• bugün yapılan karaköy yerleşkesi hakkındaki toplantıda bir öğrenciye 'verdiğimiz vaatlere kanmasaydınız o zaman' diye cevap veren bir dekana (haluk gürgen) sahip üniversite. iş artık 'gidelim, gitmeyelim'den çıktı. olay ticari kaygısı olmadığını söyleyen dekanın kullandığı üslupta. velev ki söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. bir diktatör edasıyla 'ben sizin liderinizim, siz de benim peşimden geleceksiniz' diyor. açıkçası ben sinema televizyon öğrencisi olarak taşınma işi iyi oldu diye düşünüyorum ama taşındığımız bina apartman gibi olmasaydı daha iyi olurdu. digital editing adı altında montajın nasıl yapıldığıyla ilgili bir ders alıyoruz ve bu ders normalde 2 saat sürüyor. ancak görsel iletişim öğrencileriyle aynı mac laboratuvarını paylaştığımız için dersi 1 saate indiriyoruz. sırf sığmadığımız için bazı şeylerden kısıtlamalar yapıyoruz. bu sığışamama olayı en çok sinema televizyon ve görsel iletişim tasarımı bölümü öğrencilerini etkiliyor. bcep adında ufacık bir sinema salonuna sahibiz. cam falan olmadığı için her daim leş gibi kokuyor. her ders, çalışmayan projektörle, adam gibi ses vermeyen hatta hiç ses vermeyen ses sistemiyle uğraşıyoruz. eğer iletişim fakültesindeki 1700 öğrenci oraya sığacaksa taşınalım. zaten taşınalım mı diye soran yok da neyse.

    edit: yarın saat 13:00'da starbucks'ın olduğu arada haluk gürgen'in tavrı protesto edilecek. bir de o var. bir zamanlar sınıfın olduğu yere kahveci, film arşivinin olduğu yere de kuaför açılıyor. öyle bir okul.
  • öyle bir üniversite düşünün ki olanaklar az diye iletişim bölümünü dershaneden bozma bir apartmana taşısın ama hocaya olanaklarla ilgili sorulan sorulara şu cevaplar verilsin.

    -hocam radyo yayınını yapılıyor.ekipmanlar taşıncak mı?
    şu anda öyle birşey yok ama taşırız bi ara

    -hocam burda film çekemiyoruz? taşıncağımız yerde stüdyo açılcak mı?
    orası stüdyo açmak için uygun değil.tavanı alçak.

    ee be dekan bozuntusu haluk gürgen sen ne diye oraya taşınıyorsun. efendim neymiş iletişimciler artık bi arada olcakmış. böyle bir argümanla bu taşınma işi savunulur mu.

    bahçeşehir türkiyenin en pahalı üçüncü üniversitesi. ilk ikide koç ve sabancı var. bu iki okulun aksine bahçeşehirin sunduğu kampüs imkianları ortada.peki niye herkes bu üniversiteyi tercih ediyor. çünkü beşiktaşta. yönetimde bunun farkında ve yeni açılcak fakülteler için bunu kullanmak istiyor.iletişim fakültesi dekanı ve hocalarıda ses çıkarmadığı için karaköy olayı iletişim fakültesine patlıyor.

    not : ha bide haluk gürgen film arşivi yerine kuaför açılırken sesini bile çıkaramayan bir dekan. artistliği sadece öğrencilere sanırsam.
  • öncelikle haluk hoca'nın mesajını okuduğumda sevinmiştim. karaköy'e taşınma durumunu çağdaş bir ortamda tartışabileceğimizi düşünmüştüm. o yüzden toplantıya gayet açık görüşlü ve bir dinleyici olarak girdim. ancak haluk hoca'nın tavrı,üslubu toplantının başından sonuna kadar tek bir şekilde ilerledi: bağırmak,konuşmak,söz verip dinlememek,kaçamak cevaplar vermek ve tekrar bağırmak. kendimi bir siyasi partinin mitinginde zannettim. sürekli bağırarak bir şeyleri dikte etmeye çalışan bir insan gördüm karşımda ve son derece üzdü beni... yaptığı yatırımlarla fark yaratan üniversitemiz, baskıcı bir toplantıyla ayrı bir noktaya kaydı gözümde.. büyük mutlulukla girdiğim okulum beni derinden yaraladı.

    rahatsız olduğumuz konu ağırlıkla lokasyon değişikliği değil,bize karşı olan üslup idi..yakıştıramadım. haluk gürgen'den yarın saat 13'te bau beşiktaş starbucks'ın önünde özür bekleyeceğiz.. bağırarak değil demokratik bir biçimde düşüncemizi dile getireceğiz. tüm bau'luları desteğe çağırıyoruz!
  • iletişim fakültesinin karaköy'e taşınmasıyla ilgili çok değişik tepkiler gelmiş. karaköy'de starbucks yok ben sabah kahvemi nerden alıcam diyen de var, şehirdışından geldim okula yakın diye beşiktaşta aradım taradım ev buldum şimdi karaköy'e nasıl gidicem diyen de.

