• tanıdığım çoğu yabancı kadındır. uzatıp gezen az ama kaymak gibi bacakla dolaşan hele de ağda eziyeti çeken yabancı(burada sürekli övdüğünüz avrupalı) kadın yok. jilet vurup çıkıyorlar en fazla. hatta ağda yapana mazoşist gözüyle bakıyorlar, gereksiz görüyorlar.

    kıllı bacakları hoş bulmayabilirsiniz; görsel olarak beğenmiyorum deyin, bana hitap etmiyor deyin ama "hijyen" "bakım" gibi kelimelerin ardına sığınmayın.
    bacak kıllarının hijyenle ne ilgisi olabilir? koku mu yapıyor, mikrop mu üretiyor?
    hele de bir kadının ağzından bu kelimeleri duymak beni sinir ediyor. kol ve bacak kıllarının hijyenle en ufak bir alakası yoktur, görsel zevklerinize bu kılıfı uydurmayınız.
  • gayet doğal olabilecek bir durumdur.ben bu mecburiyetin ne zaman ve nerde çıktığını merak ediyorum . eski zamanlarda hatta 100 - 150 yıl kadar yani insanlık tarihinde çok çok az bir zaman dilimi önce çıkan bir adet olduğunu düşünüyorum. endüstriyel devrim sonrasında kapitalist sistemin bir dayatması olduğunu söylüyorum . aynı sitem erkeklere sürekli sinek kaydı traş olması gerektiğini söyler , aynı sistem siz sürekli krem kullanmazsanız cildinizin kötü olacağını söyler, aynı sistem parfüm sıkmazsanız karşı cinsin ilgisini çekemeyeceğinizi söyler. yani söyler de söyler. kadınların bacaklarının sinek kaydı olması gerektiği siz daha çocukken başlayıp büyüyene kadar kafanıza işleniyor beyler ve bayanlar. aksinin tiksinç , kötü ,itici ve köylü işi olacağı kafanıza işleniyor. madem insan vücudundaki kıllar bu kadar tiksinç vuralım ozaman hepimiz kafalarımızı 0 numaraya. hepimiz yumurta gibi gezelim. daha çocukluğunuzdan itibaren bilinçaltımıza kadınların bacaklarından ipek , kaşmir mendillerin adeta akar gibi işlemesi sahnesi kazınıyor. kaiptalist sistem herşeyi sömürür. her şeyden , her yerden para kazanmaya çalışır. yeri gelir sizin daha sağlıklı , mutlu olabilmeniz için sinek yağı sürmeniz gerektiğini bile söyleyebilir. demek istediğim şudur ki , bu; insanın kendi tercihi olmalı. yani nasıl kimi erkek sinek kaydı gezmek ister kimi kirli sakal bırakır kimi keçi sakal. kadın da isterse bacak ve bilimum uzvunun ve organının kılını kazır isterse kazımaz. bu bir güzellik ve alımlılık ölçüsü değildir. sizin kafanıza öyle olduğu işleniyor. kadınlara ise toplumsal baskı nedeniyle daha çocukluktan itibaren böyle yapmaları gerektiği dayatılıyor. şöyle düşünün herkesin zenci olduğu bir yerde beyaz ve ya herkesin saçlı oldugu bir yerde kel olmak ister misiniz? yapmak istemeyen kadınlar da bu yüzden yapmak zorunda kalıyorlar. ne zamandan beri doğanın bize doğuştan verdiği şey "kirli , kötü , pis , tukaka" oldu ? eğer gerekli olmasaydı insan bacağında kıl olmazdı tıpkı kirpik veya kaşın olmayacağı gibi.
  • kıllarını aldığı anda bir sexy babe'e dönüşüyorsa boşuna züğürdün çenesini yormaması gereken abla. sonuçta komple vücudunu bile yoldursa maksimum 1 saatlik iş. ömür boyu kıllarına özgürlük kararı aldığını nerden çıkardınız ki? kıl bu olm, arada uzuyor alınamayacağı aşamalar oluyor, jilet vurursan sakala dönüyor filan. ah tabii, jilet ve traş makinesi dışındaki işlemlere pek yabancısınız siz erkekler.

