzel kızım?
    - ...
    - hanimiş tonton kızım? hanimiş kokoş kızım? hanimiş güloş kızım?
    - :)
    - hanimiş şeker kızım? hanimiş şerbet kızım? hanimiş bal kızım?
    - agu

    inşallah daha konuşuruz, daha yazarım..
  • ıspanaktan açılan muhabbettir. nereye gideceği ise meçhuldur.

    baba: ya bu ıspanak yemeği ne kadar güzel oldu. ıspanaklar mı iyiydi, yoksa elimin bereketi mi?
    kızı: sevgini katmışsındır.
    baba: seni yaparken de sevgimi kattım, ama hiç güzel olmadın.
    kızı: (oha!?!?)
hesabın var mı? giriş yap