    karaköy kampüsü dedikleri yer nasıl bi yer bilmiyorum, twitter'da gördüğüm fotograf eğer doğruysa bir binadan ibaret gibi duruyor. beşiktaş'a göre bi takım dezavantjları olduğu da ortada ama bunların hepsine rağmen haluk hoca doğru bir tavır takınabilmiş olsaydı bu kadar tepki çekmeyecekti sanırım. takındığı o iğrenç tavır yukarlarda anlatılmış tekrar tekrar yazmıyorum.

    olayı en basite indirgeyerek bir alış-veriş gibi düşünsek bile, alış-verişte sözleşmeye uymayan taraf sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. bu okulu tercih eden bir çok kişi okulun beşiktaşta olmasına tav oldu, zaten okul da kendini yıllarca şehrin kalbinde bir dünya üniversitesi şeklinde pazarladı. ama haluk hocamız ne diyor: bu konuda öğrencilerin demokratik bir protesto hakkı olduğuna inanmıyorum, ben sizin liderinizim, benim dediğim olur. oldu paşam!

    karaköy'e taşınmamızın eğitime bir katkısı olacağına da kimse inanmıyor gibi, ben de açıkçası pek inanmıyorum. buna belki bir şekilde inandırabilselerdi bizi tepkiler de bu kadar büyümeyebilirdi. pov stüdyoya 3 ay uğraşıp zorla bi beyaz fon aldırabiliyorsak, çözülmesi gereken başka şeyler var demektir. düz bi fonu almak ne kadar zor olabilir ki?

    bilgi'de bi kaç sene önce başlayan "bu bölümler bize pek para kazandırmıyor en iyisi kapatıp yeni mühendislik bölümleri açalım" mantığının başka bir versiyonunu görüyoruz gibi geliyor bana.

    neyse, haluk hocanın bu tavrı uzunca bir süre konuşulacak gibi duruyor. yönetimin bi tepkisi olacak mı, olacaksa nasıl olacak bilmiyorum ama olur a haluk hoca giderse kimi dekan yapacaklar o da muamma.

    ha bana sorarlarsa senin fikrin nedir diye, derim ki sen hali hazırda bulunan bütün öğrencilerini beşiktaş'tan mezun et. 2013-2014'ten itibaren alacağın bütün öğrencilere de okulunu "şehrin kalbinde bir dünya üniversitesi" diye değil de "işte karaköy'de bi binayız biz..." diyerek pazarla.

    edit: lan şimdi bi düşündüm de, enver yücel ters adam burda yazdıklarımızdan ötürü dava açtırtmasın bize?

    edit2: çok saçma olmuş la bu taşınma olayı, herkesi galeyana getirdiler karaköy'e taşınıyoruz diye, nooldu şimdi? hocaların odalarını karaköy'e taşıdınız, 2 tane de stüdyoyu oraya aldınız ve bitti mi olay? benim bütün derslerim yine beşiktaş'ta çok şükür. ^^
  • iletisim fakultesi dekanı haluk gürgen'in ve dekan yardimcisi burce celik'in bugun yapilan bau galata toplatisinda ogrencilerine verdigi degeri cok talihsiz bir uslupla gosterdigi, traji-komik bir toplantiya ev sahipligi yapan vakif universitesi.

    "istanbul'un kalbinde bir dunya universitesi" sloganini duyan, okula kaydolan ogrencilerin karakoy'de adeta bir dersane binasina tasinmayi istememesi uzerine haluk gurgen'in tum fakulteyi cagirip bir toplanti yapmasi ogrencileri azicik rahatlatmisti herkes "galiba bizim fikirlerimizi sorucaklar" gaziyla gitti ama toplanti tam bir fiyaskoyla sonuclandi. haluk hoca toplantiya "ben dekanım. beni takip etmek zorundasiniz. ben karar verdim, tasiniriyoruz. sizin bu konuda demokratik bir hakkiniz yok. istemeyen bolum degistirsin(!) ya da baska okula gecsin beni ilgilendirmez." dedi. hayir yani sormak istedik "hocam biz diploma olsun nolursa olsun kafasiyla mi geldik ne saniyorsunuz?" diye ama adam degil bize meslektaslarina bile soz vermedi ki. hatta bir meslektasi acik acik "hocam ogrenciler sozumu keser diye dusunmustum ama siz kesip duruyorsunuz" bile dedi.

    burce hoca ise gayet rahat bir tavirla "arkadaslar bina icin mi para oduyorsunuz yerleske icin mi? ouhhff cok yuzeyselsiniz" dedi eyvallah akademik kadroya saygimiz sonsuz ama tanitim gunlerinde tekneyle okulun onunde turlar duzenleyip, ortakoy'e 10 taksim'e 15dk mesafedeyiz diyorsan, akademik kadronun a'sını ogrenciye anlatmiyorsan, ogrencilerin o yerleske de kalmak istemesine hatta orasi icin okula gelmesine de sasirmamalisin.