    -lazere gitsin hangi çağda yaşıyoruz!!

    git bir lazer epilasyon merkezlerini gez bakalım hangi kişi kaç seanstır kaç senedir geliyormuş, hangisi tamamen kurtulmuş denedim yüzde yüz çalışıyor diyormuş? lazere başlasan bile o kodumun seans aralığı sürecinde yine kıllara dokunmamak zorundasın yani bu sıfatı taşımaya mahkumsun.

    ha, ayrıyeten şunu da anlaması lazım karşı cinsin. ben de maymun gibi kıllı erkekleri hiç sevmiyorum ama onlara "sokağa çıkmasın ölsün gebersin!!" demiyorum en azından. başımı çeviriyorum geçiyorum.

    tutturmuşlar bir göz zevki... türkiyede uzamış kıllı bacaklarıyla mini etek filan giyen de görmedim şunca yıllık hayatımda. en fazla yeni çıkıyordur birkaç kıl tüy, o kadar yakından bakıyorsan da kıza, kızı buldun da *gadın mı, ne gadını?!* buna mı takıldın, müstehak sana kıldan tüyden herif seni!

    şimdi sen bu kızların kıllarına bok atıyorsun ya, farkında mısın bilmiyorum o kızı seçmeme şansın var, binlerce dansöz var. bebek gibi hatunlar var etrafta kap birini kendine o kadar güveniyorsan.
    ha, eleştirdiğin kişi sevgilinse oturup derdini söylersin, ya "tamam aşkım dikkat ederim .s" diyecektir ya da derdini sikeyim butonunu dayar sana, ve end of story olur.
  • erkeklerin hiç ama hiç bir zaman anlayamayacağı kızdır. efenim şöyle anlatmak gerekirse; jilet dediğiniz şey erkeklerin kıllarını daha da artırmaları, kendilerini daha da erkek hissetmeleri için çıkarılmıştır. zira jileti kullandığınız yüzünüz sizin de farkedebileceğiniz gibi ayva tüylü bıyıklarınızı yeniçeri bıyığına çevirerek prim yapmanızı sağlamıştır. velhasıl kelam, bir günlüğüne pürüzsüz bacaklara kavuşmak adına yapılan o jilet operasyonu, kadınlara ilerleyen zamanlarda ormansı kıllar olarak geri dönmektedir. zaten sizin gördüğünüz o iğrenç siyah siyah kıllı karılar da bu furyaya zamanında kapılmış, bu hataya ister istemez düşmek zorunda bırakılmış kurbanlardır. gelelim epilasyon aletine: allah aşkına onu vücudunuz herhangi bir yerine dokundurmayı denediniz mi hiç siz? hayatınızda bir kere, yalnızca bir kere -mesela kolunuz olabilir- 5 saniyeliğine de olsa o aleti kullanmanızı siz eleştirenlerden rica ediyorum. gelin, ondan sonra tekrar konuşalım. sırada sir ağda, lazer ve türevleri var. bir dakika kuaför mü dediniz? nasıl yani para mı dediniz? milyar mı? desem açıklayıcı olur zannımca.
    yahu tabi ki bence de makbul olanı cillop. ama sen de göğüs kıllarını al be yavrum o zaman. ben de orayı cillop severim.
  • kendisiyle ilgili yanılgıları soru cevap olarak açıklayalım.

    - niye kıllarını almıyor?
    nedenler kişiden kişiye değişir. kimi lüzumlu görmüyor. (hani erkeklerin kendi kıllarını almayı lüzumlu görmemesi gibi.) kimi çabaya değdiğini düşünmüyor. kimi cidden kıldan hoşlanıyor. kimi güzellik dayatmalarına gıcıklık olsun diye.... eminim daha dolu vardır.

    - ama çirkin?
    güzellik/çirkinlik/çekicilik görecelidir. evet cem yılmaz o kadar da göreceli değildir der ama birey bazına inince o kadar da görecelidir. hele çekicilik baya baya baya göreceli. hani porno sitelerdeki ilginç insanları hatırlatırım.
    bunlardan da önemlisi herkes güzel olmak için götünü yırtmak durumunda değil. senin göz zevkin yanındaki kişinin zerre umurunda olmayabilir.

    - ama pis değil mi?
    (bkz: kıl/@aphrael)

    - böyle idealist idealist konuşuyorsun da sence de çirkin değil mi?
    bence pek güzel değil. ama bence kıl komple güzel değil. erkekte de değil. ama seçim yapacaksam kadındakini tercih ederim. genelde erkek kadar çılgınca olmuyor.

    - hah sevmeyeceğini biliyordum!
    iyi de benim sevip sevmemem önemli değil. keza senin ya da cosmopolitan editörünün de.

