• "araması eder insanı divane, ama bulunca şahane" düşüncesinin temeli.
    "yapmak istemiyorum, kime ne? yapıyorsam da sana ne?" atarının engeli.
  • bir seze sever olarak tek kelimeyle su sekilde aciklanabilecek sezen albümüdür: 'ilimli'.

    neden 'ilimli'? bir kere sezen aksu'nun baska sairlerin siirlerini kullanmasiyla ilgisi yok. eskiden beri bunu cok cok iyi ve yerinde bir sekilde yapar bizimki...faruk nafiz çamlıbel'ler mi (bkz: ali) nazim hikmet'ler mi, (bkz: tenna) yoksa turgut uyar'lar mi (bkz: denge) hatta gülten akin 'lar mi (bkz: deli kizin türküsü) yarenlik etmemistir bu büyüsü bugusunda deli kadina?bu albümde de yildirim türkerve murathan mungangibi iki sairin siirlerinden beslenmistir.
    yok, demek anlatmak istedigim cok cok farkli...daha insani, daha sade, daha masum seyler anlatmak istiyorum size, tipki sezen aksu 'nun bu albümde anlatmaya calistigi gibi...

    lütfen artik git'i, sen aglama'yi,tutsak'i, vazgectim'i...tutkunun ve askin en sancili yönlerinin kan akitir, can acitir yönlerinin gencligin ve doyumsuzlugun en yüksek noktalarindaki serzenisleri bir kenara koyun...unutun demiyorum, cünkü bu hem imkansiz olur, hem de haksiz...

    bu albümde sezen, pisman oldugun zaman gel diyor, perisanim simdi diyor...askin tehlikeli yollarinda gecmisim diyor...yanmisim sönmüsüm ben diyor bir sarkida ki, kim aksini iddia edebilir...

    eskidendi cok eskiden diyor en aci tonlarda...bir seyler bitti, her sey degisiyor...kendinize bakin ne olur, dünküyle ayni kisi misiniz? neden ondan hala gülümse albümündeki sezen olmasini bekliyoruz???

    bir sarkisinda 'ayni akarsuda iki kere yikanilmaz' diyor sezen...yunan felsefesinden gelen bu düsünce halen tazeligini koruyor.bizim icin oldugu kadar, sezen aksu icinde...

    bahane ediyorum sezen aksu...seni ve kendimi...seni sevenleri bahane ederek bu vesileyle diyorum ki bu albüm sadece oldugu insani arayan ve yansitmaya calisan bir sanatcinin son duragi...

    diger duraklarda seninle olacagiz, senin yaratmaya bahanelerin devam ettigi sürece...

    ilimli bazen tehlikelidir ve tadina doyum olmaz...tipki bu albüm gibi...tipki sezen aksu'yu sevip sevmemek gibi...ortasi yok.

    bahaneydi buzdan kanat
    erimezse
    kirilacak
    canim dostum
    sirdasim...
    aynaya baktim yüzünü unuttukca

    gelmis bulundum
    kalmis bulundum
    bu dag burda durdukca...

    diyor o, bize de sezen aksu söyledikce, ögretilmis inanclar gibi saglam ve ayni zamanda kirilgan bir umutla beklemek düsüyor sanirim.
  • ihtiyaca göre sonsuzdur.
  • niyetin olmadığı yerlerde çoğalırlar.
  • kuyruklu bana ne.
  • yok artık dediğim bir tane duydum bugün.

    + usta nerdesin saat kaç oldu seni bekliyoruz.
    - abi ben sana yarın geleceğim demedim ki
    + ne dedin
    - inşaallah dedim.
    + ??%%%??
  • tembellik kokan yalan.
  • bahane hatadan sonra gelir. teamüller böyle. hatalı davranışın gözden geçirilerek, hatalı davranılan kişiye hafifletici sebep ya da sebepler olarak sunulduğu bir aranjmandır. kasten yapılacak olan yanlıştan evvel bahanesini hazırlamaya ne denir onu bilmiyorum. ama bir küfür çok yakışırdı.
  • bir bahane uydur dön gittiğin yerlerden,
    ben inanırım.
    sen geldikten sonra.
  • her şeyin bir bahanesi olan gezegende gözlerini açtığında, geldiği yerde her şeyin bir nedeni olduğunu hala hatırlıyordu. metro turizmle yaptığı boyutlar arası yolculuk sonucu, dizlerinin tutulması neyseydi ama muavinin onu indirmek için vakum kullanması hakikaten terbiyesiz bir hareketti. doktorun raporlu olması bahanesiyle işe gelmediği bir günün gecesinde, ebe teyzelerin kucağına inmiş, ilk öğrendiği kelime olan bahanenin tadını anlamaya çalışıyordu. kekremsi, diye bir kelime varsa eğer onu kullanabilirdi ama ilk altı ay kullanması gereken sadece anne sütüydü.
    sütle geçirdiği altı ayın mineral anlamında çok faydası vardı belki ama hayat anlamında bira ile geçireceği ayları umutla bekliyordu. bir yerlerde bir türk büyüğü kesin söylemişti, alkol insanın kendine yolculuğunda asfalt delme makinesiyle ilerlemesine neden olandı. dişlerini kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramayan süt, ilerde çiğnenerek yenmesi gereken her şeyden uzak durup, biraz çorba, bolca kahve, su ve bira ile yaşayacağını bilemezdi. belki yemek yiyenleri küçümsemezdi ama her şeyi bir bahane ardında yaşayanlara götüyle***gülerdi.
    anlamak zor değildi. basitlik, serdar ortaç’a olan aşkıyla bile belli olması gereken kahkahaydı yüzünde. ve tabi ki bahaneleri olmadığı için kahkaha atıyor, nedenleri olduğu için bağımlılıklardan uzak duruyordu. belki şu an yirmi sekiz yıl yaşamış halinden bildiriyor, bir yirmi sekiz yıl daha yaşamasına gerek kalmadan hayat için gerekenin, bahaneyi ezikleyip nedeni yüceltmek olmadığını biliyor ve kapı arkasından bakan tesadüf’e gülümsüyordu.
hesabın var mı? giriş yap