    ancak en talihsizi toplantinin sonunda "hocam hani istanbul'un kalbindeydik.. nerde o verilen vaatler?" diye soran ogrenciye, iletisim dekani, iletisim profesoru (hadi tum sifatlarini gecelim) "egitimci" haluk gurgen'in tam bir esnaf ve tuccar havasıyla "kanmasaydın kardesiim" demesi... simdi bu cumle "evet biz sizi enayi yerine koyduk, evet kandirdik e sizde saf olmasaydiniz canlarim"i da barindirir "arkadaslar benim icin cokta onemli degilsiniz hatta o kadar degilsinizki sizi kandirdigimizi acik acik soylemekten bile cekinmiyoruz"u da barindirir...
  • dolmabahce sarayi, ciragan sarayi olmadi esma sultan yalisi varken iletisim fakultesini karakoye kerhanelerin yanina tasiyan okul. olmadi bau yanlis yaptin cocuklara..
  • iletişim fakültesi, karaköy'e taşınacaksa bunun sorumlusu bu duruma adam gibi sesini çıkarmayan öğrencilerin olacaktır.
    nitekim aynı şey mimarlık için de oldu ama piyango tutmayınca bu iş iletişimcilerin başına kaldı.

    ayrıca taşınılsa bile tv stüdyosu beşiktaş'ta kalacak, karaköy'de binanın bir özelliği yok apartman olmasının dışında.
    ama zürafa sokağın yanında. daha ne olsun ...değil mi arkadaşlar?

    şöyle sığ bir çıkarımda bulunacağım, bahçeşehir eğitim kurumlarının mütevellit heyet başkanı olarak enver yücel gibi bir insana sahip olması her şeyi çok net bir biçimde açıklıyor.
    daha türkçe yazı yazabilme becerisinde olamayan biri, bu kurumda bu pozisyondaysa her şey olabilir bu okulda.

    hem yaz okulunda hocalar kimsenin haberi olmadan yollanır (bkz: #29255062), hem de kafalarına göre kampüs taşıyorlar.
  • değişik muhabbetlere yol açacak bir iletişim fakültesi oluşturmak amacındadır.

    - beyler iki ders arası 45 dk bir yerlerde mi takılsak bir şeyler yeriz falan.

    + baba olur harbi güzel olur ya bıktım mına kodum dersinden de araştırmasından da projesinden de..

    - battal oğlum sen de gel bak yemeğe gideceğiz

    battal - baba benim ufak işim var hazır 45 dk ders arası iki yan sokağa geçeceğim derse yetişemez isem bilin ki geç gelmişimdir.

    battal 21 yaşında ve okulu zürafa sokagın hemen yanında olduğu için ders aralarında karıya gider. arkdaşlarına geç gelmişimdir diyerek göndermeler üzerinden göndermeler yapmıştır. zamanla kerhane battal için internet cafe gibi olmuştur.
  • fikret ormanın gerek kokteyl gerekse söyleşiler için bu aralar çok uğradığı okul. aileden biri orada okuyor diyeceğim ama üniversitedeki tek kızının üniversitesini de biliyoruz. (bkz: koç üniversitesi)
  • cok hazzetmem okuldan. binayi da gordum. ama iddiali iki fakulteyi buraya tasiyan bir okulun bildigi vardir. ve okulumun ogrenci profilinin de gerzekligi ayrica ortaya cikmistir. gelecek yila o bina mimarlik ve iletisim uzerine en donanimli yerlerden biri olacak, inanmam bana tuhaf geliyor buna ama bu iki fakultesiyle varolmus bir okulu da salak zannetmek bildigin beyinsizliktir. karakoy ise istanbulun en nadide semtlerinden biridir, bir suru sanat galerisi, kafe vs. oradadir. taksime, cihangire ulasim iki dakikadir ve istanbul mimarisini insanini derinden isleyebilecegi semtlere besiktastan daha yakindir. besiktastaki gibi araba park edecek yer bulamayacak kasinti erkekler ve yine besiktastaki okulun icindeki kuaforden uzaklasip dip boyasi iyice belli olunca iki dakikada kuafor bulamayacak hafifmesrep agzi kapanamayan yarim akilli kizlarimiz da karakoy ne be demeyi biraksin etiler'e gezmeye degil universiteye okumaya geldigini hatirlasin. iletisim ve mimarlik bu kimlik bunalimindaki tiplerden oldukca uzak kalmis iki fakulte oldugundan tamamen tifillarin yaygarasindan kaynakli diye dusunuyorum bu durum.

    ben durumdan memnunum. cok iyi oldu ve hakikaten cok cok basarili bir kampus yapacaklarindan eminim.
hesabın var mı? giriş yap