    - tersi olsa? erkek kıllarını alsa? korkunç değil mi?
    dediğim gibi. ben kılsız tercih ederim. sporcu olduğu için kıllarını alan sevgilim de oldu, cidden kıldan haz etmediği için alan da...
    almayana da alsana demedim. genel olarak beğenip beraber olduysam böyle bi şeye karışmam.

    - iyi almasın. ama erkek bulamaz. hıh.
    hayır canımcığım. kişisel zevkler kısmını yeniden hatırlatırım. genelde salak insanlara her malın alıcısı vardır derim de bu düzgün insanlar için de geçerli. doğru insanla tanışınca talep de oluşur.
    artı ciddi ciddi kıl seven erkek görülmemiş şey değil. ha bi de böyle şeyleri sallamayan erkekler de var.
    ve de erkek bulmak gibi bi derdi olmayabileceğini hatırlatırım. lezbiyen ya da aseksüel olabilir. kapiş?

    - madem kıl sevmiyorsun niye kıllarını almayan kızı savunuyorsun?
    çünkü salak salak konuşuyorsunuz. efendi efendi sevmiyorum diyene bişi demiyorum ki. ben de bayılıyor değilim. yeter ki insan doğasına atfetmeyin.

    - niye seksistmişim? sevmiyorum diyince seksist mi olunurmuş!
    sevmiyorum diyene seksist demiyorum.
    kadın dediğin kılsız olur, öyle erkek bulamaz, kadınsan yapacaksın vs demek seksist.

    başka bi örnek üzerinden açıklayalım:
    "makyaj yapan kadınlar çok seksi." (ok)
    "sadece makyaj yapan kadınları çekici buluyorum." (ok)
    "kadınsan makyaj yapacaksın bu ne bikbikbik." (seksist)

    - kezban.
    öncelikle kezban düşsün kafanıza. (bkz: türk kızı/@polly jean)
    kezban aşağı kezban yukarı. çok takıldınız diye mi bilmiyorum herşey kezban sizin için. öf.
    oysaki sizin köy-kent arasına sıkışmış prenses kompleksli kıza taktığınız kezban yakıştırması baya ters uçta.
    çünkü kezbanın derdi kadın olmakla ilişkilidir. p-r-e-n-s-e-s hani.
    kezbansan o kıllar kesin alınır yani. hani en fazla zamanı geçmiş olur, kötü alınmış olur, hemen geri çıkmış olur... ama alınır.
    bacak kıllarını almayan kızsa sizin o prenses kompleksinizle, kadın mitinizle, etraf ne derinizle uğraşmaz. sizsiniz kezban. erkek olanlarınız da.
  • bunun bi kaç versiyonu var:

    1- kılları ağdayla aldırabilmek için uzamasını bekleyen (zaman zaman ben)
    2 - regl olan ve gözü acıdan hiç bi şey görmeyen (zaman zaman ben)
    3 - tatile çıkacağı için, tam tatil öncesi aldırmak ve tatili rahat geçirmek amacıyla, son dakkaya kadar bekleyen (zaman zaman ben)
    4 - koyucam bu kıllara da haaa.. almıyorum ulan diyen (zaman zaman ben)
    5 - bi süredir seks hayatı olmayan (zaman zaman ben..ühühühü. aranmıyorum joe! sadece acımı paylaşıyorum; yeşillenmeye gerek yok)
    6 - lazer epilasyona başladığından, kıllara dokunması yasaklanmış olan (zaman zaman ben)
    7- erkeksi ya da hayvansı gözükmek isteyen; partneriyle kurduğu seksüel ilişkide, oğlan çocuğu/erkek ya da kedi/köpek/ayı/kurt rolünü üstlenen (zaman zaman ben değil. hiç bi zaman ben değil yahu)
    8 - kılları almanın, insanın doğallığını bozduğunu düşünen ve bunu bedene/kişinin özüne saygısızlık kabul eden (zaman zaman ben değil. hiç bi zaman ben değil yahu. ama bi arkadaşım var böyle)
    9 - çok feci üşenen (zaman zaman ben)
    10 - çok feci üşüyen (zaman zaman ben)
  • 200 sene önce osmanlıda sevilen kadın tipi nasıl etine dolgun ama şimdi ise nerdeyse 34 bedense yani güzellik algısı zamanla değişşiyorsa aynı durum kıl mevzusu için de geçerlidir. insan denilen yaratık 3 milyon yıl önceye kadar gidiyor. siz hiç duydunuz mu mağara dönemlerinde veya hadi o kadar uzağa gitmeyelim 50.000 - 100.000 yıl önce kıllarını alan kadın ? arkeologlar buluyorlar mı buna yarayan bir alet , bir şey ? yoksa sadece mızrak , ok ucu , hayvan dersinden elbise fildişi vs gibi hayatta kalmaya yarayan neseneler mş buluyorlar sadece ? ne zaman ki modern zamanlar geldi insanların tuzu kuru olmaya başladı (tabi avrupada) o zaman insanlar böyle "kıldan,tüyden" konuları kendilerine dert etmeye başladılar. madem seçilim yoluyla kılsız kadınlar seçildi kadında kıllar azaldı diyorsun 3 milyon yılda çoktan o kılların yok olması gerekmez miydi ? insanda avuç içi ve ayak tabanı dışında vücudunun her yeri kıllarla kaplıdır tıpkı diğer tüm primatlar gibi. bir düşün neden acaba ? çünkü bir sürekli bir şey tutuyor diğeri sürekli yere basıyor veya ağaç dalına tutunuyor. ve kıl insan vücudunun hem dış dünyaya karşı bedeninin korunmasını sağlıyor hem de vücutta klima görevi görüyor.
  • bacak kıllarını almayan kız yoktur sevgilisi olmayan kız vardır.
  • (bkz: bacakları kıllı bir kadınla sevişmek/@limon kimyon zorro)

    sevgili mallar.

    bir insanı kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadan yaptığı tercihlerinden ötürü aşağılayabilecek kadar hıyarsınız onu daha önceki tecrübelerimizden dolayı biliyoruz ancak bundan da öte içinde bulunduğunuz sözlüğün aramaya inanmak gibi aramaya inandırılan başlıkta entry'ye devam etmek gibi önemli yönlendirmelerinden de bihabersiniz anladığım kadarıyla.

    yapmayın.

    bacakları kıllı kadınları da özgür bırakın, yeterin artık.

    (bkz: bacakları kıllı kadınlar)
    (bkz: kıllı bacaklı kadınlar)

    not:
    erkeğim, yazılmayın.
  • bakımlı olmak çok göreceli. türkiye'de orta sınıf için manikür pedikür çok normal, gündelikken ingiltere'de pek öyle olmayabiliyor (bu tarz hizmet sektörleri bu tarz ülkelerde baya pahalı. ortalama bi yerde kaş aldırmak 15 pound civarı diyeyim varın siz hayal edin manikür pedikür nasıldır.)
    veya kimileri saç boyamayı bakımlı olmak klasmanında değerlendirirken kimisi yapay, kokoş bulabiliyor.

    güzellik-çirkinlik de göreceli. saç, göz veya ten rengi olsun, kilo olsun zamana, yere göre çok değişiyor. (bkz: ten/@aphrael) (bkz: zayıf erkek/@aphrael)

    fakat pisliğe gelecek olursak dünyanın çoğunda 1900lerin ikinci yarısından beri vücut kokularının fazlalığı pis kabul ediliyor (1900lerin ortalarında yapılan deodorant reklamları bu algıyı oturtan başlıca şey. babam bile onun küçüklüğünde sigara kokmanın karizmatik bişi olduğunu hatta tütün gibi kokan parfümlerin popüler olduğunu söyler. evet sigara 1900lerin ilk yarısından da sonra pis kabul edilmeye başlandı.)

    yani sevgili romalılar, lütfen götünüzden element uydurmayın. gelip şu kıza pis demeyin. tamam biliyorum siz kötü, çirkin, bakımsız manasında pis diyorsunuz ama öteki kelimeleri tercih edin. çünkü pis ilk anlamıyla o kadar göreceli bi kavram değil, ve onu kastettiğinizi zanneden, daha da kötüsü ciddi ciddi onu kasteden bi sürü salak var ortalıkta.

    ha bu kızı bakımsız, çirkin bulan arkadaşlar erkeklerin kıllarını iyi bir şey olarak görüyorlarsa seksist olduklarını da belirteyim.
    (bkz: toplumsal cinsiyet/@aphrael)

    kılı beğenirsin, beğenmezsin, kendinde sever/sevmezken ilgi duyduğun yönelimde tersini hissedebilirsin. ama gözün dönüyorsa ve hakaret yağdırasın geliyorsa normal olduğunu zannetme. herkesi kendi gibi sanan ilkel kabile insanının bile bi sempatikliği var, senin yok.

    (bkz: kıl/@aphrael)
hesabın var mı? giriş yap